Erişilebilirlik

İran'ın Füze Programı Kaygı Veriyor


Uluslararası toplum İran’ın nükleer programına odaklanmış durumdayken, Tahran hükümeti yeni bir balistik füze programı geliştiriyor. Uzmanlar, İran’ın bu girişiminin bölgede daha fazla istikrarsızlığa ve bölge ülkelerinde silahlanmaya neden olabileceğini söylüyor.

Amerika’nın Sesi yazarlarından Jeffery Young’ın incelemesi:

Soğuk Savaş döneminde Amerika’yla Sovyetler Birliği arasındaki silahlanma, yirminci yüzyılın ikinci yarısında üçüncü dünya ülkelerine de yayıldı. Mısır, Suriye ve Irak; Sovyetler Birliği’nden Scud Füzeleri sağladı. Bu tür silahlar zaman içinde İran tarafından da kullanılmaya başlandı. Buna karşılık, İsrail de kendi orta menzilli füzelerini üretti.

Washington’da bulunan Amerikan Bilim Adamları Federasyonu uzmanlarından İvan Oelrich, Tahran hükümetinin füze 1980’li yıllarda başladığını söylüyor:

“Bütün bunların kaynağı İran-Irak savaşıdır. İran-Irak savaşı, aynı zamanda “Başkentler Savaşı” olarak da bilinir: çünkü taraflar sürekli olarak birbirlerinin başkentlerine Scud füzesi atmıştı. İşte bu deneyim sonunda İran, bu tür saldırılara karşı en iyi savunmanın, karşılık verebilme gücü olduğu sonucuna vardı ve balistik füze geliştirmenin önemli olduğuna karar verdi.”

Scud füzelerinin, ilk aşamada 200 kilometre menzili bulunuyordu. Jane’s Defense Weekly dergisinde çalışan Andrew Koch, İran'ın kısa sürede bu füzelerin menzilini arttırma çabasına girdiğini belirtiyor:

“İran’ın daha uzun menzilli balistik füze arayışına girmesinin başlıca nedeni Irak’tı. Ancak, daha sonra İran, Amerika ve diğer güçlerin amaçlarından kaygı duymaya başladı. Tahran, klasik ya da kimyasal başlıklı uzun menzilli füzeler sayesinde bu güçleri caydırabileceğini düşünüyor. Tabii, İran bunların yanı sıra, nükleer silahlara da sahip olmak istiyor.”

1990’lı yıllarda, İran, Şahab-3 adı verilen orta menzilli füze sistemini geliştirdi. Stratejik gelişmeleri izleyen Globalsecurity.org kurumunun yöneticisi olan John Pike anlatıyor:

“Şahab 3 füzeleri, Kuzey Kore tarafından geliştirilen No Dong füze sisteminin İran yapımıdır. Pakistanlılar da benzer bir füze sistemi geliştirmişti. Şahab 3 füzelerinin 1300 veya 1500 kilometre menzili olduğu tahmin ediliyordu. Ancak, İran füzelerin menzilinin 2000 kilometre olduğunu ileri sürüyor.”

Amerika’yla diğer batılı devletler Şahab 3 füzesinin kapasitesinden kaygı duyuyor. Çünkü, İran, bu sayede İsrail’i yüksek tahrip gücü bulunan bir füzeyle vurma olanağına sahip oluyor. Ancak, İsrail daha 1980’li yıllarda İran’ın batısını vuracak menzilde Eriha 2 adı verilen ve nükleer başlık taşıyabilen bir füze sistemi geliştirmişti. Eriha 2 füzelerinin menzili 1500 kilometre.

Hem İran, hem de İsrail, füze sistemlerinin kapasitelerini arttırmaya ve geliştirmeye devam ediyor. Ancak İran, İsrail gibi uzaya uydu fırlatabilmiş değil. Buna rağmen her iki ülke, askeri alanda kullanılabilecek uzay teknolojisi üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Military Periscope adlı yayının editörü olan William Hoar anlatıyor:

“İsrailliler, uzaydan füze fırlatma aracı olarak adlandırdıkları bir sistem geliştirdi. İranlılar da Şahab 4 adı verdikleri benzer bir sistem geliştirdi. İran önce bunu, sadece geliştirilmiş bir füze sistemi olarak tanıttı, ancak daha sonra onlar da Şahab 4’ü, uzaydan füze fırlatma aracı olarak tanımladı."

Uzmanlar, İsrail’in Eriha 3 Füze sisteminin hala geliştirilmekte olduğunu, tamamlandığında 2500 kilometre menzile sahip olacağını söylüyor. Böylelikle İsrail İran’ı kolaylıkla vurabilecek. İranlıların Şahab 4 füze sisteminin ise 2000 kilometre menzili olacak. Bu da İran’a Ortadoğu’nun ötesindeki hedefleri vurma yeteneği sağlıyor.

Bu arada İran'ın, daha da uzun menzile sahip Şahab 5 füze sistemi üzerinde çalıştığı sanılıyor. Şahab 5 füzelerinin menzilinin 4000 kilometre olacağı tahmin ediliyor. Washington’da bulunan Lexington Enstitüsü uzmanlarından Daniel Goure, bu füzelerin önemini şöyle anlatıyor:

“Uzun menzilli füzelerin geliştirilmesinin tek nedeni, bunlara yüksek tahrip gücüne sahip başlık takılabilmesi. Sadece patlayıcı yerleştirmek etkili olmuyor. Bizi kaygılandıran esas sorun, Şahab 4 ve 5 gibi uzun menzilli füzelerin geliştirilmesiyle İran’ın nükleer programı arasındaki bağlantı. Nükleer başlıkların etkili olması için, uzun menzilli füze gerekmektedir.”

Ancak, batılı istihbarat örgütleri, İran’ın nükleer silaha sahip olması için daha yıllarca çalışması gerektiğini hesaplıyor. Çoğu uzman, Tahran yönetiminin, İsrail dışında da düşman olarak gördüğü ülkeler olduğunu söylüyor. Amerikan Bilim Adamları Federasyonundan İvan Oelrich, İran’ın son derece istikrarsız bir bölgede bulunduğuna, ve bu nedenle bu tür silahlara ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor:

“Çoğu ülke, düşmanları belli olmasa bile füze sistemi geliştirme kararı alıyor. Nedeni, gelecekte nelerin olacağı bilinmemesi. İran, Pakistan’la sınır paylaşıyor – ve bu iki ülkenin ilişkileri çok da iyi değil. Suudi Arabistan’dan veya bölgedeki diğer ülkelerden de kaygılanıyor olabilirler.”

Uzmanlar, muhafazakar Mahmut Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle, İran’ın füze programları konusundaki kaygıların ciddi ölçüde arttığını söylüyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, İran’ın stratejik hedefleri doğrultusunda ilerlemeye devam edeceğini söyledi. Ancak bu hedefler, bölgedeki diğer ülkelerin çıkarlarıyla çelişiyor. Uzmanlar, bölgede gerginliğin artması durumunda özenle geliştirilen bu füzelerin kullanılmasından kaygı duyuyor.

XS
SM
MD
LG