Erişilebilirlik

17 Mayıs 2005: İran ve Kuzey Kore'nin Nükleer Çalışmaları


Özbekistan’ın Andican şehrindeki isyanın kanla bastırılmasını değerlendiren Washington Post, Özbek lider İslam Kerimov’un yıllardır İslamcı grupları bahane ederek ülkedeki her türlü muhalif hareketi baskı altında tuttuğunu yazıyor. Gazete, Amerika’nın askeri işbirliği nedeniyle Kerimov’u desteklemesini eleştiriyor ve Özbek liderin Washington’dan gelen uyarılara kulak asmadığını vurguluyor.

"Kerimov, bütün göstericileri dinci militanlar olarak niteledi ve demokrasi yönünde atılacak adımların en çok şeriatçıların işine yarayacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, hak ve özgürlükleri kısıtladığı gerekçesiyle Kerimov’u eleştirse de Özbek liderin Washington’dan gelen eleştirileri dikkate aldığı yok. Amerika Savunma Bakanlığı’nın Özbekistan’la stratejik işbirliğini koşulsuz olarak desteklediği düşünülürse, bu hiç de şaşırtıcı değil."

Christian Science Monitor ise başmakalesini nükleer silahların yayılması konusuna ayırmış. İran ve Kuzey Kore’nin bütün tehditlere rağmen nükleer silah programlarını sürdürdüğünü hatırlatan gazete, bu iki ülkenin başka ülkeleri de atom bombası yapmaya teşvik edebileceğini ileri sürüyor. Gazete, Amerika’nın bu ülkelere askeri müdahalede bulunmasının ise söz konusu olmadığı görüşünde.

"Ekonomik yaptırım tehditleri başarılı olmazsa, Amerika ve diğer ülkeler için en iyi seçenek Kuzey Kore, İran ve hatta başka ülkelerin de nükleer güç olmasını kabullenmektir. 1960’lı yıllarda nükleer silahsızlanmaya gitmek gibi üçüncü bir seçenek de vardı, ama bu seçenek artık yok. İran ve Kuzey Kore’nin nükleer programları konusundaki yalanlarının açığa çıkması, en azından bu ülkelerin görüşme masasına oturtulmasını sağladı. Bu iki ülkenin dış baskılara hassasiyetleri ve ekonomik kalkınma ihtiyaçları, nükleer silahlanma konusunda bir uzlaşmaya varılmasını sağlayabilir."

Boston Globe gazetesi de Almanya, Fransa ve İngiltere’nin; Birleşmiş Milletler’in, uranyum zenginleştirme programını sürdürmesi durumunda İran’a yaptırımlar koyması konusunun gündeme geleceği tehdidinde bulunduğunu hatırlatıyor. Böylece üç Avrupa ülkesinin bu konudaki ciddiyetini ortaya koyduğunu kaydeden gazete, Bush yönetiminin de İran’la sürdürülen pazarlık sürecine dahil olması gerektiğini belirtiyor.

"İran’ın nükleer güç olmasını önleme çabaları sürerken, Tahran hükümeti de nükleer güç olmanın ülkeyi daha güvenli değil, daha güvensiz hale getireceğini anlamalıdır. Çünkü ya bölgedeki diğer ülkeler de nükleer silahlanmaya gidecektir ya da Amerika; Irak, Türkiye, Körfez monarşileri ve Ürdün’le daha güçlü bir güvenlik işbirliğine gidecektir. İran’ın nükleer silah sahibi olmaması, Amerika’nın olduğu kadar bu ülkenin de çıkarınadır."

Los Angeles Times, Irak’ta Şiilerle Sünniler arasındaki mezhep çatışmasının giderek büyüdüğüne dikkat çekiyor. Şiilerin Sünni isyancılara karşı misilleme saldırılar düzenlemeye başladığını aktaran gazete, bu durumun Irak’ın bölünmesi tehdidini de yeniden gündeme getirdiğini ileri sürüyor. Yazı özetle şöyle:

"Irak’taki şiddet olayları ülke dışında da yankı buluyor. Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye gibi Sünni çoğunluğun yaşadığı ülkeler, yanı başlarında İran’la ilişkili yeni bir Şii din devletinin kurulmasından endişe ediyor. Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Irak’ın en etkili dini lideri Ayetullah Ali Sistani, Sünnilerin de yönetimde temsil edilmesi gerektiğini söyledi. Irak Başbakanı İbrahim El Caferi, bakanlar ve parlamento üyeleri bu tavsiyeye uyarak, isyancılar üzerinde etkili Sünni liderlerle temasa geçmeli ve onları siyasi sürecin içine çekmelidir."

XS
SM
MD
LG