Washington Post, Amerikan limanlarının işletmesini üstlenmekten vazgeçtiğini açıklayan Arap, Dubai Ports World şirketinin tamamen ticari amaçla böyle bir karar aldığını belirtiyor ve yaşananlardan dolayı Kongre üyelerini suçluyor. Kongrenin, limanların işletmesinin devrini önleme çabasına girerek, bütün Arap dünyasına olumsuz bir mesaj verdiğini savunan gazete, bu gelişmenin radikal İslamcı terörle mücadeleye de zarar vereceğini vurguluyor:
"Bazıları, terörle ilgili tartışmayı siyasileştirdiği ve ihaleyi engelleyecek bir yasayı veto edeceğini söylediği için Başkan Bush’u suçlayabilir. Ancak bütün bu kışkırtmalar, Kongre’nin doğru kararlar almamasının gerekçesi olamaz. Konuyu kamuoyunun gündemine getiren ve sözleşmeyi ‘limanların satılması’ gibi gösteren Kongre’ydi. Limanlardaki güvenliğin, şirketin çalışanları tarafından değil de Amerikan sahil güvenliği tarafından sağlanacağını kamuoyuna anlatmayan da Kongre’ydi. Bu fırtınayı Kongre yarattı ve kendi yarattığı fırtına Kongreyi vurdu."
New York Times ise Dubai Ports World şirketinin Amerikan limanlarını işletmekten vazgeçmesiyle, limanların güvenliği sorununun çözülmediğini vurguluyor. Gazete, Bush yönetiminin liman güvenliği konusunda şu ana kadar aldığı önlemlerin de olumlu ancak yetersiz olduğunu savunuyor:
"Elbette, hiçbir sistem tam ve kesin bir güvenlik sağlayamaz. Ancak, liman güvenliği konusunda Amerika’nın şu an içinde bulunduğu durum da kabul edilemez. Eğer Dubai Ports World şirketiyle ilgili tartışma, Kongre’nin asıl sorunu görmesini engelleyecekse, bu tartışma sadece Amerika’nın iç güvenliğine zarar vermiş olur."
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Amerika’daki temaslarını değerlendiren Boston Globe, Moskova ile Washington’un, İran’ın nükleer programı ve Hamas’a karşı izlenecek tavır konusunda görüş ayrılığı içinde olduğunu yazıyor. Yapılan yorumda, Rusya’nın kendi öncelikleri olduğu ifade ediliyor, ancak Rusya açısından Batı’yla olan ilişkilerin, İran ve Hamas’la olan ilişkilerden daha önemli olduğu kaydediliyor:
"Rusya ile Amerika arasında, iki tarafın da çıkarlarını gözeten dengeli bir işbirliği sağlamak hiç de kolay değil. Her iki ülke de kendi başına hareket etme alışkanlığına sahip. Ancak süper güçler arasında geçmişte yaşanan çekişmelere dönmemek için, her iki ülkenin de birbirine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı var."
Los Angeles Times ise Meksika Devlet Başkanı Vicente Fox’u, 1970’li yıllarda yaşanan işkence ve kayıp olaylarının sorumlularını yargı önüne çıkartmadığı için eleştiriyor. Meksika’da savcılığın bu konuda yeni bir rapor hazırladığını duyuran gazete, raporda işkence ve cinayetlerden sorumlu bir çok yetkilinin de isminin geçtiğini belirtiyor, ancak bu yetkililerin korundukları için adalet önünde hesap vermekten kurtulduğunu ifade ediyor:
"Bu, utanç verici bir durumdur. Meksika demokrasisi, son yıllarda önemli aşamalar kaydetti. Ancak bu demokrasinin olgunluğunu kanıtlaması için, sadece seçimlerin adil olması yetmez; geçmişiyle hesaplaşması ve hükümetin kendi vatandaşlarına karşı işlediği suçların hesabını sorması da gerekir."
"Bazıları, terörle ilgili tartışmayı siyasileştirdiği ve ihaleyi engelleyecek bir yasayı veto edeceğini söylediği için Başkan Bush’u suçlayabilir. Ancak bütün bu kışkırtmalar, Kongre’nin doğru kararlar almamasının gerekçesi olamaz. Konuyu kamuoyunun gündemine getiren ve sözleşmeyi ‘limanların satılması’ gibi gösteren Kongre’ydi. Limanlardaki güvenliğin, şirketin çalışanları tarafından değil de Amerikan sahil güvenliği tarafından sağlanacağını kamuoyuna anlatmayan da Kongre’ydi. Bu fırtınayı Kongre yarattı ve kendi yarattığı fırtına Kongreyi vurdu."
New York Times ise Dubai Ports World şirketinin Amerikan limanlarını işletmekten vazgeçmesiyle, limanların güvenliği sorununun çözülmediğini vurguluyor. Gazete, Bush yönetiminin liman güvenliği konusunda şu ana kadar aldığı önlemlerin de olumlu ancak yetersiz olduğunu savunuyor:
"Elbette, hiçbir sistem tam ve kesin bir güvenlik sağlayamaz. Ancak, liman güvenliği konusunda Amerika’nın şu an içinde bulunduğu durum da kabul edilemez. Eğer Dubai Ports World şirketiyle ilgili tartışma, Kongre’nin asıl sorunu görmesini engelleyecekse, bu tartışma sadece Amerika’nın iç güvenliğine zarar vermiş olur."
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Amerika’daki temaslarını değerlendiren Boston Globe, Moskova ile Washington’un, İran’ın nükleer programı ve Hamas’a karşı izlenecek tavır konusunda görüş ayrılığı içinde olduğunu yazıyor. Yapılan yorumda, Rusya’nın kendi öncelikleri olduğu ifade ediliyor, ancak Rusya açısından Batı’yla olan ilişkilerin, İran ve Hamas’la olan ilişkilerden daha önemli olduğu kaydediliyor:
"Rusya ile Amerika arasında, iki tarafın da çıkarlarını gözeten dengeli bir işbirliği sağlamak hiç de kolay değil. Her iki ülke de kendi başına hareket etme alışkanlığına sahip. Ancak süper güçler arasında geçmişte yaşanan çekişmelere dönmemek için, her iki ülkenin de birbirine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı var."
Los Angeles Times ise Meksika Devlet Başkanı Vicente Fox’u, 1970’li yıllarda yaşanan işkence ve kayıp olaylarının sorumlularını yargı önüne çıkartmadığı için eleştiriyor. Meksika’da savcılığın bu konuda yeni bir rapor hazırladığını duyuran gazete, raporda işkence ve cinayetlerden sorumlu bir çok yetkilinin de isminin geçtiğini belirtiyor, ancak bu yetkililerin korundukları için adalet önünde hesap vermekten kurtulduğunu ifade ediyor:
"Bu, utanç verici bir durumdur. Meksika demokrasisi, son yıllarda önemli aşamalar kaydetti. Ancak bu demokrasinin olgunluğunu kanıtlaması için, sadece seçimlerin adil olması yetmez; geçmişiyle hesaplaşması ve hükümetin kendi vatandaşlarına karşı işlediği suçların hesabını sorması da gerekir."