New York Times terörist olarak tanımladığı Çeçen komutan Şamil Basayev’in ölümüyle Çeçen direnişçilerin ağır bir darbe yediğini yazıyor. Kremlin’in daha önce de bir çok Çeçen lideri öldürdüğünü hatırlatan gazete, Rus liderlerin Çeçenistan sorununu sadece bir terör sorunu olarak görmeye devam etmesinin büyük bir hata olacağını savunuyor:
"Basayev’in ölümüyle birlikte şiddetin önemli kaynaklarından biri kurutulduğu için, Rusya’nın bağımsızlık yanlısı Çeçenlerle barış görüşmelerine başlaması için yeni bir fırsat doğmuştur. Moskova, bölgedeki kuklası olan Ramazan Kadirov’a güvenerek kalıcı bir barış sağlayamaz. Terör saldırılarına bulaşmamış bazı Çeçen liderlerle görüşmelere başlanabilir. Putin, kendi halkının ve ülkesinin iyiliği için görüşmelere başlamalıdır."
Boston Globe da Basayev’in ölümüyle birlikte Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesinin sona ermeyeceğini hatırlatıyor. Basayev’in uzun yıllar Rusya’ya hizmet ettiğini, daha sonra da bir Çeçen milliyetçisi olarak mücadeleye atıldığını kaydeden gazete, Çeçen komutanın İslamcı bir çizgiye yönelmesinde Rusya’nın baskılarının etkili olduğunu belirtiyor:
"Basayev’in masum sivilleri hedef almasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Ancak Putin’in Çeçenistan’ı yeniden işgal etmesi de sivillere aynı ölçüde zarar verdi. Putin’in ılımlı Çeçen milliyetçilerle görüşmeyi reddetmesi, bir çok Basayev’in ortaya çıkmasına neden oldu. Bunlardan biri de dün ölen Basayev’in yerine geçecektir"
Washington Post, Filistin başbakanı İsmail Haniye’nin bir makalesine yer veriyor. İsrail’in Gazze’yi işgalini sert bir dille eleştiren Haniye, işgalin amacının Hamas’a oy veren filistinlileri cezalandırmak olduğunu öne sürüyor. Haniye, yazısında şöyle diyor:
"Eğer İsrail, Filistinlilerin barış, onur ve ulusal bütünlük içinde yaşamasına izin vermeyecekse, İsrailliler de bu haklardan yararlanamayacaktır. Eğer İsrail, 1967’de ortaya çıkan sorunlar yerine, 1948’den kaynaklanan asıl sorunları ciddi biçimde görüşmeye hazırsa, adil ve kalıcı bir barış mümkün olabilir."
Washington Times muhabiri Nicholas Birsh, Türkiye’de laik kesimlerle İslamcılar arasındaki gerginlik nedeniyle faizsiz tahvil çıkartılamadığını ve bu nedenle Türkiye’nin Arap sermayesinin çekme konusunda önemli bir fırsatı kaçırdığını yazıyor. Haberde, İslami bankacılığın Türkiye’de önemli engellerle karşılaştığı da belirtiliyor:
"Başka ülkelerde, İslami bankacılık, dini yetkililer tarafından destekleniyor. Türkiye’de ise böyle bir şey anayasaya aykırı. Önde gelen bir Türk bankacı ise, faizsiz tahvil çıkartılmasının tamamen mantıklı bir adım olacağını söylüyor. Türkiye’nin Avrupa’dan sermaye akışı sağlamaya devam edebileceğini belirtiyor ancak sermaye kaynaklarındaki çeşitliliğin kârı da artıracağını vurguluyor"