Erişilebilirlik

24 Aralık 2004: Türkiye-AB ilişkileri üzerine yorumlar devam ediyor


Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakerelere başlama kararı almasının yankıları sürüyor. Boston Globe yazarlarından H.D.S. Greemway, İstanbul’un Doğu ile Batı’yı birleştiren niteliğini hatırlatıyor ve kentte camilerin yanı sıra kilise ve sinagogların da faaliyette olduğunu vurguluyor. İstanbul’un bir zamanlar farklı dillere ve dinlere sahip bir çok gruba ev sahipliği yapan dünyanın en kozmopolit kenti olduğunu hatırlatan yazar, zaman içinde azınlıkları başka ülkelere gitmeye zorlayan gelişmeler yaşandığını ifade ediyor, ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecinde azınlıklara yönelik yeni düzenlemelere başladığını da sözlerine ekliyor:

''İstanbul’un bir zamanlar sahip olduğu çeşitliliği anlayabilmek için bugünkü Londra’ya ve Paris’e bakmak gerekiyor. Avrupa’da imparatorlukların sona ermesi, bir zamanlar yönettikleri insanların yaşlı kıtaya akın etmesi anlamına geldi. Ama İstanbul’un en hareketli azınlıkları başka yerlere gitti. Yine de geriye kalanlar, hoşgörüye fazla rastlanmayan bir bölgede bu şehir ve bu ülke için bir şeyler ifade ediyor.''

United Press International haber ajansı diplomasi editörü Claude Salhani de Washington Times’daki makalesinde, Türkiye’nin 41 yıl bekledikten sonra nihayet Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi aldığını yazıyor. Türkiye’nin tam üyelik sürecinde başta Kıbrıs ve serbest dolaşım olmak üzere bir çok engelle karşılaşılacağını vurgulayan yazar, üyelik hedefinin gerçekleşmemesi durumunda, Türkiye’nin Avrupa dışı alternatifleri de gündeme getirebileceğini ifade ediyor:

''Türkiye gerçekten çok değerli bir bölgede oturuyor. Komşu olduğu Arap dünyası, Rusya, İran, Kafkasya ülkeleri, eski Sovyet cumhuriyetleri ve Doğu Akdeniz Türkiye’nin diğer seçenekleri arasında yer alıyor. Avrupa bunun farkında ve sorunların çözülmesinin Türkiye’nin olduğu kadar kendisinin çıkarlarına da uygun olduğunu biliyor. Şu anda önemli olan, bir randevu alınmış olması. Gazeteci Mehmet Ali Birand, 'Bu Türkiye için güzel bir gün olacak,' diye yazmıştı. Bu, Avrupa için de güzel bir gün olmalı. "

New York Times ise, Balkanlar’ın sorunlu bölgesi Kosova’daki gelişmeler mercek altına alıyor. Kosova’da Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından yargılanması beklenen Ramush Haradinaj’ın başbakan olmasını eleştiren gazete, Belgrad yönetiminin veya Kosovalı Sırpların Haradinaj ile ortak bir adım atmaya yanaşmayacağı görüşüne yer veriyor. Bölgenin geleceğine ilişkin görüşmelerin başlaması umudunun büyük ölçüde azaldığını kaydeden gazete, Birleşmiş Milletler’in de zor tercihle karşı karşıya kaldığını belirtiyor:

''Eğer Haradinaj suçlanırsa, durum daha da kötüleşecek. Ona oy veren Kosovalı Arnavutlar buna tepki duyacak. Başbakan olduğu için suçlanmaması alternatifi ise, uluslararası mahkemenin nüfuz ve itibarına darbe vuracak. Birleşmiş Milletler, Kosova görüşmelerinin geleceği konusunda aşırı bir iyimserlik içinde olabilir. Ama eğer Sırplarla Arnavutlar bir araya gelecekse, hem Kosovalılar hem de Birleşmiş Milletler, Haradinaj gibi insanları lider yapmanın sadece zamanı geri çevirmeye yaradığının farkına varmalıdır.''

Christian Science Monitor ise Avrupa’da nihai çözüm bekleyen bir başka bölgedeki, Kuzey İrlanda’daki gelişmeleri değerlendiriyor. Kısa adı IRA olan İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun silahsızlanma sürecinde zorluk çıkarttığı görüşüne yer veren gazete, İngiltere yanlısı birlikçilerin IRA’dan silahsızlanma anlaşmasına uyduğunu gösteren kanıtlar beklediğini hatırlatıyor:

''Bu yıl Noel Baba’nın torbasında silahsızlanma değil güvensizlik olacak. IRA, imha ettiği silahların sayısına ve cinsine ilişin hiçbir kanıt sunmadı. Bu nedenle kanıt istenmesine şaşmamak gerekir. Barış görüşmeleri yöneten Amerikalı eski Senatör George Mitchell, farklı gruplardan oluşan demokratik toplumlarda güven duygusunun şart olduğunu belirterek, 'Güven oluşturmak uzun zaman alır,' demişti. IRA, bu süreci gereksiz yere daha da uzatıyor.''

XS
SM
MD
LG