Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bundan bir süre önce, Türkiye’nin Avrupa Birliği kamuoyundaki imajını kastederek‚ kendimizi pazarlamayı bilmiyoruz’ şeklindeki açıklaması, Türk medyasında yoğun tartışmalara neden olmuştu. Gerçekten Türkiye özellikle AB ülkelerinde ve genel olarak Batı'da yeterince tanınmıyor ya da önyargılarla yüklü, yanlış kavramlarla anılıyor. Profesyonel pazarlamacılığın ülkelerarası ilişkilerde de ön plana çıktığı bir dönemde, merkezi Brüksel’de bulunan yeni bir sivil toplum kuruluşu Türkiye’yi AB üyelerine daha olumlu pazarlayabilmek için çalışmalara başladı.
Deneyimli gazeteci Zeynep Göğüş’ün kurduğu 'Avrupa’da Türkiye Merkezi’ hedef ve çalışmalarını Avrupa Birliği dönem başkanı Almanya’da da tanıttı.
Türkiye’de konuya ilişkin son anketlerde Avrupa Birliği’ne verilen desteğin halk arasında yüzde 30’lar seviyesine düştüğü vurgulanıyor. AB ülkelerinde de Türkiye’nin üyeliğinden yana olanların oranı son yıllarda yarı yarıya azaldı. Uzmanlara göre bu durum karşılıklı olarak yapılan lobi faliyetlerinin eksikliği yada yanlışlığı ile de bağlantılı.
Türkiye veya Türk yurttaşlarına yönelik önyargılar söz konusu olduğunda, başarı örneği olabilecek bir uluslararası lobi ağına sahip olunmadığı dile getiriliyor. Yıllardır Brüksel’de gazetecilik yapan ve AB-Türkiye ilişkilerine yoğunlaşan Zeynep Göğüş’ün yaşama geçirdiği 'Avrupa’da Türkiye Merkezi,' Türk kamuoyunun AB’ye olan inancının sarsıldığı hatta hızla inişe geçtiği bir dönemde tanıtıcı kampanyalarla gidişata bir nevi 'dur' demeyi hedefliyor. Önyargı, stereotipleme ve hatalı bilgiye karşı diplomasiden medyaya kadar çeşitli katmanlara yönelik etkinlikler ve girişimler gerçekleştireceklerini belirten ve Avrupa’daki Türk Merkezi’’ni kurmada geç bile kaldığını söyleyen Göğüş, aynı yaklaşımın Türkiye için de geçerli olduğuna inanıyor.
Lobi örgütlerinin ve toplum kuruluşlarının iyi bir yönetime ihtiyacı olduğunu anlatan Göğüş, geçmişte Türkiye lobiciliğine soyunan birçok girişimde bunun yeteri kadar anlaşılmadığını, bütçe yapmayı bilmenin yanısıra, iletişime hakim olmanın da çok önemli olduğunu ve bunlar için zamana ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.
Kendini bağımsiz bir şekilde finanse eden‚ 'Avrupa’da Türkiye Merkezi’ tarzında lobi ve sivil toplum kuruluşlarının sayısının artması gerektiğini söyleyen Göğüş, yeni kurulacaklara bir model oluşturacaklarını savunuyor.
AB’nin dönem başkanı olan ülke, ‘Avrupa’da Türkiye Merkezi’nin çalışmalarında öncelikli ülkesi olacak. Merkez, bu yüzden önümüzdeki dönemde Almanya’da çok sayıda konferans ve sanat etkinlikleri planlıyor. Göğüş, bu etkinliklerin Alman ve Türk sanatçılar tarafından Brüksel’de de paralel gerçekleşmesinin planladığını belirtiyor.
Deneyimli gazeteci Zeynep Göğüş’ün kurduğu 'Avrupa’da Türkiye Merkezi’ hedef ve çalışmalarını Avrupa Birliği dönem başkanı Almanya’da da tanıttı.
Türkiye’de konuya ilişkin son anketlerde Avrupa Birliği’ne verilen desteğin halk arasında yüzde 30’lar seviyesine düştüğü vurgulanıyor. AB ülkelerinde de Türkiye’nin üyeliğinden yana olanların oranı son yıllarda yarı yarıya azaldı. Uzmanlara göre bu durum karşılıklı olarak yapılan lobi faliyetlerinin eksikliği yada yanlışlığı ile de bağlantılı.
Türkiye veya Türk yurttaşlarına yönelik önyargılar söz konusu olduğunda, başarı örneği olabilecek bir uluslararası lobi ağına sahip olunmadığı dile getiriliyor. Yıllardır Brüksel’de gazetecilik yapan ve AB-Türkiye ilişkilerine yoğunlaşan Zeynep Göğüş’ün yaşama geçirdiği 'Avrupa’da Türkiye Merkezi,' Türk kamuoyunun AB’ye olan inancının sarsıldığı hatta hızla inişe geçtiği bir dönemde tanıtıcı kampanyalarla gidişata bir nevi 'dur' demeyi hedefliyor. Önyargı, stereotipleme ve hatalı bilgiye karşı diplomasiden medyaya kadar çeşitli katmanlara yönelik etkinlikler ve girişimler gerçekleştireceklerini belirten ve Avrupa’daki Türk Merkezi’’ni kurmada geç bile kaldığını söyleyen Göğüş, aynı yaklaşımın Türkiye için de geçerli olduğuna inanıyor.
Lobi örgütlerinin ve toplum kuruluşlarının iyi bir yönetime ihtiyacı olduğunu anlatan Göğüş, geçmişte Türkiye lobiciliğine soyunan birçok girişimde bunun yeteri kadar anlaşılmadığını, bütçe yapmayı bilmenin yanısıra, iletişime hakim olmanın da çok önemli olduğunu ve bunlar için zamana ihtiyaç duyulduğunu savunuyor.
Kendini bağımsiz bir şekilde finanse eden‚ 'Avrupa’da Türkiye Merkezi’ tarzında lobi ve sivil toplum kuruluşlarının sayısının artması gerektiğini söyleyen Göğüş, yeni kurulacaklara bir model oluşturacaklarını savunuyor.
AB’nin dönem başkanı olan ülke, ‘Avrupa’da Türkiye Merkezi’nin çalışmalarında öncelikli ülkesi olacak. Merkez, bu yüzden önümüzdeki dönemde Almanya’da çok sayıda konferans ve sanat etkinlikleri planlıyor. Göğüş, bu etkinliklerin Alman ve Türk sanatçılar tarafından Brüksel’de de paralel gerçekleşmesinin planladığını belirtiyor.