Erişilebilirlik

ABD'de 'Müslümanlara Önyargı' Tartışmaları


Amerika’da birkaç ay önce bir yolcu uçağına binen altı imam, mürettebat ve yolcuların isteği üzerine uçaktan indirildi. Yolcu ve mürettebat, imamların şüpheli davrandığını iddia etti. Farklı Müslüman grupları temsil eden imamlar ise suçsuz olduklarını savundu ve uçaktan indirilmelerinin, Amerika’da Müslümanlara karşı duyulan önyargıları ortaya çıkardığını ileri sürdü. Güvenlik uzmanlarıysa, özellikle 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarından sonra Amerikalıların, bu gibi durumlarda tedbirli davranmalarının ‘anlaşılır’ olduğunu söylüyor.

Geçen Kasım ayında Minnessota’da iç hatlar seferi yapan bir uçağa binen altı imam, yolculardan birinin ihbarda bulunması üzerine uçaktan indirildi. Yolcu, imamların, Amerika’nın Irak savaşı politikasını yüksek sesle eleştirdiğini ve terminal kapısı yakınlarında tartıştıklarını duyduğunu anlattı. İmamlarsa, iddiaların doğru olmadığını, sadece uçuştan önce birlikte namaz kıldıklarını söyledi. Federal Soruşturma Bürosu FBI ve Gizli Servis yetkililerince sorgulanan imamlar, daha sonra serbest bırakıldı.

Önde gelen Müslüman hakları savunucusu bir örgüt, olayla ilgili olarak soruşturma açılması çağrısında bulundu. Bir dizi önde gelen Amerikalı Müslüman da, uçak yolcu ve mürettebatının, önyargıyla hareket ettiğini düşünüyor.

Diğerleriyse imamların, öteki yolculara karşı saygısız davrandığını öne sürüyor. Amerika’daki Müslümanların tepkilerine karşı çıkanlar, 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana, Amerikan havayolu şirketlerinin, tahminen 2 buçuk milyara yakın yolcu taşıdığını, bu süreçte etnik ya da dini hiçbir hoşgörüsüzlüğe izin vermediklerini söylüyor.

George Washington Üniversitesi İç Güvenlik Politikaları Merkezi’nden Seth Stodder, federal dairelerde ırk ayrımcılığının yasak olduğunu söylüyor ve yaşananlardan, Amerika’ya büyük kayıplar verdirmek isteyen radikal terör örgütlerini sorumlu tutuyor:

"El Kaide Amerika’ya cihat ilan eden bir örgüt. Ama El Kaide’ye karşı kendimizi savunuyoruz diye, önümüze gelen her yolcuyu uçaktan indiremeyiz."

Cato Enstitüsü’nden Jim Harper, güvenlik çabalarının, kim olursa olsunlar, teröristlerin yöntemleri üzerinde yoğunlaşması gerektiğini söylüyor:

"Buna en iyi örnek, uçak kokpitlerinin kapılarını güçlendirilmesi, yolcuların da, uçağı ele geçirmek isteyenlere engel olması... Saldırganın kim olduğu, neyi temsil ettiği önemli değil. Önemli olan, 11 Eylül olaylarında da gördüğümüz gibi, kimsenin uçağı ele geçirmemesi."

Harper, Amerika’ya uçakla seyahat eden bütün yolcular hakkında bilgi alınmasının teröristleri yakalamaya yardımcı olmayacağını belirterek, bu eylemlere girişecek kişilerin önceden izlemeye alınması gerektiğini kaydediyor:

"Eylül saldırganlarının ikisinin Amerika’da yaşadığı ve 2000 yılında Aden açıklarındaki Amerikan askeri gemisine düzenlenen saldırılarla ilişkisi olduğu biliniyordu. Eğer Amerikalı güvenlik yetkilileri bunları izlemeye almış olsaydı, bu kişileri yakalayıp saldırıları önleyebilirdik."

İç Güvenlik Politikaları Merkezi’nden Seth Stodder, Amerika’nın Araplar ve Müslümanlara kucak açması gerektiğini söylüyor:

"Amerika’nın, herkese adil davrandığı izleniminin gittikçe azaldığı yolunda kaygılar var. Terörle savaşta bence en önemli şey, Arap ve İslam dünyasında, El Kaide’nin radikal yöntemlerini reddeden kişilerin de bulunduğunun anlaşılmasıdır. Bu şekilde kimseyi ırk, etnik köken ve dini inançlarından dolayı hedef almayan hoşgörülü bir toplum olabiliriz."

Amerika İç Güvenlik ve Ulaştırma bakanlıkları, havaalanlarında çalışan 45 bin güvenlik görevlisini eğitti. Bu görevliler, Suudi Arabistan’dan dönen hacılara nasıl davranılacağı konusunda bilgilendirildi. İki bakanlık aynı zamanda, Kasım ayındaki olayla ilgili olarak da soruşturma yürütüyor.

XS
SM
MD
LG