Erişilebilirlik

Güvenlik ve Ayrımcılık


İngiltere - Amerika seferi yapan uçaklara saldırı planlandığının ortaya çıkarılması üzerine Amerika’da 11 Eylül’den bu yana süren bir tartışma yeniden alevlendi: Havaalanlarındaki güvenlik görevlileri insanları ırklarına veya dinlerine göre aramalı mı? Amerikan Kongresi'nin bir üyesi “evet” diyor ve Ortadoğuluların daha sıkı aranması çağrısında bulunuyor.

Amerika'daki havaalanlarında yolcuların aranması son günlerde yeniden sıkılaştırıldı. El çantaları ve bavullar özenle aranıyor. Son saldırı girişiminden sonra da sıvı maddelerin kabine alınması yasaklandı.

İngiliz ve Amerikan güvenlik makamlarına göre, teröristler, İngiltere - Amerika seferi yapan uçakları sıvı patlayıcı kullanarak Atlas Okyanusu üzerinde patlatmayı hedefliyordu. İddiaya göre sıvı patlayıcılar el bagajlarında kabine sokulacaktı. Sıvı maddelerin yasaklanması, bundan kaynaklanıyor.

Terör komplosuyla ilgili olarak yakalanan zanlıların çoğu Pakistan asıllı İngiltere vatandaşları. Arananlar arasında bir de Pakistan’da saklandığı sanılan bir militan var.

Bu olay üzerine, Ortadoğulu veya Güney Asyalı yolcuların daha sıkı bir şekilde aranması gerektiğini söyleyenlerin sayısı arttı. Cumhuriyetçi Partili Kongre Üyesi Peter King bu şekilde düşünenlerden biri. King: “Siyasi duyarlılığa son vermemiz gerekiyor. Bana sorarsanız, bir güvenlik yetkilisinin Ortadoğu asıllı birini daha fazla sorgulaması doğal bir şey...” diyor.

Ancak medeni hakları savunan örgütler buna karşı çıkıyor, bu yöntemi ırkçılık veya ayrımcılık olarak nitelendiriyorlar. Amerikan İslam İlişkileri Konseyi yöneticilerinden Arsalan İftikhar şöyle diyor:

“Federal Soruşturma Bürosu FBI, Adalet Bakanlığı, eyalet yetkilileri ve yerel görevliler, defalarca, ırk ve milliyete dayalı arama yapılmasının suçluların yakalanmasında etkili bir yöntem olmadığını söylediler. Bunu defalarca tekrarladılar.”

Ancak son birkaç yıl içinde terör saldırılarını düzenleyen faillerin çoğunun Müslüman veya Güney Asyalı olması ister istemez bu gruplar üzerindeki şüpheleri arttırıyor.

İftihkar, güvenlik konularında ırkçı bir yaklaşımın kaynağının da bu olduğunu söylüyor: “Ne yazık ki büyük olayların etkileri geniş oluyor. İngiltere’deki saldırı girişimi; Irak savaşı; Bali, Madrid ve Londra’daki terör saldırıları neticesinde Amerika’da yaşayan Müslümanlara yönelik tepkiler arttı.”

Bu konu hakkında çok farklı düşünceler mevcut. Kimileri, "Herkes aranmalı; ancak son olayları göz önünde bulundurduğumuzda bir topluluğa odaklanmak yanlış değil" şeklinde görüş bildirirken, bazıları da, “Bir gruba karşı genelleme yapmak adil bir şey değil” şeklinde yorumda bulunuyor.

"Bu, ırka dayalı arama yapmaktır. Ancak ‘güvenlik mi’; yoksa ‘siyasi olarak duyarlı davranmak mı’ diye sorarsanız, ben güvenliğe öncelik veririm..." diye düşünenler de var.

Amerikalı yetkililer, havaalanlarında ırka dayalı arama yapılmadığını, başvurulan asıl ölçünün, bireylerin davranış biçimleri olduğunu söylüyor. Ulaşım Güvenliği Dairesi'nden Earl Morris şöyle diyor: “Biz yolcuların davranışlarına bakıyoruz. Örneğin yolcu tedirgin mi; birini kandırmaya mı çalışıyor? Aramaların yapılmasında yolcuların ırkı, dini, milliyeti kesinlikle gözetilmiyor. Bunu size kesin olarak söyleyebilirim. Biz insanlara ve davranışlarına odaklanıyoruz.”

XS
SM
MD
LG