Gazetecileri Koruma Komitesi Türkiye’de ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini açıkladı.
Merkezi New York’ta bulunan kuruluşun Türkiye’yle ilgili özel raporunda, kendilerini "milliyetçi" olarak tanımlayan bazı avukatların, yasalardan yararlanarak, gazeteci, yazar ve akademisyenler hakkında sürekli dava açtıklarına dikkat çekiliyor.
“Milliyetçilik ve Basın” adlı rapor, Hasan Cemal, İsmet Berkan, Haluk Şahin, Murat Belge ve Erol Katırcıoğlu’nun duruşmasıyla başlıyor.
Bu beş gazeteci-yazar hakkında, Hukukçular Birliği'nin şikayetiyle, Osmanlı Ermenileri Konferansı'nın durdurulmasına ilişkin mahkeme kararını eleştirdikleri için, "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "yargıyı alenen aşağılama" iddiasıyla 6 aydan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Geçen ay İstanbul Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmada olaylar yaşanmış, bir müdahil avukat polis zoruyla salondan çıkarılırken kavga çıkmıştı. Dava, müdahil avukatlarının yyargıcı reddetme talepleri ve sanık vekillerinin davaya ilişkin itirazlarını değerlendirilmesi için 11 Nisan'a ertelendi.
Raporda Orhan Pamuk davası gibi bu davanın da Hukukçular Birliği adlı dernek tarafından açıldığı ve aşırı milliyetçi grupların Türk Ceza Kanununun 301. maddesini istismar ederek düşünce özgürlüğünü önlemeye çalıştıkları ileri sürülüyor.
Raporun yazarı Robert Mahoney, bu kişilerin başında Avusat Kemal Kerinçsiz'in bulunduğunu söylüyor. Manoy, Kerinçsiz ve aynı görüşteki diğer avukatların yaptıklarının yasadışı olmadığını ancak kanunun ruhuna aykırı olduğunu söylüyor:
Amerikalı uzman, Hukukçular Birliği’nin, 301’inci maddeyi kullanarak aydınları taciz ettiğini ve ifade özgürlüğünü önlemeye çalıştığını ileri sürüyor.
Hukukçular Birliği devletten destek görüyor mu? Amerikalı hukukçu Robert Mahoney, bu grupların hükümet ile ilişkilerinin çok kapsamlı bir şekilde araştırıldığını ancak bir bağ bulunamadığını söylüyor. Amerikalı uzman, bu konuda görüşleri alınan gazeteci ve yazarların “derin devletten” söz ettiklerini ve devlet içindeki bazı unsurların davaları açan avukatlara, kendileri gibi düşünen savcı bulmakta yardım etmiş olabileceklerini belirtiyor.
Gazetecileri Koruma Komitesi Türkiye’den ne istiyor? Bu soruyu da kuruluşun hukuk uzmanı Robert Mahoney yanıtlıyor ve Komite'nin savunduğu ilkelerin Türk gazetecilerin savunduklarından farklı olmadığını söylüyor. Mahoney devamla “Türk Ceza Kanunu'nun 301’inci maddesi gazetecileri susturmak, meşru görevlerini yapmalarını engellemek için kullanılıyor. İfade ve basın özgürlüğünün güvence altına alınabilmesi için bu maddenin kaldırılması şarttır” diyor.