Erişilebilirlik

Gazetecilere Yönelik Tehlikeler Artıyor


Batılı basın-yayın organlarının diğer ülkelerde çalışan muhabirleri, her zaman ağır koşullarda görev yapmanın tehlikeleriyle yüzyüze kaldı. Ancak son zamanlarda Batılı gazeteciler, davalarına dış dünyanın dikkatini çekmek isteyen teröristler tarafından kaçırıldı, bazen de öldürüldü. Özellikle de Ortadoğu’da çalışan Batılı gazeteciler bu tarz eylemlere daha çok hedef oldu.

Uluslararası olayları izleyen muhabirler genelde savaşlar, isyan ve siyasi karışıklıklarla ilgileniyor. Bu haberleri dış dünyaya ulaştıran tek aracılar olmalarından dolayı da risk altındalar.

11 Eylül terör saldırılarından bu yana Batılı gazeteciler gittikçe daha sık tehlikelere hedef oluyor. Gazetecileri Koruma Komitesi’nden Frank Smyth anlatıyor:

“Gazeteciler genelde Amerika’yla bağlantıları olmasından dolayı, özellikle Ortadoğu ülkelerinde hedef alınıyor. Bu daha önce başımıza gelen bir şey değildi. Bu son derece endişe verici bir durum. Gazeteciler hakkındaki genel kanı, hep olayları tarafsız bir şekilde izlemeleri oldu. Ancak şimdi gazeteciler temsil ettikleri kurumun bağlı olduğu ülkeler yüzünden düşman olarak görülebiliyor.”

Amerikalı gazeteci Daniel Pearl, 2002’de Pakistan’da kaçırıldıktan sonra başı kesilerek öldürülmüştü. Jill Carroll ise, bu yıl Irak’ta kaçırıldı ve iki aydan fazla Iraklı direnişçiler tarafından rehin tutuldu.

Kısa bir süre önce de Fox Haber kanalı muhabiri Steve Centanni ve kameraman Olaf Wiig, Gazze’de kaçırıldı. İki gazeteci silah zoruyla Müslüman olduktan sonra serbest bırakıldı. Kameraman Wiig başlarından geçenleri şöyle anlattı:

“En büyük kaygım, burada bize olanlar yüzünden, çok sayıda yabancı muhabir, bu bölgeye gelmeye korkacak, Filistin halkının yaşadığı büyük trajediyi aktarma fırsatı bulamayacak. Bu da Filistinliler için çok kötü bir durum.”

Frank Smyth, Wiig’in kaygılarını doğru buluyor:

“Eğer yabancı gazeteciler olay yerine gidemeyeceklerse, olayları tek yanlı aktarmak zorunda kalacaklar. Bu durumda Amerikalılar çarpıtılmış haberler izleyecek. Bunu düşünmek bile rahatsız edici bir durum.”

Gelişmekte olan ülkelerde yerel gazeteciler zaten cinayet ve şantaj gölgesinde yaşıyor:

Meksika’da özellikle uyuşturucu kaçakçılığı hakkında haber yayınlayan gazetelere çok sık saldırı düzenleniyor. Filipinler’deyse gazeteciler, meslektaşlarına düzenlenen saldırıların ardından, korunmak için silah eğitimi alıyor

Gazetecileri Koruma Komitesi’nden Frank Smyth, kaynağı ne olursa olsun, baskılara son vermenin en iyi yolunun, bu olayları kamuoyuna aynen aktarmaktan geçtiğini düşünüyor:

“Bütün medya organlarının birleşip bir dayanışma sergilemesi için çalışmalıyız. Gazeteciler işlerini en iyi koşullarda yapma hakkına sahip. Örneğin El Cezire’ye çalışırken Amerikan kuvvetleri tarafından Pakistan’da tutuklandıktan sonra hakkında bir yargı kararı olmadan dört yıldır Guantanamo’da tutulan Sudanlı kameramanı da savunuyoruz. Bu şekilde vermeye çalıştığımız mesaj, gazetecilerin basın özgürlüğünü, her türlü baskı unsuruna karşı savunmaları gerektiği. Bu unsurlar ister devlet, ister isyancı olsun, farketmez.”

Bütün bu çabalara rağmen, gazeteciliğin tehlikeli bir meslek olduğu asla tartışma götürmüyor.
XS
SM
MD
LG