Erişilebilirlik

İsrail'deki Kan Bankası Hayat Kurtarıyor


Bir süre önce Antalya'da kan kanseri teşhisiyle hastaneye kaldırılan 4.5 yaşındaki Aybars Palacıoğlu bugün taburcu edildi. Aybars İsrail'deki 10 yıldır hizmet veren kan bankasından getirilen plazma ile yeniden hayata döndü. İsrail Cord Blood Bank yani İsrail göbek bağı kan bankası 10 yıl önce Profesör Rueven Or başkanlığında Kudüs'teki Hadasa hastanesinde kuruldu.Dünyanın diğer kan bankalarından farklı olarak buradaki hizmet tamamen anonim ve halka açık.

Dünyadaki milyonlarca kan kanseri hastası hayata dönmek için ilik nakli bekliyor zira bu hastaların sadece yüzde ellisi aile içinde uygun donör bulabiliyor. Naklin yapılması için hasta ve donörün kan yapılarının buna dayalı olarakta dna larının uyuşması gerek. Bir diğer yöntem de aile dışından bir donör bulmak. Aile dışından donör bulunması noktasında İsrail kan bankası devreye giriyor.

Hamileliğin ikinci yarısında rahim deki fetus yetişkinlerden farklı olarak kemik iliği içinde bulunan hücre yenileme dokularının tamamını plasantaya bağlı olduğu göbek kordonunda bulunduruyor. Doğumdan hemen sonraki bir saat içinde göbek bağı kesilir kesilmez bu dokular bebeğin kemiklerine oradan da iliğe geçiyor ve yaşam boyu orada kalıyor. Ancak doktorlar bebek dünyaya geldikten hemen sonra kesilen göbek bağından bu kanı alıp lösemi tedavisinde kullanıyorlar.

Her göbek bağından yaklaşık 120 cclik kan elde ediliyor. Normal şartlarda doğum sonrasında plasenta ile atılan bu kan gelecekteki bir lösemi hastasının hayatını kurtarması umuduyla kan bankasında depolanıyor.

Eksi 198 derece sıvı nitrojen tanklarında saklanan kan yaklaşık 20 yıl bozulmadan korunabiliyor. Annenin izni ile gerçekleşen bu hizmet tamamen anonim yapılıyor. Kan alındıktan sonra donörün ismi yerine plazmaya bir numara veriliyor ve doku özellikleri bilgisayar sistemine kaydediliyor. Ardından dünyadaki diğer kan bankalarının da ortak olduğu bilgi ağına kaydedilen veriler tüm dünyaya din dil ırk farkı gözetilmeksizin ücretsiz hayat kurtarmak için yollanıyor.

Projenin kurucusu Profesor or sistemin anonim olmasının gelecekte dönor ve hasta arasında çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlığa meydan vermemek için yapıldığını belirtiyor. Kan kanseri hastalarına uygulanan bu yöntem ile son 10 yılda 5 bin kişi yaşama döndürülmüş. Türkiye'de tedavisi devam eden ancak nakli başarıyla tamamlanan Aybars ise aile dışından nail yapılan ilk Türk hasta.

Hadasa üniversitesinde Profesor Or ve 3 diğer doktorun kişisel çabalarıyla kurulan ve hizmet veren kan bankasında halen 1000 plazma saklanıyor. İsrail hükümeti henüz projeye devlet yardımı sağlamadığı için tamamen özel yardımlarla ayakta kalan proje Amerika, Almanya, ve Fransa'dan sonra 4. halka açık kan bankası olma özelliğini taşıyor.

Cinsiyet farkı gözetmeksizin yapılabilen nakil işlemi uzun ve riskli bir süreç. Öncesinde kemoterapi ile nakle hazırlanan vücut nakil yapıldıktan sonra yaklaşık 10 gün tamamen steril ortamda tutuluyor ve bünyenin yeni kanı kabul etmesi bekleniyor. Eğer bünye yeni kan hücrelerini kabul ederse kan kanseri iyileşiyor. Kanserli hastanın kan grubu ise nakilden sonra eğer dönörün kan grubu farklı ise değişiyor. Hasta A rh pozitif ve dönör B rh negatif ise nakil sonrasında hastanın kan grubu da B rh negatife dönüyor.

Profesör Or bu konuda " bu doğanın mucizesi..inanıyorum ki her hastalığın tedavisi yine doğada hatta önce insan vücudunda var. sadece biz henüz bilmiyoruz" diyor.

XS
SM
MD
LG