Los Angeles Times, İsrail’in Lübnan’daki hedefinin kaçırılan askerleri kurtarmak ve Hizbullah’ı cezalandırmakla sınırlı olmadığını, asıl amacının Hizbullah’ı yoketmek olduğunu yazıyor. Hizbullah ve Hamas’ın Tahran tarafından yönlendirildiğini ileri süren gazete, asıl kavganın İsrail ile İran arasında yaşandığı görüşünde:
"Ortadoğu’daki çatışmaların içinde çok fazla neden ve aktör yer alıyor. Ancak çatışmaların bedelini Lübnan halkı ödüyor. Bir zamanlar sık sık başka ülkeler tarafından ilhak edilen ve bölünen Polonya, Avrupa’daki büyük güçlerin çatışma alanıydı. Bugün Ortadoğu’da aynı rolü Lübnan oynuyor."
St. Petersburg’da G-8 zirvesini değerlendiren New York Times, dünyanın önde gelen ülkelerin liderlerinin küresel sorunlarla ilgili somut çözümler üretemeden dağıldığını yazıyor. yorumunda bulunuyor. Gazete, liderlerin petrol fiyatlarındaki artış, Ortadoğu’da tırmanan çatışmalar, İran’ın nükleer programı ve dünya ticaretinde yaşanan sorunlara ilişkin ortak bir yaklaşım geliştiremediğine de dikkati çekiyor:
"Konuk liderlerin, ev sahibi Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in ülkesini tam bir demokratik ülke haline getirmeye kararlı olduğuna inanmış gibi görünmeleri utanç verici bir tavırdı. Eğer liderler, kendi ülkelerini ve dünyayı ilgilendiren önemli sorunlar karşısında ortak bir tavır geliştirmiş olsaydı, bu yaklaşımları belki hoş görülebilirdi."
Boston Globe da, G-8 zirvesi sırasında Putin’in anti demokratik uygulamaları nedeniyle ciddi bir eleştiri almadığının altını çiziyor. Gazete, zirvenin ana gündem maddesi olan enerji güvenliği konusunda da somut bir adım atılmadığı görüşüne yer veriyor:
"Rusya’nın geçen kış Ukrayna’ya verdiği doğal gazı kesmesinden sonra, bu zirvede enerji nakil hatları, uzun vadeli sözleşmeler veya tüketicilerin enerji kaynaklarına erişimi konusunda hiçbir anlaşmaya varılmadı. Zirvede ana gündem maddesinin enerji güvenliği konusu olması bekleniyordu ancak Batı, Rusya’daki enerji sektöründe şeffaflık sağlanması yönündeki taleplerine doyurucu bir cevap alamadı."
Washington Post ise baş makalelerinden birini Amerika’nın Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in anti demokratik uygulamalarına göz yummasını eleştiriyor. Mübarek’in muhalefet üzerindeki baskıları daha da arttırdığını yazan gazete, Washington’un hala Mübarek’e destek vermesinin Ortadoğu’daki demokrasi beklentilerine darbe vurduğunu savunuyor:
"Bush, Mısır’a Arap demokrasisi için öncülük etmesi konusunda baskı yaparken, Mübarek bir çok vaatte bulunmuştu. Ancak şimdi Kahire’de ve daha genel olarak Ortadoğu,’da Bush’un bu politikadan vazgeçtiği görüşü hakim. Mısır’daki demokratlar Amerika tarafından ihanete uğradıklarını düşünüyorlar ve böyle düşünmekte haklılar."