Amerikan gazetelerinin birinci sayfaları bugün de Katrina kasırgasının etkilediği bölgelerde yaşanan yağmalama olaylarına ve yardım çabalarına ayrılmış. USA Today, kasırganın Amerika’da giderek artan sosyal adaletsizliği gözler önüne serdiğini belirtiyor. Gazete, New Orleans’ı terk edemeyenlerin ve yağmacıların büyük ölçüde siyah ve yoksul insanlar olduğunu vurguluyor.
"Bu insanların paraları olmadığı için gidecek yerleri de yok. Eğitimsiz oldukları için bir çoğu, yaşanan felaketin boyutlarını kavrayamadı. Sağlıklı olmadıkları için yaşama ihtimalleri de düşük. Elbette bunların hiç biri yağmalama olaylarının gerekçesi olamaz. Fakat kanun tanımazlık, böylesine yaygın bir yoksulluğun kaçınılmaz bir sonucudur. Ne yazık ki, New Orleans yeniden normal hayatına dönünce kentin yoksulları yeniden gündemden düşecek. En azından, bir sonraki felakete kadar."
New York Times da, New Orleans da yaşanan yağmalama ve şiddet olaylarını toplumsal düzenin çöküşü olarak tanımlıyor. Böyle bir doğal felaketin beklendiğini hatırlatan gazete, yönetimi gerekli önlemleri almamakla suçluyor. Gazetenin yorumunda Louisiana ve Mississippi Ulusal Muhafız birliklerinin önemli bir kısmının Irak’ta bulunduğu belirtiliyor ve bunun da kurtarma çalışmalarını olumsuz etkilediği görüşüne yer veriliyor.
"İster doğal felaketler isterse terör saldırıları biçiminde olsun, gelecekte yaşanabilecek olağanüstü durumlar için bu hafta yaşanan acı olaylardan gereken dersler çıkarılmalıdır. Her eyalet acil müdahale planlarını gözden geçirmeli ve Savunma Bakanlığı bu planların derhal uygulanabilmesi için gerekli sayıda ulusal muhafızın eyaletlerin emrinde olacağının garantisini vermelidir."
Christian Science Monitor ise yardım çabalarını öne çıkartıyor ve herkesi felaketzedelere destek vermeye çağırıyor. Diğer gazetelerin aksine yerel ve federal yetkililerin kasırga öncesinde, sırasında ve sonrasında gerekli önlemleri aldığını savunan Christian Science Monitor, şunları yazıyor:
"Felakete hızla müdahale edildi fakat ulusal muhafızların ve ekipmanın daha önceden konuşlandırılmasıyla müdahale daha da hızlandırılabilirdi. Bölgenin boşaltılması konusunda, imkanı olmayan insanlara daha iyi hizmet götürülebilirdi. Önümüzdeki aylarda, yeniden inşa faaliyetleri sürerken, Amerikalılar Meksika Körfezi bölgesinde oturan komşularını unutmamalıdır. Onların, bizim dualarımıza ve bağışlarımıza ihtiyacı var. Bizim de onların yaşadığı bu acı tecrübeden ders çıkartmaya ihtiyacımız var."
Washington Post yaklaşan Birleşmiş milletler Genel Kurulu öncesinde, Amerikan temsilcisi John Bolton’u ideolojik bir tavır takınarak Amerika’nın çıkarlarını tehlikeye sokmakla suçluyor. Genel Kurul’dan Amerika’nın da desteklediği bir çok kararın çıkartılabileceğini vurgulayan gazete, Bolton’un daha diplomatik bir tavır takınması gerektiğini savunuyor.
"Amerika’nın bu zirveden elde edebileceği kazanımlardan biri Başkan Bush’un da desteklediği ama Birleşmiş Milletler yetkililerinin bir türlü oluşturamadığı demokrasiyi destekleme fonunun hayata geçirilmesidir. Bir diğeri ise, BM İnsan Hakları komisyonu yerine daha inandırıcı bir kurumun oluşturulmasıdır. Zirvede ayrıca terör tanımı üzerinde uluslar arası düzeyde bir uzlaşma sağlanarak, Arap ülkelerinin sivilleri havaya uçuran kişileri özgürlük savaşçısı olarak göstermesinin de önüne geçilebilir. Ve son olarak, eğer Amerika elindeki kartları doğru oynarsa, Birleşmiş Milletler yönetiminde verimlilik ve hesap verme anlayışı hayata geçirilebilir."