Erişilebilirlik

Washington'da Kıbrıs Paneli


TÜSİAD ve Türk Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen konferansta Kıbrıs sorunu değerlendirildi.

Konferansın açılışını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Fatma Ekenoğlu yaptı. Ekenoğlu, Kıbrıslı Türklerin, sorunu çözmek için üzerine düşen görevi yaptığını, sorumluluk Kıbrıslı Rumlar’da olduğunu; ve Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyona son verilmesi gerektiğini vurguladı.

Meclis Başkanı Ekenoğlu, Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la Washington’da görüşmesinin önemli bir gelişme olduğunu belirtti.

Konferansta bir konuşma yapan Amerika Dışişleri Bakan Yardımcılarından Matt Bryza da, Talat-Rice görüşmesinden övgüyle söz etti. Bryza, izolasyonlara son vererek adada bütünleşmeyi sağlamayı umduklarını söyledi. Talat – Rice görüşmesinin büyük bir adım olduğunu söyleyen Amerikalı yetkili, Amerika’nın atmaya hazır olduğu somut adımlar olduğunu söyledi; sembolik adımların ötesinde girişimler olduğunu belirtti.

Bryza şöyle konuştu: “Doğrudan ticaret ve doğrudan yardım üzerinde çalışıyoruz. Amerika, Kıbrıs Türk toplumuna 30 virgül 8 milyon dolarlık yardım yapıyor. Hedefimiz, küçük ve orta çaplı işletmeleri teşvik etmek. Bütünleşme yolunda, Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumunu iyileştirmeyi hedefliyoruz. Bazı değişim programlarımızı gözden geçirdik. Başta tarım sektörü olmak üzere Kuzey Kıbrıs’tan ithalat yapılması için incelemelerde bulunuyoruz. Ancak bu tür girişimler zaman alacak.”

Konferansta konuşma yapan panelistler arasında, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Kıbrıs Politikası Merkezi Yöneticisi, Ahmet Sözen vardı. Sözen, 2004 yılının Nisan ayında referanduma sunulan Annan planını, çözüm için kaçırılmış bir fırsat olarak nitelendirdi. Sözen, Annan planının Kıbrıs tarihinde hazırlanan tek, kapsamlı çözüm planı olduğunu hatırlattı. Annan planı çerçevesinde Kıbrıslı Türklerin ve Rumların, tarihte ilk kez olarak tam anlamıyla müzakerelerde bulunduğunu söyleyen Ahmet Sözen, Kıbrıslı Rumların çözüm planını reddetmesini eleştirdi. Kıbrıslı Türklerin hala çözüm arayışında olduğunu söyleyen Sözen, bir de uyarıda bulundu: ”Benim kaygım şu: Eğer günümüzdeki izolasyon sürerse, korkarım ki Türkler arasındaki çözüm yanlısı tutum, düş kırıklığına dönüşecektir. Bu da milliyetçi, ayrılıkçı duyguları körükleyecektir. Matt Bryza’ya katılıyorum: Konuşmaları aşıp, izolasyonlara son verilmesini ve bütünleşmeyi vurgulamamız gerekecektir.”

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi, ve Sabah gazetesi yazarı Soli Özel de bir konuşma yaptı. Soli Özel, Kıbrıs sorununun çözülmesinde, Avrupa Birliği’nin tarafsız kalamayacağına dikkat çekti. Soli Özel, Kıbrıslı Rumların Avrupa Birliğine üye olduğunu, ve bu konumunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışacaklarını söyledi. Birliğin, ister istemez kendi üyesine daha yakın duruş sergileyeceğini belirten Özel, bu nedenle Amerika’nın ve Birleşmiş Milletlerin çözüm sürecinde asli unsur olmaları gerekeceğini vurguladı. Bu yönde de Amerika’nın, Birleşmiş Milletleri ikna etme ve Rusya'yı engelleyici bir tutum izlemekten vazgeçirme yolunda önemli bir rol alması gerektiğini vurguladı.

Aralarında Amerikalı, Rum ve Yunanlı dinleyicilerin de bulunduğu salonda, çözümsüzlüğü eleştiren Soli Özel, 17 Aralık ve 3 Ekim’den şu dersi çıkarmamız gerektiğini söyledi: “Her şeyi göz önünde bulundurduğumuzda, Kıbrıslı Rumlar, batı dünyasını kendi dar görüşlü çıkarlarının ipoteği altına alamaz .”

Ancak, Soli Özel, buna rağmen Kıbrıs konusunun Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecini etkilemeye devam edeceği uyarısında bulundu.

Panel üyeleri ve konuşmacılar arasında ortak bir görüş hakimdi: Kıbrıs’ta Annan planı çerçevesinde çözüme ulaşılamamasından duyulan düş kırıklığı ve Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların bir an önce kaldırılmasının önemi...

XS
SM
MD
LG