Erişilebilirlik

Kriz Grubu'ndan Orta Doğu Girişimi


Uluslararası Kriz Grubu adlı araştırma kuruluşu, Ortadoğu barış sürecini yeniden başlatmak amacıyla, yeni bir girişime imza atıyor. Uluslararası Kriz Grubu üyeleri, İsrail ve Araplar arasındaki çatışmaların sonlandırılmasının, bölgedeki diğer sorunları da çözeceğine inanıyor.

Kriz Grubu’nun hazırladığı yeni rapora göre, 2000 yılında Araplar ve İsrailliler arasındaki barış sürecinin askıya alınmasından sonra, Ortadoğu’daki hiçbir hükümet, süreci yeniden başlatmak için girişimde bulunmadı. Rapor, uluslararası toplumu bu konuda isteksiz davranmakla suçlarken, Amerika, Avrupa ve Arap ülkelerine de daha aktif davranma çağrısı yapıyor. Kriz Grubu’nun eşbaşkanı eski büyükelçi Thomas Pickering, zamanlamanın önemli olduğu görüşünde:

“Lübnan’daki savaşın sonuçları gözönüne alındığında, barış sürecini yeniden başlatma zamanının geldiği ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiği görüşü kuvvetleniyor. Ortadoğu’da yaşanan her savaşın ardından, enerjiler hep Arap-İsrail barış sürecine yönlendirildi.”

Kriz Grubu’nun hazırladığı plan, Madrid Konferansı’na benzer bir şekilde, yeni bir uluslararası toplantı düzenlenmesini öngörüyor. Madrid Konferansı 1991 Körfez savaşından sonra, ilk kez İsrail, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin temsilcilerini biraraya getirmişti. Plan aynı şekilde ortak güvenlik ve Filistin ekonomisinin canlandırılması konularında, İsrailli ve Filistinli yetkililerin doğrudan görüşmesini öneriyor. Kriz Grubu başkan yardımcısı Mark Schneider, ciddi adımlar atılmaması durumunda, Ortadoğu’da durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunuyor:

“Ortadoğu gittikçe daha da radikalleşti. Amerika her geçen gün daha fazla hedef alınıyor. Aynı şekilde Amerika, bölgedeki nüfuzunu kaybediyor. Bu bölgedeki her sorun, öyle ya da böyle, Arap-İsrail çatışmasının çözümüne bağlı.”

Uluslararası Kriz Grubu, Filistin’de birlik hükümeti kurulması durumunda, iktidardaki Hamas örgütüne uygulanan siyasi ve mali boykotun kaldırılması çağrısında da bulunuyor. Birlik hükümeti kurulması çalışmaları, Hamas ve El Fetih arasında silahlı çatışma çıkmasından sonra aksamıştı. Mark Schneider şöyle devam etti:

“Filistinlilerin yaşadığı şiddet olaylarının bir daha olmasına ve istikrarsızlığın devam etmesine izin verilmeyeceğini umuyoruz. Böyle devam ederse, bölgede iki devletli çözüme yönelik istikrarlı bir ilerleme sağlanmayacak. Herkesin hemfikir olduğu tek ve başarılı çözüm yolu, Ortadoğu’da barışın sağlanmasıdır.”

Amerika ve diğer ülkeler, Hamas’ı terör örgütü olarak görüyor. Hamas, daha önce İsrail’e bir dizi intihar saldırısı düzenlemişti.

Uluslarası toplum, Hamas’ın İsrail’i tanıyarak şiddetten vazgeçmesi yolunda baskı yapıyor. Hamas ise bunları reddediyor. Kriz Grubu Eşbaşkanı Pickering, Hamas’ın İsrail’le görüşme masasına oturması gerektiğini söylüyor:

"Hamas’ın savaşarak zafer kazanamayacağını bildiğini düşünüyorum. Bence onlara diplomasinin getireceği fırsatlar anlatılmalı."

Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, aybaşında, barış sürecini yeniden canlandırmak amacıyla, bazı Arap ülkelerinin liderleriyle görüştü. Eski Kongre üyesi ve Kriz Grubu yönetim kurulu üyelerinden Steven Solarz, Arap ülkelerinin görüşmeleri yeniden canlandırmak için Amerika’ya baskı yaptığını söylüyor:

"Öncelikle bu devletler, barış sürecini ilerletmek istediklerini bildirdi. Ilımlı görüşe sahip bu Arap hükümetleri, hedeflerinin savaş meydanında değil, diplomasi yoluyla elde edileceğini göstermek istiyor. Arap ülkeleri, Lübnan’ın, Hizbullah’ın iddia ettiği zaferlerin gölgesinde silineceğinin farkında. Bu ülkeler İsrail’le yeniden savaşmak istemiyor. Savaşın onlara tamamen felaket getireceğini çok iyi biliyorlar."

Başkan Bush, İsrail ve Filistinlilerin barış ve güven içinde yaşayacağı iki devletli çözüm yönündeki kararlılığını sürdüreceğini tekrarlıyor. Bush, bu hedefe ulaşmanın, başkanlık döneminin en büyük önceliklerinden biri olduğunu vurguluyor. Uluslararası Kriz Grubu yönetim kurulu üyesi Solarz, İsrail ve Filistinlilerin görüşmelere büyük çoğunlukla destek vermesi durumunda, çatışmaların sona ereceğine inanıyor:

“İki taraftan taviz verilebileceği yönünde edindiğimiz izlenim, bize umut veriyor, tarafların olumlu bir tutum içinde görünmesi, hedeflerimizin gerçekleşebileceğine işaret ediyor.”

Uluslararası Kriz Grubu’nun hedefi, İsrail-Filistin sorununun çözümüne yönelik yeni raporlar hazırlamak, aynı zamanda İsrail, Suriye ve Lübnan arasında anlaşma sağlama yolları araştırmak olacak.
XS
SM
MD
LG