Erişilebilirlik

5 Ocak 2006: Doğalgaz Tartışmaları, Maden Kazası ve Şaron'un Sağlık Durumu...


Rusya ile Ukrayna arasındaki doğal gaz krizini değerlendiren Washington Post, bugünkü doğalgaz piyasasını 1970’lerdeki petrol piyasasına benzetiyor. 70’li yıllarda, petrol üreticilerinin, tüketici ülkelere istediği gibi baskı yapabildiğini hatırlatan gazete, zaman içinde petrol kaynaklarının ve nakliye yöntemlerinin çeşitlendiğini belirtiyor ve oluşan küresel petrol piyasası sayesinde, üretici ülkelerin artık petrolü siyasi bir silah olarak kullanamadığını vurguluyor:

"Rusya, dünyada bilinen doğal gaz rezervlerinin dörtte birine sahip. Yapılan sondaj çalışmaları bu oranı yüzde 30’a çıkartabilir. Rusya’nın doğal gaz konusunda bir Suudi Arabistan olduğu gerçeğini kabullenmek gerekiyor. İkinci büyük üretici ülke ise İran ve bu da durumu daha da zorlaştırıyor. Tüketici ülkeler, ya farklı ülkelerden doğal gaz alacak biçimde boru hatları inşa ederek ya da sıvılaştırılmış doğal gazı depolayacakları tesisler kurarak Rusya’nın tek başına fiyat belirleme gücünü kırmalıdır."

New York Times, eski Lübnan başbakanı Refik Hariri’ye düzenlenen suikastle ilgili olarak Suriye’ye yönelik baskıların giderek arttığını vurguluyor. Gazete, geçmişte Suriye’nin Lübnan politikalarını oluşturan Abdül Halim Haddam’ın istifaya zorlandıktan sonra yaptığı açıklamalarla, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı iyice zora soktuğunu da ifade ediyor:

"Suriye’nin Hariri soruşturmasını engelleme çabası sadece katillerin adalet önüne çıkmasını geciktirmekle kalmıyor, Lübnan halkının yıllar süren bir askeri işgalden sonra yeniden kendi ülkesinin yönetimini ele almasını da imkansızlaştırıyor. Güvenlik Konseyi’nin Şam’a uyguladığı baskı, geçen yıl Suriye askerlerinin Lübnan’dan çekilmesini sağlamıştı. Suriye’nin Lübnan’ın içişlerine karışmasına son vermek içinse daha fazla baskı uygulanması gerekiyor."

Los Angeles Times ise İsrail başbakanı Ariel Şaron’un beyin kanaması geçirmesiyle zaten bir çok zorlukla ilerleyen Ortadoğu barış sürecinin felce uğradığını yazıyor. Şaron’un iyileşse bile siyasi yaşamının muhtemelen sona ereceği yorumunda bulunan gazete, İsrail’deki siyasi belirsizliğin Filistin’e de yansıyacağını savunuyor:

"İsrail kendi politikasını belirleyinceye kadar Washington’un gelişmeleri kenardan izlemesi gerekecek. Amerika ancak Mart ayındaki seçimlerden sonra yeniden devreye girebilecek. Tabii, 25 Ocak’taki Filistin seçimleri de İsrail seçimlerini etkileyecek. Eğer Filistinliler Hamas’ı reddeder ve devlet başkanı Mahmud Abbas’ın liderliğindeki El Fetih’e destek verirse, barış sürecine katkıda bulunmuş olacaklar. Benyamin Netanyahu liderliğindeki Likud’un seçimden yenilgiyle çıkması da barış sürecini olumlu etkileyecektir. Ancak Şaron’un hastalığı, hem İsrail’de hem de Filistin’de zaten karışık olan siyasi sürece, yeni bir belirsizlik daha eklemiş bulunuyor."

Batı Virginia’da bir maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından mahsur kalan işçilerden 12’sini ölmesi, Amerika’nın kömüre olan bağımlılığını da gündeme getirdi. Christian Science Monitor Amerika’da üretilen elektriğin yarısından fazlasının kömürden sağlandığını hatırlatıyor ve kömür tüketiminin daha da artacağını vurguluyor:

"Yaşanan son trajedi Amerika’nın kömüre olan bağımlılığını yeniden değerlendirmemizi sağlamalıdır. Kömürün hem çevreye hem de insan hayatına verdiği zararları azaltmanın yolunu bulmamız gerekiyor. Yönetimin ve kömür madeni işletmelerinin bu konuda ortak çabaya girip, madenlerin güvenliğini artırmaları şart."
XS
SM
MD
LG