Erişilebilirlik

4 Mart 2005:Ortadoğu'daki Gelişmeler Köşe Yazılarında Dikkat Çekiyor


New York Times, Suriye Devlet başkanı Beşir Esad’a, Lübnan’da 29 yıldır süren işgale son vermesi çağrısında bulunuyor. Suudi Arabistan, Rusya ve Almanya gibi ülkelerin de bu konuda Amerika ve Fransa ile aynı çizgiye geldiğini hatırlatan gazete, Şam hükümetinin bu baskıya direnmesinin, sadece Lübnan’da istikrarsızlığı ve Suriye’nin dışlanmışlığını artıracağı uyarısında bulunuyor:

"Suriye’nin en büyük dostu Rusya, geçen yıl Güvenlik Konseyi’nde yapılan oylamada çekimser kalmış ve geri çekilme çağrısına müphem diplomatik ifadeler eklenmesini sağlamıştı. Tutumu bütün Arap dünyasında büyük önem taşıyan Suudi Arabistan veliaht prensi Abdullah ise, bu konuda daha net bir tavır sergilemişti. Ancak ne olursa olsun Beşir Esad artık dünyanın giderek artan sabırsızlığını daha fazla görmezden gelemez."

Washington Post ise, İran’ın nükleer programını önlemek için izlenmesi gereken politikayı ele altına alıyor. İran’la sürdürülen diplomatik pazarlıkta bir ilerleme sağlamadığına dikkat çeken gazete, buna karşılık Amerika ile Avrupa’nın İran konusunda ortak bir tavır geliştirmeye başlamasını olumlu bir adım olarak değerlendiriyor:

"Avrupalılar, görüşmelerin başarısız olması halinde, İran’a yaptırım uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler’e götürmek noktasında Amerika’yla birlikte davranacaklarını açıklamıştı. Bush, şimdi Avrupalılarla işbirliği yaparak, önümüzdeki aylarda Batı’nın birlikte davranması imkanını yaratabilir. Aksi taktirde, Avrupa’yla görüş ayrılığı, ortak bir tavır geliştirmeyi engelleyebilir."

Christian Science Monitor, Rusya’ya demokrasi konusunda yöneltilen eleştirilere farklı bir açıdan bakmaya çalışıyor. Rusya’nın genç bir demokrasiye sahip olduğunu hatırlatan gazete, özgürlükler konusunda bardağın yarısının boş olduğunu kabul etmekle birlikle, dolu olan kısmına da dikkati çekiyor. Gazete, bazı sınırlamalar olsa da, Rusya’da inanç özgürlüğü, gösteri yapma hakkı, basın ve seyahat özgürlüğü gibi konularda önemli ilerlemeler sağlandığını savunuyor:

"Gerçek şu ki, Rusya’nın nereye gittiği tam olarak belli değil. Putin, totaliter yönetime dönmenin mümkün olmadığını ve halkın bunu kabul etmeyeceğini söylüyor. Batı ise, Rusya’nın Avrupa’daki demokratik standartlara geleceğini umuyordu. Ama belki de, Asya ile Avrupa arasında yer alan bu ülke Singapur modelini, yani kapitalizmi ve daha denetimli bir siyasi düzeni tercih edecektir. Ancak yine de, Bush, Moskova ile ilişkilerin yönünü belirlemeye çalışırken ve Kongre Rusya’nın G-8 üyeliğinin askıya alınması gibi önerileri görüşürken, hiç kuşkusuz bu büyük ve karmaşık ülkenin genel durumu göz önüne alınacaktır."

USA Today gazetesi ise, üç yıldır hakkında hiçbir resmi suçlama olmadan “düşman savaşçı” tanımlamasıyla cezaevinde tutulan Jose Padilla örneğinden yola çıkarak, terörle mücadele sürecinde anayasal hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi sorununu gündeme getiriyor. Federal bir yargıcın, Padilla’nın ya yargılanması veya serbest bırakılması yönünde karar verdiğini hatırlatan gazete, Bush yönetiminin istediği süreyle özgürlüğünden mahrum bırakabileceği yönündeki tutumunu eleştiriyor:

"Yönetimin politikasını savunanlar Padilla’nın tehlikeli olduğunu ve yargılanması durumunda istihbarat kaynaklarının afişe olabileceğini savunuyor. Belki Padilla gerçekten bir tehdit ve belki hakkında yeterince şüphe var, ama mahkum edilmesini sağlayacak kanıt yok. Belki de yönetim onu tutuklamakla hata yaptı ve bunu itiraf etmeye yanaşmıyor. Bir yargılama olmadan bunu bilemeyiz. Burada söz konusu olan sadece Padilla değildir. Bu bütün vatandaşların özgürlüğüyle ilgili bir meseledir. Eğer özgürlüğün temel taşları terörle savaşın baskısı altında çatırdamaya başlarsa, bundan kazançlı çıkacak kesim teröristler olacaktır."

XS
SM
MD
LG