Profesör John Tirman, Boston Globe’daki “Türkiye’nin sorunu” başlıklı makalesinde Türkiye’de demokrasinin hala ordunun güdümünde olduğunu yazıyor. Yazar, yaklaşık 50 yazar ve yayıncının, Kürtler ve Ermeni soykırım iddiası konusundaki yazılardan dolayı yargılandığını öne sürüyor. Türkiye’nin Iraklı Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıktığını da kaydeden John Tirman, Amerika’nın yaşananlar karşısındaki tavrını eleştiriyor.
"Amerika, eğitimine yardım ettiği bir ordu tarafından hayal kırıklığına uğratılıyor. Amerikalı siyasi liderler, Türk Ordusu’nun ifade özgürlüğünü engellemesi karşısında sessiz kalıyor. Bu sessizliğin bedeli demokratik değerlerin istismar edilmesidir. Bu durum, Amerika’nın 1970’lerde İran Şahına, 1980’lerde de Saddam Hüseyin’e verdiği desteği hatırlatıyor."
New York Times, Irak’ın eski lideri Saddam Hüseyin’in yargılanmasını kanun tanımayan bir diktatörlükten, anayasal bir yönetime geçişin önemli bir halkası olarak değerlendiriyor. Gazete, bu nedenle Iraklı yetkililerden, mahkemeyi siyasi bir gösteriye veya intikam oyununa alet etmemelerini istiyor ve Saddam Hüseyin’in adil bir biçimde yargılanmasının, Irak’ın geleceği açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor.
"Saddam Hüseyin döneminin en büyük hatası, Sünni Arapların elindeki bir yönetimin Şiileri, Kürtleri ve muhalifleri yasadışı biçimde yargılaması, işkence yapması ve öldürmesi değildi. Asıl sorun, etnik ve dini kökeninden bağımsız olarak her Iraklının siyasi görüşü nedeniyle böyle bir uygulamaya maruz kalabilmesiydi. Eğer benzer bir kanunsuzluk yeniden egemen olacaksa, Saddam Hüseyin’in yargılanması işe yaramamış olacaktır."
Christian Science Monitor, Ukrayna’daki turuncu devrimin birinci yıldönümünde sivil toplum örgütlerinin demokratikleşme sürecindeki önemini vurguluyor. Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in yabancılar tarafından desteklenen sivil toplum örgütlerini kapatmaya hazırlandığını hatırlatan gazete, Amerika ile Avrupa’nın bu konuda Moskova’ya baskı yapmasını istiyor.
"Tasarının yasalaşması için gereken bir süreç var. Bu süreçte, Putin turuncu renkten korkmadığını göstererek, eski Sovyet sistemine dönüş anlamına gelen bu girişimden vazgeçebilir. Veya bu tasarıya onay vererek gerçek rengini ortaya koyabilir. Putin’in birinci şıkkı tercih etmesini umuyoruz."
Los Angeles Times ise son günlerde Amerika’nın gündeminde önemli bir yer tutan “kaçak işçi” sorununa değiniyor. Başkan Bush’un kaçak işçi konusunda, muhafazakarlarla iş dünyası arasında sıkışıp kaldığını öne süren gazete, göçmenlik yasasında ekonomik gerçeklere uygun bir düzenlemeye gidilmesini savunuyor.
"Eğer Bush basmakalıp laflardan vazgeçer ve risk alıp gerçek bir liderlik gösterirse, Amerikalıların büyük bir kısmının da kaçak işçi sorunundan korkmadığını görecektir.. Önümüzde iki seçenek var: ya gerçekleri inkar etmeye devam edeceğiz ya da Amerikan ekonomisine faydalı bir göç sistemi oluşturacağız..."