Erişilebilirlik

Yemin Törenlerinin Tarihi


Başkan George Bush 20 Ocak günü düzenlenecek törenle yemin ederek ikinci dört yıllık bir dönem için göreve başlayacak. Amerikan tarihinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan başkanlık törenleri, 1789 yılından bu yana yapılıyor. Bu tören ilk kez, ülkenin ilk başkanı başkan George Washington için yapılmıştı. Bu uzun gelenek Amerikan halkı açısından büyük bir sembolik önem de oluşturuyor.

Birçok Amerikalı için yeni seçilen bir başkanın Kongre binası önünde düzenlenen törende yemin ederek göreve başlaması demokrasinin devamı ve gücün barışçıl yollardan el değiştirmesini simgeliyor. Kongre Kütüphanesi tarihçilerinden Marvin Kranz anlatıyor:

"Sanırım başkanın andiçme töreni, bu ülkenin tarihinin en önemli olaylarından biri. Bu tören, ülke savaş içinde olsa da her dört yılda bir seçim sonrasında mutlaka yapılır."

Yemin töreni, Başkan’ın konuşması, andiçtikten sonra Kongre'den Beyaz Saray'a bir kortejle gidişi, onu izleyen geçit töreni ve gece düzenlenen balolar, genelde, seçimler sırasında ortaya çıkan ciddi görüş ayrılıklarını giderme amacı taşıyor. Tarihçi Marvin Kranz anlatıyor:

"Başkanlık yemin töreni Amerikan tarihi boyunca yapıldı. İç savaşa rağmen, 1789 yılından bu yana her dört yılda bir tören düzenlendi; dolayısıyla bu artık Amerikan tarihinin bir parçası. Elbette herkesin çoşkuyla töreni beklediği söylenemez. Örneğin, 1801 yılında Thomas Jefferson için yapılan yemin törenine seçimi kaybeden eski Başkan John Adams katılmadı. Ama artık günümüzde, liderler birbirlerinden hoşlanmasalar da, hatta birbirlerine katlanamasalar da yemin törenlerine katılmayı ihmal etmiyorlar. “

Siyasi gözlemciler, bir başkan ikinci kez bu göreve seçilemediğinde, seçimi kazanan yeni başkanla birlikte törene katılmasının ülkenin istikrarı ve siyasi devamlılığı ile demokrasinin işlerliğini göstermesi bakımından önemli olduğunu söylüyor.

Bu hava dört yıl önceki yemin töreninde de hakimdi. Eski Başkan Bill Clinton ile tartışmalı seçimi çok az bir farkla kaybeden yardımcısı Al Gore, Başkan Bush’un yemin törenine birlikte katıldılar.

Törenin en önemli bölümünü yeni Başkan’ın konuşması oluşturur. Tarihçi Marvin Kranz’a göre bu gelenek birinci Başkan George Washington’a kadar uzanıyor.

“Konuşma yapmak bir gelenek. George Washington da ilk töreninde uzun bir konuşma yapmıştı. İkinci törende ise iki paragraflık kısa bir konuşma yapmış. Bu tarihin en kısa tören konuşması. Ama her başkan her törende geleneksel olarak mutlaka bir konuşma yapmış."

Tarihçi Kranz töreni unutulmaz kılan unsurun da zaten bu konuşmada dile getirilen sözler olduğunu söylüyor. En çok hatırlanan konuşmalardan biri, Abraham Lincoln’ün, İç Savaş’ın sonuna doğru, 1865’te ikinci başkanlık dönemine başlarken yaptığı konuşma.

Lincoln bu konuşmasında şöyle demişti: “Hiç kimseye kötülük dilemeden, herkesin iyiliğini isteyerek, Tanrı’nın doğru yolu seçme konusunda bize bağışladığı kararlılıkla, başladığımız işi bitirelim ve ülkenin yaralarını saralım. Bunu yaparsak ülkemiz ve tüm dünya barış içinde yaşayacaktır.”

1933 yılında yeni başkanı büyük zorluklar bekliyordu. Franklin Roosevelt ilk konuşmasını Ekonomik Bunalım sırasında yapıyor ve halktan korku ve umutsuzluğa kapılmamalarını istiyordu. Roosevelt'in bu konuşması da şu sözleri nedeniyle tarihe geçecekti: “Korkulması gereken tek şey korkunun kendisidir.”

1961’de, yeni Başkan John Kennedy, konuşmasında halkı yardım kurum ve kuruluşlarında gönüllü olarak çalışmaya çağırırken şöyle diyordu: "Bu ülke bana ne verecek diye sormayın, ülkem için ne yapabilirim diye düşünün."

Bundan dört yıl önce, Başkan Bush, tartışmalı geçen seçim sonrasında yaptığı konuşmada birliğin öneminden bahsediyordu:

“Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, amacımız doğrultusunda hareket edelim ve ülkemizi müreffeh ve adil, insan yaşamının onur verildiği bir yer haline getirelim. “

Son seçimleri açık bir farkla kazanan Bush’un 20 Ocak'ta yapacağı konuşmada ise uzlaşmacı bir tavır yerine vergi ve emeklilik konularında kendi muhafazakar politikalarını savunması bekleniyor.

Washington’daki Brookings Enstitüsü uzmanlarından Thomass Mann da bu görüşü taşıyor:

"Başkan politikaları ve siyasi hedefleri konusunda çok ihtiraslı. Ne yapılması gerektiği konusunda keskin görüşlere sahip olduğu için de yeni fikirlere açık değil, ve bu yüzden de Demokratlara karşı uzlaşmacı bir tavır izlemesi beklenmiyor. Aksine Demokratların muhafazakar politikaları benimsemesini bekliyor."

Yemin töreni sonrasında ise siyasi alanda sert bir mücadele bekleniyor. Tarihçi Marvin Kranz, başkanlık yemin töreninin genelde siyasi farklılıkların bir yana bırakıldığı, istikrar ve demokrasi geleneğinin ön plana çıktığı bir ortam olduğunu hatırlatıyor:

“Tören Amerikalıları temsil eden en önemli sembol, Çünkü bizler değişime açığız. Değişimin meşru olduğunu biliyor bu nedenle kabul ediyoruz. Gergin ortamlarda bile bu kabul görüyor. Yeni başkan, kendisine muhalif olanlar dahil, tüm Amerikalılar’ın lideri olduğundan onun kurallarına uymak zorundayız."

2001 terör saldırılarından sonra düzenlenecek ilk başkanlık yemin töreni için başkent Washington'da çok sıkı güvenlik önlemleri alınıyor. Tören sırasında bazı Bush karşıtı grupların, Başkan geçtiği sırada sırtlarını kendisine dönerek protesto eyleminde bulunmaları bekleniyor.

XS
SM
MD
LG