Erişilebilirlik

14 Nisan 2005: 'AB'nin Sonu Osmanlı İmparatorluğu'na Benzeyebilir'


Los Angeles Times, Oxford Üniversitesi Profesörü Timothy Garton Ash’in Avrupa Birliği ve Balkanlar üzerine bir makalesine yer veriyor. Balkanlardaki sorunların önemli bir kısmının Osmanlı İmparatorluğundan miras kaldığını savunan yazar, Birliğin yeni bir raporunda, Avrupa’da barış için Balkan ülkelerinin üye yapılması gerektiği sonucuna varıldığını yazıyor. AB’yi de bir çeşit imparatorluğa benzeten yazar, Balkan ülkelerinin de bu imparatorluğa dahil edilmesi gerektiği görüşünde.

"Bu yeni tür imparatorluğun sınırlarında yaşayan insanlar “bizi de alın, bizi de sömürge yapın!” diye bağırırken, imparatorluğun merkezindeki ülkeler bunu yapıp yapmamayı tartışıyor. Şimdiye kadar genişleme AB’yi zayıflatmadı, güçlendirdi. Ama bir noktada, sürekli genişleme birliğin zayıflamasına yol açacaktır. Eğer AB Osmanlı İmparatorluğunun kalıntılarını içine alacaksa, Osmanlı İmparatorluğu’yla aynı kaderi de paylaşabilir."

Başkan Bush’la İsrail başbakanı Ariel Şaron arasındaki görüşmeyi ele alan Washington Post yazarı Jim Hoagland, İsrail’in Gazze Şeridinden çekilme planının kalıcı bir barış için büyük umutlar vaat ettiğini ancak Gazze’de güvenliğin sağlanması için refahın da sağlanması gerektiğini yazıyor.

"Barış, artık sadece güç kullanarak kabul ettirilemez. Barışın sağlanması aynı zamanda para ve koordinasyon meselesidir. Darfur ve Kongo’da olduğu gibi, Şaron’un geri çekilmeye hazırlandığı Gazze’de de bu gerçek bütün çıplaklığıyla ortadadır. Gazze’de barış gücü ile ekonomik ve teknik desteği birleştirecek radikal ve hızlı adımlar atılmalıdır."

Boston Globe yazarı Jeff Jacoby ise Bush ve Şaron’un demokratik bir Filistin istediklerinin söylemesine rağmen, İsrail’in Filistin’de gerçek bir demokrasiyi hiçbir zaman desteklemediğini savunuyor.

"İsrail tarihinde ilk kez, Amerika, çoğulcu demokrasinin Arap dünyasında kök salmasında çok kararlı olan bir başkan tarafından yönetiliyor. Filistin toplumunun tehlikeli ve nefret dolu bir diktatörlük olmaktan çıkarak medeni bir demokrasiye dönüşmesi için şimdiye kadar hiç daha iyi bir fırsat yakalanmamıştı. Eğer İsrail arka bahçesinde özgürlük ve hoşgörünün kök salması yönündeki bu şansını heba ederse, bir daha benzer bir fırsat yakalayamayabilir."

New York Times, Temmuz ayında yapılacak G-7 zirvesi öncesinde, zengin ülkelerin yoksul ülkelere özellikle de Afrika’ya yardımları artırmaya başladığını aktarıyor. Gazete, Birleşmiş Milletler’in zengin ülkelerden yaptıkları yardım miktarını 2015 yılına kadar ulusal gelirlerinin binde yedisine çıkarmasını istediğini hatırlatıyor. New York Times, Almanya, Fransa ve İngiltere’nin bu yönde ciddi adımlar atmasına rağmen Amerika’nın yardım oranının hala binde ikiyi bile bulmadığını belirtiyor.

"Eli kanlı kokuşmuş diktatörlükleri yıllardır kabullenen Afrika, şimdi “yeter” deyip ayağa kalktı. Etiyopya, Mozambik ve Liberya gibi ülkeler, zengin ülkelerin katkısıyla, ekonomik kalkınma ve ilerleme yoluna girerek refah ve özgürlüğe kavuşabilir. Ancak bu destek sağlanmazsa bu ülkelerin tekrar iç savaş, yoksulluk ve dikta rejimlerinin boyunduruğuna girmeleri de mümkündür."

XS
SM
MD
LG