El Kaide’nin Irak’taki lideri Ebu Musab El Zerkavi’nin bir hava saldırısında öldürülmesi, bütün Amerikan gazeteleri tarafından manşetten duyuruluyor. New York Times, Irak’taki isyanı bitirmek ve iç savaşı önlemek için sadece terörist liderlerin ortadan kaldırılmasının yetmeyeceğini vurguluyor. Gazete Irak’ın farklı etnik ve dini gruplarının saygı duyduğu, güvenlik, sağlık ve eğitim hizmetlerini sağlayan etkin bir hükümetin oluşmasıyla sorunların aşılabileceğini yazıyor:
"Zerkavi’nin Iraklı yerel isyancılarla ve Usame Bin Ladin’in etrafındaki El Kaide yöneticilerle ilişkileri, aslında genellikle sorunlu ilişkilerdi. Buna rağmen ölümüyle birlikte bütün bu sorunlar artık unutulup Zerkavi bir şehit olarak gösterilebilir. Zerkavi, yeni üstleneceği bu rolle, bir süre daha Irak’ta etkisini sürdürebilir."
Christian Science Monitor Zerkavi’nin öldürülmesinin teröre karşı önemli bir başarı olduğunu belirtiyor ancak bu başarının Irak’taki sorunları çözmeye yetmeyeceği uyarısında bulunuyor. Irak hükümetinin Sünni isyancıları ve Şii milisleri etkisizleştirmesi gerektiğini kaydeden gazete, anayasada anlaşmazlık yaratan maddelerin de çözüm beklediğini hatırlatıyor:
"Irak hükümetindeki boş koltukların doldurulması ve Zerkavi’nin öldürülmesi Irak’taki Amerikan birliklerinin moralini yükselteceği gibi, Amerika’nın bu ülkedeki çabalara verdiği desteği de artıracaktır. El Kaide ise, Irak’ta muhtemelen yeni bir Zerkavi bulacaktır. Bu nedenle isyancıları ve cihadı savunanları bastırmak için Amerika’nın mücadelede ısrarcı olması gerekiyor. Ancak bu mücadelede Amerika’nın rolü giderek azalırken, demokratik Irak’ın rolü de giderek artmalıdır."
Washington Post ise Irak başbakanı Nuri el-Maliki’nin bir makalesine yer veriyor. Maliki, “Demokratik bir Irak için stratejimiz” başlıklı makalede milis grupların dağıtılacağı ve güvenlik güçlerinin sadece devlete hizmet etmesinin sağlanacağı vaadinde bulunuyor. Maliki, güvenliğin sağlanacağını, yolsuzlukla mücadele edileceğini, yatırımların artırılacağını ve birleşik, istikrarlı, müreffeh bir Irak kurulacağını ifade ediyor. Irak başbakanı, komşu ülkeleri de içişlerine karışmamaları ve teröre destek vermemeleri konusunda uyarıyor:
"Iraklılar, ulusal çıkarları etnik ve dini yaklaşımların üstünde tutacak bir ulusal birlik hükümetini göreve getirdi. Uluslararası topluluğun ve bölgesel ortakların yardımıyla Irak’taki terörist örgütleri yenmeye kararlıyız. Iraklılar yaşadıkları sorunlara rağmen sabır ve kararlılıklarını defalarca gösterdi. Müttefiklerimizle birlikte, Ortadoğu’nun kalbinde Irak’ı müreffeh bir demokratik ülke haline getireceğiz."
Boston Globe bugün Almanya’da başlayacak olan Dünya Kupası öncesinde muhtemel terör saldırılarının yanı sıra, ırkçı grupların ve holiganların yol açabileceği sorunlara da dikkat çekiyor. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle özellikle Doğu Almanya’da neo-Nazi grupların güç kazandığını kaydeden gazete, Alman polisi ile FIFA’nın geniş önlemler aldığını vurguluyor. Makalenin en dikkat çekici bölümlerinden biri ise, futbolun demokratik yapısına ilişkin saptamalar:
"Futbolu, dünyanın en popüler sporu yapan şey, onun demokratik kökenleridir. Dünyanın her tarafındaki çocuklar bir topun veya top biçiminde birleştirilmiş bez parçalarının arkasında koşturabilecekleri bir park alanı, arsa veya meydan bulabilirler. Gelişmekte olan ülkelerin yetenekli çocukları, dikkat çekerek bu konuda eğitim alabilir ve profesyonel takımlarda oynayabilir. Bu sayede, farklı ırklardan oyuncular Avrupa’nın iyi para ödeyen takımlarında top koşturabiliyor."
"Zerkavi’nin Iraklı yerel isyancılarla ve Usame Bin Ladin’in etrafındaki El Kaide yöneticilerle ilişkileri, aslında genellikle sorunlu ilişkilerdi. Buna rağmen ölümüyle birlikte bütün bu sorunlar artık unutulup Zerkavi bir şehit olarak gösterilebilir. Zerkavi, yeni üstleneceği bu rolle, bir süre daha Irak’ta etkisini sürdürebilir."
Christian Science Monitor Zerkavi’nin öldürülmesinin teröre karşı önemli bir başarı olduğunu belirtiyor ancak bu başarının Irak’taki sorunları çözmeye yetmeyeceği uyarısında bulunuyor. Irak hükümetinin Sünni isyancıları ve Şii milisleri etkisizleştirmesi gerektiğini kaydeden gazete, anayasada anlaşmazlık yaratan maddelerin de çözüm beklediğini hatırlatıyor:
"Irak hükümetindeki boş koltukların doldurulması ve Zerkavi’nin öldürülmesi Irak’taki Amerikan birliklerinin moralini yükselteceği gibi, Amerika’nın bu ülkedeki çabalara verdiği desteği de artıracaktır. El Kaide ise, Irak’ta muhtemelen yeni bir Zerkavi bulacaktır. Bu nedenle isyancıları ve cihadı savunanları bastırmak için Amerika’nın mücadelede ısrarcı olması gerekiyor. Ancak bu mücadelede Amerika’nın rolü giderek azalırken, demokratik Irak’ın rolü de giderek artmalıdır."
Washington Post ise Irak başbakanı Nuri el-Maliki’nin bir makalesine yer veriyor. Maliki, “Demokratik bir Irak için stratejimiz” başlıklı makalede milis grupların dağıtılacağı ve güvenlik güçlerinin sadece devlete hizmet etmesinin sağlanacağı vaadinde bulunuyor. Maliki, güvenliğin sağlanacağını, yolsuzlukla mücadele edileceğini, yatırımların artırılacağını ve birleşik, istikrarlı, müreffeh bir Irak kurulacağını ifade ediyor. Irak başbakanı, komşu ülkeleri de içişlerine karışmamaları ve teröre destek vermemeleri konusunda uyarıyor:
"Iraklılar, ulusal çıkarları etnik ve dini yaklaşımların üstünde tutacak bir ulusal birlik hükümetini göreve getirdi. Uluslararası topluluğun ve bölgesel ortakların yardımıyla Irak’taki terörist örgütleri yenmeye kararlıyız. Iraklılar yaşadıkları sorunlara rağmen sabır ve kararlılıklarını defalarca gösterdi. Müttefiklerimizle birlikte, Ortadoğu’nun kalbinde Irak’ı müreffeh bir demokratik ülke haline getireceğiz."
Boston Globe bugün Almanya’da başlayacak olan Dünya Kupası öncesinde muhtemel terör saldırılarının yanı sıra, ırkçı grupların ve holiganların yol açabileceği sorunlara da dikkat çekiyor. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle özellikle Doğu Almanya’da neo-Nazi grupların güç kazandığını kaydeden gazete, Alman polisi ile FIFA’nın geniş önlemler aldığını vurguluyor. Makalenin en dikkat çekici bölümlerinden biri ise, futbolun demokratik yapısına ilişkin saptamalar:
"Futbolu, dünyanın en popüler sporu yapan şey, onun demokratik kökenleridir. Dünyanın her tarafındaki çocuklar bir topun veya top biçiminde birleştirilmiş bez parçalarının arkasında koşturabilecekleri bir park alanı, arsa veya meydan bulabilirler. Gelişmekte olan ülkelerin yetenekli çocukları, dikkat çekerek bu konuda eğitim alabilir ve profesyonel takımlarda oynayabilir. Bu sayede, farklı ırklardan oyuncular Avrupa’nın iyi para ödeyen takımlarında top koşturabiliyor."