Washington Post, İsrail başbakanı Ehud Olmert’in Washington temasları sırasında, İsrail-Filistin sınırını tek yanlı olarak belirleme planına Başkan Bush’tan destek aldığını belirtiyor. Bush ve Olmert’in İsrail-Filistin müzakerelerinin sürmesine ilişkin açıklamalarını fazla inandırıcı bulmayan gazete, İsrail’in, Kudüs’ün tamamı ile Batı Şeria’nın önemli bir bölümünü ilhak etmeyi amaçladığını yazıyor:
"Amerika’nın ve uluslararası topluluğun kapsamlı bir desteği olmadan, İsrail kendi tek yanlı planını Filistinlilere kabul ettirmekte başarılı olamaz. Yani Bush, iktidarının kalan döneminde İsrail’i, bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak biçimde çekilmesi için teşvik etme fırsatına sahip olacak. Ancak Bush, İsrail’in Filistin’in hayati çıkarlarını göz ardı eden bir biçimde çekilmesine destek verirse, bir anlaşmaya varılması umudunu da kendi elleriyle baltalamış olur."
USA Today, 2001 yılında patlak veren Enron skandalıyla ilgili olarak şirketin eski yöneticileri hakkında mahkumiyet kararı verilmesini yolsuzluklara karşı mücadelede önemli bir adım olarak yorumluyor. Ancak gazete, verilen kararın işlerini kaybeden Enron çalışanları ile yatırımcıların zararını karşılamadığına dikkat çekiyor ve Amerikan ekonomi dünyasında suistimallere kapı açan kültürel yapının değişmesi için daha kapsamlı bir mücadele yürütülmesi gerektiğini altını çiziyor:
"Enron davasında verilen mahkumiyet kararları, yatırımcılar için olumlu bir gelişme. Bu kararlar, adaletin yavaş da olsa işlediğini gösteriyor. Ancak verilen kararların olumlu bir etki yaratması için, bir sonuç olarak değil, bir başlangıç olarak görülmesi gerekiyor."
New York Times, Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya’da, Amerika’nın desteklediği devlet başkanı Alvaro Uribe ile anayasa mahkemesi arasındaki yetki kavgasını ele alıyor. Uribe’nin sağcı milislere af getiren bir yasa çıkarttığını hatırlatan gazete, anayasa mahkemesinin af için “itirafçılık” koşulunu getirmesini destekliyor ve milislerin Amerika tarafından terörist olarak tanımlandığını vurguluyor:
"Uribe, kendisini Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez’e karşı bir denge unsuru olarak gören Washington tarafından destekleniyor. Bush yönetimin, anayasa mahkemesi kararlarına saygı gösterilmesi gerektiği yönünde genel açıklamalar yapıyor. Ancak yönetim, mahkemenin bağımsızlığını destekleyen ve milislerin mahkemenin belirlediği koşullarda dağıtılmasını savunan bir açıklama da yapmalıdır. Uribe de benzer bir tavrı benimsemeli ve Anayasa Mahkemesi’ne müdahale etme çabalarına son vermelidir."
Los Angeles Times ise Guardian gazetesinin tasarım editörü Jonathan Glancey’nin güvenlik duvarlarıyla ilgili ilginç bir makalesine yer veriyor. Tarih boyunca kurulan Çin Seddi, Majino hattı, Berlin duvarı gibi fiziki engellerin amacına ulaşmadığını kaydeden Glancey, İsrail’in Batı Şeria’da, Amerika’nın Meksika sınırında, Suudi Arabistan’ın da Yemen sınırında yapacağı güvenlik duvarlarının başarısızlığa mahkum olduğunu savunuyor:
"Hiç kimse sonsuza kadar duvarların arkasında saklanamaz. Geleceğizi uzun vadede güvenceye almak için beton duvarlar ve dikenli teller yerine komşularımızı anlamayı, onlara yardımcı olmayı ve hatta onları sevmeyi öğrenmek çok daha doğru bir yoldur."
"Amerika’nın ve uluslararası topluluğun kapsamlı bir desteği olmadan, İsrail kendi tek yanlı planını Filistinlilere kabul ettirmekte başarılı olamaz. Yani Bush, iktidarının kalan döneminde İsrail’i, bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak biçimde çekilmesi için teşvik etme fırsatına sahip olacak. Ancak Bush, İsrail’in Filistin’in hayati çıkarlarını göz ardı eden bir biçimde çekilmesine destek verirse, bir anlaşmaya varılması umudunu da kendi elleriyle baltalamış olur."
USA Today, 2001 yılında patlak veren Enron skandalıyla ilgili olarak şirketin eski yöneticileri hakkında mahkumiyet kararı verilmesini yolsuzluklara karşı mücadelede önemli bir adım olarak yorumluyor. Ancak gazete, verilen kararın işlerini kaybeden Enron çalışanları ile yatırımcıların zararını karşılamadığına dikkat çekiyor ve Amerikan ekonomi dünyasında suistimallere kapı açan kültürel yapının değişmesi için daha kapsamlı bir mücadele yürütülmesi gerektiğini altını çiziyor:
"Enron davasında verilen mahkumiyet kararları, yatırımcılar için olumlu bir gelişme. Bu kararlar, adaletin yavaş da olsa işlediğini gösteriyor. Ancak verilen kararların olumlu bir etki yaratması için, bir sonuç olarak değil, bir başlangıç olarak görülmesi gerekiyor."
New York Times, Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya’da, Amerika’nın desteklediği devlet başkanı Alvaro Uribe ile anayasa mahkemesi arasındaki yetki kavgasını ele alıyor. Uribe’nin sağcı milislere af getiren bir yasa çıkarttığını hatırlatan gazete, anayasa mahkemesinin af için “itirafçılık” koşulunu getirmesini destekliyor ve milislerin Amerika tarafından terörist olarak tanımlandığını vurguluyor:
"Uribe, kendisini Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez’e karşı bir denge unsuru olarak gören Washington tarafından destekleniyor. Bush yönetimin, anayasa mahkemesi kararlarına saygı gösterilmesi gerektiği yönünde genel açıklamalar yapıyor. Ancak yönetim, mahkemenin bağımsızlığını destekleyen ve milislerin mahkemenin belirlediği koşullarda dağıtılmasını savunan bir açıklama da yapmalıdır. Uribe de benzer bir tavrı benimsemeli ve Anayasa Mahkemesi’ne müdahale etme çabalarına son vermelidir."
Los Angeles Times ise Guardian gazetesinin tasarım editörü Jonathan Glancey’nin güvenlik duvarlarıyla ilgili ilginç bir makalesine yer veriyor. Tarih boyunca kurulan Çin Seddi, Majino hattı, Berlin duvarı gibi fiziki engellerin amacına ulaşmadığını kaydeden Glancey, İsrail’in Batı Şeria’da, Amerika’nın Meksika sınırında, Suudi Arabistan’ın da Yemen sınırında yapacağı güvenlik duvarlarının başarısızlığa mahkum olduğunu savunuyor:
"Hiç kimse sonsuza kadar duvarların arkasında saklanamaz. Geleceğizi uzun vadede güvenceye almak için beton duvarlar ve dikenli teller yerine komşularımızı anlamayı, onlara yardımcı olmayı ve hatta onları sevmeyi öğrenmek çok daha doğru bir yoldur."