Erişilebilirlik

8 Kasım Amerikan Basınından Özetler


New York Times büyük umutlarla başlayan Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği müzakerelerinin giderek çıkmaza girdiğini yazıyor. Gazete her iki tarafın da Türkiye’nin üyeliği konusundaki isteğinin azaldığını belirtiyor ancak her şeye rağmen Türkiye’nin yüzünün hala Batı'ya dönük olduğunu vurguluyor.

"Kıbrıs Rum kesiminin Türk tarafını dışarıda bırakacak şekilde Avrupa Birliği’ne girmesinin ardından Kıbrıs meselesinin çözümü daha da zorlaştı. Türkiye’nin bu konuda haklı şikayetleri bulunuyor. Ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de belirttiği gibi, Türkiye limanlarını Kıbrıs’tan gelen uçaklara ve gemilere kapalı tuttuğu sürece işlerin artık her zamanki gibi yürüyemeyeceği de bir gerçek. Bunlar zor konular ama halledilemez konular değil. Ve bu konular, hala herkesin çıkarına olan bir süreçten vazgeçilmesini gerektiren konular değil."

Washington Post Cumhuriyetçi Partinin altı yıldır Amerika’yı tek başına yönetmesinin iyi sonuçlar getirmediğini öne sürüyor ve Demokratların seçimden galip çıkmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Gazete, Demokratların başarısını ise seçmenin Cumhuriyetçilere duyduğu tepkiye bağlıyor.

" Altı yıldır süren partizan yaklaşımların ardından Başkan Bush, iktidarının son iki yılında tavrını değiştirirse doğru bir iş yapmış olur. Irak konusunda hem Bush hem de Cumhuriyetçiler seçmenlerin hoşnutsuzluğunu göz önünde tutmalıdır. Bazı Demokrat adaylar hemen Irak’tan çekilmeyi desteklese de, bir çoğu Bush’un karikatürize ettiği gibi kaçıp gitmeyi değil, yeni bir düzenlemeye gidilmesini savundu. Başkan Bush’un seçim kampanyasında kullandığı söylemle Irak’taki gerçeklik birbiriyle uyumlu değildi. Artık seçim bittiğine göre, Bush’un Irak’ta giderek kötüleşen duruma müdahale için daha esnek ve becerikli olması gerekiyor. "

Los Angeles Times seçimde asıl kaybedenin Başkan Bush olduğu görüşünde. Gazete, Bush’un ülkeyi kamplara bölme politikasının seçmenden tepki gördüğünü ve merkezdeki seçmenlerin sandıkta kendi ağırlıklarını hissettirdiğini yazıyor.

" Demokratlar Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu ele geçirdi. Ama bu seçimin en önemli sonucu Demokratların Cumhuriyetçilere karşı zafer kazanması değil Cumhuriyetçi Partinin kendi içinde sosyal muhafazakar liderlerin yerine daha merkezdeki liderlerin öne çıkması olabilir. Salı günkü seçimin ardından Cumhuriyetçi Parti içindeki ılımlı siyasetçilerin etkisi daha da artabilir. 2008 seçimlerine giderken bu ılımlı liderlerin konumu daha da güçlenmiş oldu. "

Christian Science Monitor Nikaragua’da devlet başkanlığına seçilen Sandinist lider Daniel Ortega’nın kendisine Venezüella ve Küba’yı mı yoksa Brezilya ve Şili’yi mi örnek alacağını sorguluyor. Gazete, bu soru cevaplanmadan Bush yönetiminin önyargılı bir biçimde Ortega’yı karşısına almasının yanlış bir politika olduğunu belirtiyor.

" Nikaragua’nın, 1980’lerde olduğu gibi Amerikan karşıtı yabancı güçlerin elinde bir oyuncak olması beklenmemeli. Venezüella, Latin Amerika’nın geleceği konusunda Amerika’yla girdiği rekabeti kaybediyor. Hugo Chavez’in solculuk anlayışı, bölgedeki solcu ama demokrat bir çok lidere çekici gelmiyor. Ortega da artık bir pragmatist olduğunu söylüyor. Brezilya ve Şili’deki başarılı solcu liderlerin gittiği yolu takip etmekten daha pragmatist bir yaklaşım olamaz. "

XS
SM
MD
LG