Erişilebilirlik

6 Ağustos Amerikan Basınından Özetler


6 Ağustos Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:23 0:00

Amerikan basını, Başkan Trump'ın hafta sonunda Texas'ın El Paso ve Ohio'nun Dayton kentlerinde düzenlenen toplu silahlı saldırılara ilişkin dün yaptığı açıklamanın ayrıntılarını aktarıyor.

Washington Post, ”Trump bağnazlığı kınadı, silahları değil,” başlıklı haberinde, Trump'ın dün yaptığı konuşmada silah kontrolü yasalarını çıkarmaya değil, akıl hastalığıyla mücadeleye odaklandığını kaydediyor. Habere göre saldırıları kınayan Trump, akıl sağlığı yerinde olmayan ve şiddet eğilimi gösteren bireyleri daha iyi tanımlamak için bir an önce harekete geçileceğini söyledi. Tüm ülkenin tek bir ağızdan ırkçılık ve bağnazlığı lanetlemesi gerektiğini belirten Trump, ”Nefret, zihni saptırır, yüreği yağmalar, ruhu yer bitirir. Tetiği çeken akıl hastalığı ve nefrettir, silahlar değil,” dedi. Kültürel değişim çağrısı da yapan Trump, bilgisayar oyunları ve diğer mecralarda şiddetin yüceltilmesine bir an önce son verilmesi gerektiğini söyledi. Trump, konuşmasından birkaç saat önce paylaştığı Twitter mesajındaysa silah satın almak isteyenlerin sıkı bir özgeçmiş ve adli sicil taramasından geçirilmesi konusunda değinmiş, silah yasasının göçmenlik yasasıyla birlikte ele alınabileceğini öne sürmüştü. Öte yandan gazete, eski Başkan Barack Obama'nın Trump'ın konuşmasından kısa süre sonra bir açıklama yayınladığını yazıyor. Habere göre Obama, Başkan Trump'ın adına yer vermediği açıklamasında, ”Liderlerimizin ağzından çıkan, ırkçı hisleri normalleştiren ve korku iklimini körükleyen dil” olarak nitelediği söylemleri kınadı. Açıklamada, ”Dış görünüşü bize benzemeyenleri şeytanlaştıran ya da göçmenlerin hayat tarzımızı tehdit ettiğini öne süren liderler” ifadelerine de yer verildi. Yeni silah yasaları getirilmesi çağrısı yapan Obama, Amerika'nın toplu silahlı katliamlar karşısında çaresiz olmadığının altını çizdi.

New York Times ise Amerika'da terörle mücadelede odağın iç teröre çevrildiğini, ancak bu konuda nasıl bir taktik izlenmesi gerektiği konusunda belirsizlik olduğunu kaydediyor. Habere göre Amerika'da kolluk kuvvetleri, beyaz ırkçılar başta olmak üzere iç terörün giderek daha büyük bir tehdit unsuru haline geldiği ve bu tehdidin dış kaynaklı terör kadar büyüdüğü uyarısını aylardır yapıyordu. Ancak Texas eyaletinin El Paso kentinde hafta sonunda düzenlenen ve Latin kökenlileri hedef alan tarihin bu en kanlı iç terör saldırısı, Amerika'nın iç terörle mücadeleye ne kadar hazırlıksız yakalandığını gösteriyor. Habere göre Amerika, 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana, yani yaklaşık 20 yıldır, İslamcı terör tehdidine odaklanıyor. Ancak son yıllarda İslamcı terörün yerini beyaz ırkçı terörünün aldığı görülüyor. İnternet güdümlü iç teröristler, grup halinde değil, tek başlarına hareket ediyor. Bu da iç teröristlerle mücadeleyi zorlaştırıyor. Yetkililerse beyaz ırkçı saldırıları önlemek için uluslararası köktendincilik ve aşırılıkla mücadelede kullanılan atılgan yaklaşımın aynısının benimsenmesi gerektiği görüşünde. Örneğin Adalet Bakanı Eski Yardımcısı Rod Rosenstein, potansiyel teröristleri saldırıya geçmelerine izin vermeden tanımlayıp etkisiz hale getirmek, yani yakalamak ve hapsetmek gerektiğini söylüyor. Rosenstein'e göre bunu başarmak için terörist propoganda ve iletişimin yakından takip edilmesi gerekiyor. Ancak mevcut federal yasalar uyarınca bunu gerçekleştirmek, zor. 2001 saldırılarından sonra çıkarılan Yurtseverlik Yasası kapsamında federal yetkililere yabancı kaynaklı terörü bertaraf etmeleri için geniş kapsamlı yetkiler tanınmıştı. Örneğin federal yetkililer, online sohbet odalarında cihatçı avına çıkmak için sahte kimlikle bu ortamlarda faaliyet gösteriyordu. Oysa federal yetkililerin ülke içindeki seçenekleri çok daha kısıtlı. İfade özgürlüğünü koruyan Anayasa'nın birinci maddesi, Amerikan vatandaşlarını terör eylemlerine kalkışmadan durdurmayı zorlaştırıyor. Gazete, iç terörist olarak tanımlanan bireylerin terörizm değil, nefret suçu, silah ya da komplo gibi konulardaki mevcut yasalar uyarınca cezalandırıldıklarını hatırlatıyor.

Wall Street Journal ise Amerika ve Çin arasındaki ticaret savaşının bir kez daha kızıştığını kaydediyor. Habere göre Amerikan Maliye Bakanlığı, Çin Merkez Bankası'nın yuanın değer kaybetmesine göz yumması üzerine Çin'i döviz manipülasyonu yapmakla suçladı. Çin firmalarının Amerikan tarım ürünü satın almayı durdurduğu açıklaması üzerine hızla tırmanan gerginlik, küresel mali piyasaların ani değer kaybına uğramasına ve Amerikan ekonomisinin duraksayacağı korkularının artmasına neden oldu. Çin'den yapılan açıklamada, yuanın ani değer kaybının piyasa güçlerine bağlı olduğu belirtildi. Başkan Trump ise bunu, Amerikan ekonomisinin Çin tarafından doğrudan hedef alınması olarak değerlendirdi. Trump, uzun süredir, Çin'in küresel piyasalarda ihraç ürünlerinin fiyatını ucuz tutmak için yuanın değerini suni olarak düşük tutmasından yakınıyor. Amerikalı yetkililerse Başkan Trump'ın geçen hafta 300 milyar dolarlık Çin malına 1 Eylül'den itibaren yüzde 10'luk gümrük tarifesi uygulanacağını açıklamasından sonra Çin'in misilleme yapmasını zaten bekliyordu. Öte yandan gazete, ticaretteki bu belirsizlik nedeniyle on yıl aradan sonra faiz oranlarını ilk kez düşüren Amerikan Merkez Bankası'nın faizleri indirmeye devam etmeyi düşünebileceği görüşünde.

XS
SM
MD
LG