New York Times, Irak anayasasının hazırlanması için belirlenen sürenin Pazartesi günü dolacağını hatırlatıyor ancak anayasada yer alacak en temel konularda bile hala bir uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. Bush yönetiminin 15 Ağustos tarihindeki ısrarını eleştiren gazete, anayasanın şimdilik tartışmalı konularda bağlayıcı ifadelere yer vermemesini öneriyor ve bu tür konuların yeni seçilecek meclise bırakılmasını istiyor:
"Irak hükümeti ülkedeki 100 binden fazla yabancı askere dayandığı sürece hiçbir zaman asla tam anlamıyla egemen olamayacaktır. Bu nedenle Iraklı liderlerin kendi ayakları üstünde durması teşvik edilmelidir. Anayasada da, yabancı askerlerin ülkede ne kadar kalacağı, bu askerlerin Irak güvenlik güçleriyle ilişkisi ve Amerika’ya kalıcı askeri üs verilip verilmeyeceği gibi konularda Irak hükümetinin yetkili olduğu açıkça belirtilmelidir."
USA Today Amerikan anayasasının hazırlanmasının da kolay gerçekleşmediğini kaydediyor ve demokratik bir geleneğe sahip olamayan Irak gibi bir ülkede de bu sürecin sancılı geçmesinin doğal olduğu yorumunda bulunuyor:
"140 bin Amerikan askerinin Irak’tan çekilmesi için kendi güvenlik sorununu üstlenmiş, etkin ve bağımsız bir Irak hükümetinin kurulması büyük bir önem taşıyor. Kendi içlerinde bölünmüş olan Iraklıların en genel kavramlar üzerinde uzlaşacakları bir anayasayı kabul etmesi düşüncesi kulağa hoş gelmeyebilir. Ama bu, Irak savaşının oluşturduğu bataklıktan kurtulmak için son umuttur."
Eski dışişleri bakanlarından Henry Kissinger da, Washington Post’ta yayımlanan makalesinde Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi konusunu irdeliyor. Vietnam savaşıyla Irak’ta yaşananları kıyaslayan Kissinger, Irak’ta başarıya ulaşmak için Iraklıların desteğinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Eski bakan, Irak savaşının sonucunun Vietnam savaşına kıyasla çok daha etkili olacağını da ifade ediyor:
"Gerillanın kaybetmediği sürece kazanacağı göz önüne alınırsa, belirsiz bir sonuç bizim açımızdan kabul edilemez. Amerika’nın askerleri çekmeyi de içeren stratejisinin başarısı, güvenlik konusunda mevcut durumu korumasına değil, güvenliği daha da artırmasına bağlıdır. Irak’tan çekilme konusunda izlenebilecek tek anlamlı strateji, isyancılara karşı zafer kazanmaktır."
Washington Times ise, Amerikan dışişleri bakanı Condolleeza Rice ile Kıbrıs Rum Yönetimi dışişleri bakanı Yorgo Yakovu’nun nükleer silahların yayılmasının engellenmesiyle ilgili ortak makalesine yer veriyor. Washington yönetiminin Kıbrıs’ta Türk tarafına yönelik yeni açılımlara başladığı bir dönemde, Amerikan ve Rum dışişleri bakanlarının ortak bir makaleye imza atması dikkat çekiyor:
"Amerika ve Kıbrıs, Silahlanma Güvenliği İnisiyatifi (PSI) çerçevesindeki görüşmeleri, geçtiğimiz günlerde başarıyla tamamladı ve iki bakan geçen ay, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı açık denizlerdeki operasyonların kurallarını belirleyen bir anlaşmaya imza attık. Bu anlaşma, iki ülkenin silahlanmaya ve küresel teröre karşı mücadeledeki kararlılığının bir göstergesidir. Böylesine önemli bir konudaki yakın işbirliğimizi daha geliştirmeyi arzuluyoruz."
"Irak hükümeti ülkedeki 100 binden fazla yabancı askere dayandığı sürece hiçbir zaman asla tam anlamıyla egemen olamayacaktır. Bu nedenle Iraklı liderlerin kendi ayakları üstünde durması teşvik edilmelidir. Anayasada da, yabancı askerlerin ülkede ne kadar kalacağı, bu askerlerin Irak güvenlik güçleriyle ilişkisi ve Amerika’ya kalıcı askeri üs verilip verilmeyeceği gibi konularda Irak hükümetinin yetkili olduğu açıkça belirtilmelidir."
USA Today Amerikan anayasasının hazırlanmasının da kolay gerçekleşmediğini kaydediyor ve demokratik bir geleneğe sahip olamayan Irak gibi bir ülkede de bu sürecin sancılı geçmesinin doğal olduğu yorumunda bulunuyor:
"140 bin Amerikan askerinin Irak’tan çekilmesi için kendi güvenlik sorununu üstlenmiş, etkin ve bağımsız bir Irak hükümetinin kurulması büyük bir önem taşıyor. Kendi içlerinde bölünmüş olan Iraklıların en genel kavramlar üzerinde uzlaşacakları bir anayasayı kabul etmesi düşüncesi kulağa hoş gelmeyebilir. Ama bu, Irak savaşının oluşturduğu bataklıktan kurtulmak için son umuttur."
Eski dışişleri bakanlarından Henry Kissinger da, Washington Post’ta yayımlanan makalesinde Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi konusunu irdeliyor. Vietnam savaşıyla Irak’ta yaşananları kıyaslayan Kissinger, Irak’ta başarıya ulaşmak için Iraklıların desteğinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Eski bakan, Irak savaşının sonucunun Vietnam savaşına kıyasla çok daha etkili olacağını da ifade ediyor:
"Gerillanın kaybetmediği sürece kazanacağı göz önüne alınırsa, belirsiz bir sonuç bizim açımızdan kabul edilemez. Amerika’nın askerleri çekmeyi de içeren stratejisinin başarısı, güvenlik konusunda mevcut durumu korumasına değil, güvenliği daha da artırmasına bağlıdır. Irak’tan çekilme konusunda izlenebilecek tek anlamlı strateji, isyancılara karşı zafer kazanmaktır."
Washington Times ise, Amerikan dışişleri bakanı Condolleeza Rice ile Kıbrıs Rum Yönetimi dışişleri bakanı Yorgo Yakovu’nun nükleer silahların yayılmasının engellenmesiyle ilgili ortak makalesine yer veriyor. Washington yönetiminin Kıbrıs’ta Türk tarafına yönelik yeni açılımlara başladığı bir dönemde, Amerikan ve Rum dışişleri bakanlarının ortak bir makaleye imza atması dikkat çekiyor:
"Amerika ve Kıbrıs, Silahlanma Güvenliği İnisiyatifi (PSI) çerçevesindeki görüşmeleri, geçtiğimiz günlerde başarıyla tamamladı ve iki bakan geçen ay, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı açık denizlerdeki operasyonların kurallarını belirleyen bir anlaşmaya imza attık. Bu anlaşma, iki ülkenin silahlanmaya ve küresel teröre karşı mücadeledeki kararlılığının bir göstergesidir. Böylesine önemli bir konudaki yakın işbirliğimizi daha geliştirmeyi arzuluyoruz."