Erişilebilirlik

28 Nisan Amerikan Basınından Özetler


Yükselen petrol fiyatları Amerikalı tüketicileri de etkiliyor ve bu durum gazete sayfalarında da yankı buluyor. New York Times, Cumhuriyetçi Parti’nin tüketicilere 100 dolarlık yardım önerisini de, Demokrat Parti’nin vergi indirimi teklifini de çözüm olarak görmüyor. Başkan Bush’un çevre koruma önlemlerini askıya alma düşüncesini de, hem zararlı hem de kısa vadeli bulan gazete, petrol şirketlerinin kazandığı aşırı gelire ek vergi konmasını ve yaratılacak bu kaynakla uzun vadeli çözümler geliştirilmesini öneriyor:

"Petrol şirketleri, kendi çabalarının ürünü olmayan gelişmeler nedeniyle aşırı karlar elde ediyor. Bu karların bir kısmı vergilendirilir ve kamu hazinesine giderse, elde edilecek kaynak da kamusal amaçlara harcanabilir. Kongre’de bu hafta gündeme gelen çılgınca öneriler, bu konuda geçmişte bir şey yapılmadığını ört bas etmeye yönelik girişimlerdir. Amerikalıların, benzin istasyonlarında yüksek bedel ödemesinin nedeni de bu politikasızlıktır. Kongre, önceliklerini derhal değiştirmediği sürece, benzin fiyatları daha da artacaktır."

Washington Times, Çin devlet başkanı Hu Jintao’nun Amerika’dan sonra Suudi Arabistan, Fas, Nijerya ve Kenya’ya gitmesini, Pekin’in doğal kaynaklara erişim mücadelesinde Amerika’yla rekabete girmesi olarak yorumluyor. Amerika ile Avrupa’nın, Afrika’da demokrasiyi yerleştirmeye çalıştığı bir dönemde, Çin’in doğal kaynaklara ulaşabilmek için baskıcı yönetimlerle işbirliğine gittiğini savunan gazete, Çin’le Nijerya arasında imzalanan 4 milyar Dolar’lık petrol anlaşmasını buna örnek gösteriyor:

"Amerika, yakın geçmişte bütün dünyaya, hukuk devleti, inanların hakları ve yolsuzluğun azaltılması gibi kuralları empoze edebildi. Ancak Çin’in güçlenmesi ve saldırganlaşmasıyla birlikte, zengin kaynaklara sahip olan üçüncü dünya ülkelerine artık bu tür insan hakları standartları empoze edemeyebiliriz. Ticaret politikamızı bu standartlara bağlı tutmaya devam edersek, Çin’in kendi petrol talebini Amerika’nın aleyhine bir biçimde karşılamasına fırsat vermiş oluruz. Kısa bir süre içinde bazı zor tercihlerde bulunmak zorunda kalabiliriz."

Virginia Üniversitesi Hukuk profesörü Rosa Brooks, Los Angeles Times’ta yayımlanan makalesinde İsrail’le İran’ın Eylül ayına kadar savaşa gireceğini öne sürüyor. Rusya’nın İran’la 700 milyon Dolar’lık hava savunma sistemi satışına ilişkin bir anlaşma imzaladığına dikkat çeken Brooks, Bush yönetimini Moskova’ya karşı daha etkin bir politika izlemeye çağırıyor:

"Tor füzelerinin İran nükleer tesislerinin yakınına yerleştirilmesi, Ortadoğu’daki hesapları karıştıracak ve bölgesel bir savaş riskini artıracaktır. Füze sistemleri geldikten sonra, İran’ın hava savunma kapasitesi artacak ve İsrail, İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleme konusunda şu anda sahip olduğu avantajı kaybedecektir. İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerine karşı düzenleyeceği bir saldırının başarılı olması için, füzelerin yerleştirileceği Eylül ayına kadar gerçekleşmesi gerekiyor. Zaman, İsrail’in aleyhine çalışıyor."

Christian Science Monitor, geçen yıl Suriye karşıtı gösterilere sahne olan Lübnan’daki gelişmeleri gündeme taşıyor ve İran’ın nükleer programı, Irak’taki şiddet eylemleri ve İsrail-Filistin anlaşmazlığı gibi konular nedeniyle Lübnan’ın arka plana itildiğini yazıyor. Suriye’nin askerlerini çekmesine rağmen Lübnan’daki etkisini sürdürdüğünü belirten gazete, Batılı güçlerin Lübnan’da yarım kalan devrime yardım etmesini istiyor:

"Birleşmiş Milletler’in ilk kez bu hafta belirttiği gibi, İran da Lübnan’ı karıştırmaya çalışıyor. Genel Sekreter Kofi Annan’ın sözleriyle, “Birleşik Lübnan, Suriye’ye elini uzattı.” Ancak İran gibi Suriye de, Lübnan’daki gizli nüfuzundan vazgeçmeye niyetli görünmüyor. Her iki ülke de, Lübnan halkının ve Birleşmiş Milletler’in iradesini göz ardı ediyor. Lübnan devrimi, daha bitmedi."
XS
SM
MD
LG