Bugünkü Amerikan gazetelerinde Başkan Bush’un Güney Asya ziyaretiyle ilgili yorumlar dikkat çekiyor. Washington Post, Amerika ve Hindistan’ın üzerinde uzlaştığı nükleer işbirliğinin olumlu ve olumsuz yanlarını irdeliyor. Varılan uzlaşmayla Hindistan’ın Çin’e ve militan İslam’a karşı güçleneceğini ve alternatif enerji kaynakları konusundaki çalışmaların hızlanacağını vurgulayan gazete, buna karşılık Hindistan’ın nükleer programının daha kapsamlı bir denetim altına alınmamasını bir eksiklik olarak yorumluyor.
"Bush yönetimi, bu uzlaşmanın bir emsal değil, istisna olduğunu söylüyor. Bunun bir nedeni, nükleer silahsızlanma anlaşmasını imzalamamış olan Hindistan’ın İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerden farklı olması. Diğer nedeni ise, bu konuda sorumsuzca davranan Pakistan’ın aksine, şu ana kadar askeri teknoloji ihracatı yapmayarak nükleer silahlar konusunda bir güven oluşturmuş olması. Bunlar, makul gerekçeler ama diğer ülkeler bu gerekçelere inanmadığı sürece pratikte fazla bir anlamı yok. Hindistan’la böyle bir uzlaşmaya varan Bush, şimdi bunu bütün dünyaya çok iyi anlatmak zorunda."
New York Times ise Hindistan’la varılan bu anlaşmanın, zaten kötü olan Amerika-Pakistan ilişkilerine yeni bir darbe daha vuracağı görüşünde. İslamcı akımların giderek güç kazandığı Pakistan’la benzer bir uzlaşmanın söz konusu bile olamayacağını savunan gazete, Bush’un Pakistan devlet başkanı Pervez Müşerref’e verdiği desteğin de, bu ülkedeki Amerikan karşıtlığını artıran etkenlerden biri olduğunu vurguluyor.
"Amerika’nın, Ürdün, Fas ve diğer bir çok ülkeyle imzaladığı ticaret anlaşmasına benzer bir anlaşma, Pakistan’daki tekstil fabrikalarında istihdamı artırabilir. Böylece, kızgın mollaların vaazlarını dinleyen işsizlerin sayısı azalabilir. Böyle bir anlayış, sokaktaki Pakistanlı ile Amerika’nın ortak ekonomik bağlantısını güçlendirebilir. Ama Bush’la Müşerref’in görüşmesinden böyle bir sonuç beklemek gerçekçi olmaz. Çünkü her iki lider de, ekmekten çok silahla ilgileniyor."
USA Today, Usame Bin Ladin’in de Pakistan’da saklandığı iddialarını hatırlatıyor ve Başkan Bush’la El Kaide liderinin ilk kez aynı ülke topraklarında bulunduğuna dikkat çekiyor. Bin Ladin’in başına konan 27 milyon dolarlık ödüle rağmen hala yakalanamadığını kaydeden gazete, bunda Amerika’nın yanlış politikalarına duyulan tepkinin de rol oynadığı görüşüne yer veriyor.
"Eskiden Amerika insanlara, yaptığı yardımlarla ulaşırdı. Bu politika, zorla demokrasi ihraç etmekten daha başarılı bir yaklaşımdı. Amerika, kendi değerlerine sahip çıkarak ve gelişmekte olan ülkelerin umudu haline gelerek, hem Bin Ladin’in yakalanması yolunda ilerleme kaydedebilir hem de onun nefrete dayanan ideolojisine karşı yürütülen mücadeleyi daha rahat kazanabilir."
Los Angeles Times, ise Başkan Bush’un Hindistan’a geçmeden önce uğradığı Afganistan’daki gelişmeleri mercek altına alıyor. Yapılan seçimlere rağmen, kurulan hükümetin ülkede denetimi sağlayamadığını belirten gazete, Taleban saldırılarının da giderek yoğunlaştığına dikkat çekiyor. Yapılan yorumda, Irak savaşının başlamasıyla birlikte Amerika’nın Afganistan’a gereken önemi vermediği de öne sürülüyor.
"Irak savaşının başlamasıyla birlikte, Afganistan’a güvenlik ve temel hizmetleri sağlayacak olan siyasi irade de kalmadı. Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Amerikan ordusunun aynı anda iki savaşı birden yürütebileceğini söyleyerek övünüyor, ancak Afganistan ve Irak örnekleri bunun pek de doğru olmadığını gösteriyor. Afganistan’da tökezleyen ilk büyük güç Amerika değil. Daha önce İngiltere ve Rusya da, ülkedeki aşiret reislerine boyun eğdirmeyi başaramamıştı. Amerika’nın da 2001’de büyük umutlarla başlayan Afganistan’daki çabaları, hala hedefine ulaşabilmiş değil."