Erişilebilirlik

17 Şubat 2005: Hariri Suikastının Yankıları Devam Ediyor


Lübnan’ın eski başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinin yankıları sürüyor. Christian Science Monitor, somut kanıt olmamasına rağmen, suikastten Suriye’yi sorumlu tutuyor ve cinayetin Lübnan halkının Suriye’ye karşı sesini yükseltmesini sağlayabileceği yorumunda bulunuyor:

"Bush yönetiminin, Hariri’nin öldürülmesinden sonra Şam büyükelçisini geri çekmesi, Beşir Esat’tan umudu kestiği biçiminde yorumlanabilir. Ama Amerika, hala Irak’la uğraştığı ve İran’ın nükleer programından kaynaklanan daha büyük bir tehditle ilgilenmesi gereken bir dönemde, gerginliği artırma konusunda ihtiyatlı olmalıdır. İsrail ile Filistin arasında barışın sağlanmasıyla, Suriye de İsrail’le görüşmelere yeniden başlayabilir."

New York Times yazarı Thomas Friedman da, Suriye’nin 1982 yılında Hama şehrinde başlayan isyanı bastırmak için kenti yerle bir etmesini hatırlatıyor ve Şam hükümetinin kendini zorda hissettiği her zaman kuvvete başvurduğunu savunuyor. Yazar, Irak halkının bütün tehditlere rağmen büyük bir cesaret örneği göstererek sandık başına gitmesinin Lübnan halkına ders olmasını istiyor:

"Refik Hariri, Suriye’nin yaptığı her şeyi sineye çekmektense Şam hükümetine karşı çıkmayı tercih etmişti.. Lübnanlılar özgür olmak istiyorlarsa Hariri’yi kendilerine örnek almalı onun ve Irak halkının gösterdiği medeni cesareti göstermelidirler. Avrupa Birliği ile Arap Birliği’nin Suriye baskısını görmezden gelen tavrına da açıkça karşı çıkmaları gerekir"

Irak’ta seçim sonrasında farklı grupların yeni yönetimi oluşturmak için karşılıklı tavizler vermek zorunda kalacağını vurgulayan Boston Globe, böyle bir uzlaşma kültürünün yeni bir Irak kimliği oluşturulmasına da katkıda bulunabileceği görüşüne yer veriyor. Çoğulculuğa dayalı yeni bir Irak’ın Amerika’nın kuklası olmayacağını vurgulayan gazete, Bush yönetiminin buna hazırlıklı olması gerektiğini belirtiyor:

"Bağımsız bir Irak’ın yeni liderleri, Bush yönetimindeki bazı isimlerin Saddam sonrası Irak için öngördüğü görkemli planlara uymayan işler de yapmak isteyebilir. Bu kişiler, Irak’ın, Humeyni tarzı bir dini yönetimi reddetse bile, İran’la iyi ilişkiler isteyeceğini kabul etmelidir. Şii çoğunluğun, Sünni azınlığa iktidarı paylaşma önerisinde bulunması durumunda, tarafların ortak noktası, Irak topraklarında büyük miktarda ve kalıcı bir Amerikan askeri varlığına karşı çıkmak olacaktır. Iraklılar, demokrasiye bağlılıklarını gösterdi. Şimdi Bush yönetiminin demokrasiye bağlılığı bir sınavdan geçecek."

New York Post ise İsrail ve Filistin arasında nihayet bir barış imkanı yakalandığını belirtiyor. Ancak gazete, bu imkanın değerlendirilmesi için Filistin Devlet başkanı Mahmut Abbas’ın terörün altyapısını ortadan kaldırması gerektiğini vurguluyor:

"Teröristler, İsrail’in tavrı kendilerini tatmin ettiği sürece sakin kalmayı kabul etti. Ama Abbas, terör altyapısı dağıtılmadıkça, özgürce hareket edemeyeceğini görecektir. Abbas, teröristlerle konuşarak işbirliği sağlayacağı umuduyla, şu ana kadar açık bir çatışmadan kaçındı. Ama İsrailli yetkililerin de uyardığı gibi “fırsat kapısı kapanıyor.”

XS
SM
MD
LG