Erişilebilirlik

8 Ağustos Amerikan Basınından Özetler


8 Ağustos Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:47 0:00

Washington Post, Başkan Trump'ın geçtiğimiz hafta ard arda toplu silahlı saldırılara sahne olan El Paso ve Dayton'a yaptığı geçmiş olsun ziyaretleriyle ilgili haberi aktarıyor. Gazete, sert söylemlerinin tonunu yumuşatma sözü veren Trump'ın bunun tam tersini yaptığını kaydediyor. Habere göre Trump'ın her iki kentte de yerel yöneticilere yüklenmesi, ulusal birlik beraberlik ve empati mesajları verme konusundaki kapasitesinin ne kadar dar olduğunun bir göstergesi niteliğindeydi. Ohio ziyaretinden sonra eyaletin Demokrat Partili Senatörü Sherrod Brown ve Dayton'un yine Demokrat Partili Belediye Başkanı Nan Whaley'e sert çıkan Trump, iki liderin Dayton'da geçirdiği günle ilgili söz ve yorumlarına sert yanıt verdi. Brown ve Whaley, düzenledikleri basın toplantısında, Trump'a karşı saygılı ve mesafeli bir tutum sergiledi ve Başkan'ın Ohio'da şükranla karşılandığını söyledi. Ancak Senatör Brown, Trump'ı ırkçı ve kutuplaştırıcı söylem kullanmakla suçlamaktan, Belediye Başkanı Whaley ise Cumhuriyetçi Parti'nin silah kontrolü yasalarının çıkmasına direnmesini eleştirmekten geri kalmadı. El Paso'daysa bir tıp merkezinde tedavi altında olan sekiz yaralı, Trump'la görüşmeyi reddetti. Hastane sözcüsü, tedavi gören yaralıların son derece hassas bir süreçten geçtiklerini, Trump dahil hiçbir ziyaretçiyi kabul etmediklerini söyledi. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Stephanie Grisham ise Trump ve eşinin hastanede saldırıdan yaralı kurtulanlarla tanıştığını, sadece hastalar ve aileleri değil, hastane personeli tarafından da son derece sıcak şekilde karşılandıklarını kaydetti. Hem Dayton hem de El Paso'da ziyaretleri sırasında kamuoyunun gözünün önüne çıkmaktan kaçınan Trump, gazeteye göre başkanların trajik olaylardan sonra kamuoyuna şefkatle seslenme ve taziyelerini sunma geleneğini de çiğnemiş oldu.

Washington Post bugün ayrıca Avrupa ülkelerine sığınma başvurusu yapan ancak red yanıtı alan göçmenlerin içinde bulunduğu durumla ilgili habere yer ayırıyor. Habere göre tarihi göç dalgasıyla Avrupa ülkelerine ulaşan milyonların sığınma başvuruları, mahkemelerde yavaş yavaş karar bağlanmaya başladı. Birkaç yıl önce kıyılarına vuran göç dalgasıyla mücadele etmeye çalışan Avrupa, şimdiyse sığınma başvurusu reddedilenlerin akıbetinin ne olacağını düşünmeye başladı. Resmi verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde yüzbinlerce sığınmacının başvuruları reddedildi. Ancak bulundukları ülkelerde kalamayacaklarına karar verilen sığınmacılar, geldikleri memleketlerine de geri gönderilmiyor. Bu sığınmacıların çoğunun tek seçeneği, çalışma ve ikamet izinlerinin olmadığı ülkelerde gizlice hayatlarını sürdürmeye çalışmak. Bu durum en açık şekilde İtalya'da yaşanıyor. Hükümetin göçmenlerin sığınma taleplerinin kabulünü zorlaştırdığı İtalya'da bulunanların çoğu, sınır dışı da edilmiyor. Oysa İtalya'nın aşırı sağcı İçişleri Bakanı Matteo Salvini, geçen yıl, yüz bin sığınmacıyı ülkelerine geri göndereceğini söylemişti. Ancak bazı lojistik ve diplomatik engeller, sınır dışı sürecini zora sokuyor. Bu nedenle İtalya'dan memleketlerine gönderilen sığınmacıların sayısı 7 binin altında. İtalya'yla memleketleri arasında sıkışıp kalan ve kaçak durumuna düşenlerin çoğu, ülkenin güneyinde tarım işçiliği yapıyor. Avrupalı liderler, göç dalgası sırasında kıtaya ayak basan bir milyondan fazla sığınmacının başvurusunun geri çevrileceğini tahmin ediyor.

Dün dünyadaki su sıkıntısıyla ilgili ayrıntılı bir haber yayınlayan New York Times bugünse küresel gıda arzının risk altında olduğuyla ilgili haberi aktarıyor. Birleşmiş Milletler'in yeni yayınladığı bir rapora göre dünyadaki toprak ve su kaynakları, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir hızla tüketiliyor. Bu da insanoğlunun kendi kendini besleme kapasitesi üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor. 52 ülkeden yüzden fazla uzmanın katkısıyla hazırlanan ve dün Cenevre'de özeti yayınlanan rapor, küresel gıda krizini çözme süresinin hızla daraldığını yazıyor. Habere göre 500 milyondan fazla insan, şimdiden çölleşen bölgelerde yaşıyor. Toprak kaybı hızı ise bölgeden bölgeye değişse de yeni toprak oluşumundan on ila yüz kat hızlı ilerliyor. Dünya nüfusunun yüzde 10'undan fazlası, yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Gıda sıkıntısının göç krizine yol açacağı uyarısında bulunan uzmanlar, ”İnsanlar bulundukları yerde açlıktan ölmeyi beklemez, göç ederler,” diyor. İklim değişikliğinin gıda krizini körüklemesi ise Birleşmiş Milletler raporuna göre kaçınılmaz. Aşırı sıcak dalgalarının, kuraklık ve sel felaketlerinin ve dev orman yangınlarının toprak kaybını hızlandırması bekleniyor.

XS
SM
MD
LG