Erişilebilirlik

20 Ağustos Amerikan Basınından Özetler


20 Ağustos Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:39 0:00

Washington Post, Beyaz Saray'ın Amerikan ekonomisini güçlendirmek ve ekonominin gerileme dönemine girmesini engellemek için bir dizi seçeneği masaya yatırmaya başladığını yazıyor. Konuya ilişkin olarak adları gizli tutulan üç kaynaktan bilgi alan gazete, Trump Yönetimi'nin maaş bordrolarından alınan vergilerde kesintiye gitme ve gümrük tarifesi uygulamasını geri çevirme gibi önlemler üzerine yoğunlaştığını bildiriyor. Habere göre Başkan Trump, ısrarla ekonominin çok iyi gittiğini ve olası bir gerilemenin söz konusu olmadığını söylese de Trump'ın ekonomi ekibi, kapalı kapılar ardında acil durum planları yapmaya başladı. Maaş bordrolarında yapılacak olası bir vergi indirimiyle çalışanların cebine daha fazla para girmesini sağlamak, bu planlardan biri. Nitekim 2011 ve 2012'de, yani eski Başkan Obama döneminde de 2009'da sona eren gerileme döneminden sonra ekonomiyi toparlamak için benzer bir uygulama getirilmişti. Bu uygulamanın yürürlüğe girmesi için Kongre onayı gerekiyor. Beyaz Saray'dan dün yapılan açıklamadaysa ek vergi kesintilerinin masaya yatırıldığı, ancak maaş bordrosu vergisinde kesinti yapmanın gündemde olmadığı bildirildi. Amerika'da yıllık brüt geliri 132 bin 900 dolara kadar olan çalışanlar, yüzde 6,2'lik maaş bordrosu vergisi ödüyor. Bu vergi, Sosyal Güvenlik programlarının finanse edilmesi için kullanılıyor. En zenginleri değil, orta düzey gelir sahiplerini kapsadığı için Demokratlar arasında oldukça popüler olan uygulamanın en büyük dezavantajı, bütçe açığına katkıda bulunması.

Washington Post bugün ayrıca El Paso ve Dayton'da düzenlenen toplu silahlı saldırılarda 31 kişinin yaşamını yitirmesinden sonra silah satın alacakların kapsamlı özgeçmiş ve adli sicil taramasından geçirilmesini desteklediğini söyleyen Başkan Trump'ın fikir değiştirdiğini yazıyor. Habere göre Trump, tavır değiştirerek güçlü silah lobisi NRA'le aynı hizada yer alan açıklamalar yaptı. Mevcut özgeçmiş ve adli sicil taramalarının zaten çok güçlü olduğunu söyleyen Trump, silahların akıl hastalarının elinden uzak tutulmasının gerekliliğine vurgu yapmaya başladı. Demokrat Partili liderlerse bu tavır değişikliğini, Trump'ın silah yasalarını sıkılaştırma konusunda zaten hiçbir zaman ciddi olmadığı şeklinde yorumladı. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, ”Biz bu filmi gördük. Korkunç bir saldırıdan sonra kamuoyunun baskısını hisseden Trump anlamlı bir yasa değişikliğinden bahsediyor ama sonra aşırı sağın ve NRA'in isteklerine boyun eğiyor,” şeklinde konuştu. Beyaz Saray ise Trump'ın pozisyon değiştirdiği şeklindeki iddiaları reddetti ve Başkan'ın geri adım atmadığını belirtti. Ancak gerek Cumhuriyetçi gerekse Demokrat Partili çevreler, seçimlerin yaklaştığı bir ortamda Trump'ın seçmen tabanını soğutacak ve NRA'i dışlayacak bir adım atmayacağı yorumunda bulunuyor.

New York Times ise beş ay önce Amerika destekli güçler tarafından Suriye'deki son kalesinden püskürtülen IŞİD'in yeniden güçlenmeye başladığını kaydediyor. Habere göre Irak ve Suriye çapında gerilla saldırıları düzenleyen örgüt, mali ağlarını yeniden kurmaya ve bünyesine yeni militanlar katmaya başladı. Başkan Trump'ın IŞİD'in tam bir yenilgiye uğratıldığı iddiasına rağmen savunma yetkilileri, çok daha farklı bir tablo görüyor ve örgütün kalıntılarının ciddi bir tehdit unsuru olduğunu kaydediyor. IŞİD'in geçmişte kontrolü altında tuttuğu toprakları yeniden ele geçireceği gibi bir kaygı söz konusu olmasa da Irak ve Suriye'de 18 bin militanı örgütlemesi, dikkatle izleniyor. Örgüte mensup uykucu hücreler ve saldırı timleri son zamanlarda güvenlik güçlerine ve yerel liderlere yönelik keskin nişancı saldırıları ve suikastlar düzenliyor, pusu kuruyor, adam kaçırıyor. Örgütün sahip olduğu mali kaynaklarınsa 400 milyon dolar civarında olduğu ve bu paranın Irak, Suriye ve komşu ülkelerde saklandığı tahmin ediliyor. Örgütün ayrıca balık çiftliklerine, otomobil ticaretine ve hint keneviri ekimine de yatırımlar yaptığı sanılıyor.

Wall Street Journal ise Hindistan'daki su kriziyle ilgili bir habere yer veriyor. Habere göre nüfus artışı, modernleşme, iklim değişikliği, kötü yönetim ve geleneksel kaynak dağıtım sisteminin bozulması, Hindistan'ın dünyada suyu en hızlı tükenen ülke haline gelmesine neden oldu. Başkent Yeni Delhi dahil ülkedeki tüm büyük kentler, yeraltı su rezervlerini hızla ve telafisi olmayacak şekilde tüketiyor. Bazı raporlara göre Hint halkının yüzde 40'ı, önümüzdeki on yıl sonunda içme suyundan mahrum kalabilir. Dünya Kaynaklar Enstitüsü'ne göre Hindistan, en çok su sıkıntısı çeken ülkeler sıralamasında 13'üncü olsa da toplam nüfusu, susuzluğun en ciddi boyutlara ulaştığı 16 ülkenin nüfusunun toplamının üç katı. 2030 yılına kadar Hindistan'da suya olan talebin iki kat artması bekleniyor. 10 milyon nüfusla ülkenin beşinci büyük kenti olan Chennai'da bu yaz dört barajın ikisinin tamamının, ikisininse tamamına yakınının kuruması üzerine kente kamyonlarla içme suyu sevkiyatı yapıldı. Öte yandan küresel ısınma, Himalayalar bölgesindeki su kaynaklarını da olumsuz etkiliyor. Yeni yapılan bir araştırmaya göre Himalayalar bölgesindeki akarsuları besleyen buzullar, 2050'den itibaren yok olmaya başlayabilir.

XS
SM
MD
LG