Erişilebilirlik

"10 Ekim Saldırısında Kamu Görevlileri de Yargılanmalı"


IŞİD’in 10 Ekim’de barış mitingi katılımcılarını hedef aldığı ve 103 can kaybına neden olduğu terör saldırısının mağdurları, saldırıyla ilgili yargı sürecinde kamu görevlilerinin de ihmal ve sorumluluktan dolayı yargılanması çağrısında bulundu

Kamuoyunda 10 Ekim Davası olarak adlandırılan yargı sürecinde, IŞİD mensubu bir grup hakkında yargılama yapılmasına karşın Suriye sınırında rahatça ülkeye giriş – çıkışlar olması, Adıyaman ve bazı illerdeki hücre örgütlenmeleri gibi saldırının planlaması aşamasındaki gelişmeler kısmen yargılama dışı bırakıldı. Terör saldırısı mağduru ailelerce kurulmuş olan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ile sivil toplum temsilcisi avukatlar heyeti, bugün yeniden saldırıdaki soru işaretlerini gündeme getirerek, dava sürecinde belgelere yansıyan kamu görevlilerinin ihmali veya sorumluluğuna ilişkin yargılama yapılması gerektiğini vurguladı.

"10 Ekim Saldırısında Kamu Görevlileri de Yargılanmalı"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:38 0:00

Kamu görevlileri sorumluluğu tartışması, eski AKP’li Başbakan şimdiki Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, 14 Mayıs’ta yaptığı, “1 Kasım 2015 seçimlerine giden süreçte terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan önüne çıkamaz” açıklamasıyla yeniden başladı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Ahmet Davutoğlu’nun sokağa çıkamazlar diye vermiş olduğu 4 isimden birisi Haziran-Kasım 2015 arasındaki süreçte Süleyman Soylu’dur. Ahmet Davutoğlu’na tekrar çağrıda bulunuyoruz. Ne oldu bu tarihler arasında? Gerçekten ne oldu? Bırakın parti oyunlarını onlardan bahsetmiyoruz. Daha büyük bir şeyler oldu. Ankara’da otogarın önüne bomba nasıl geldi? Nasıl orada 100’den fazla insanımız öldü? Bundan bahsediyoruz Sayın Davutoğlu. Siz cevabı biliyorsunuz” sorularını gündeme taşıdı. Özdağ, 16 Mayıs’taki açıklamasında, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz’da yarım bıraktıklarımızı tamamlayacağız" sözünü anımsatarak, "Buradan soruyoruz 15 Temmuz‘da neyi yarım bıraktınız? Devletin bütün imkanları Süleyman Soylu’nun elinde, eğer bir suç varsa bu suça hazırlık yapan unsurlara karşı neden hala adım atarak harekete geçmiyorsunuz?" açıklaması yaptı.

Ankara siyasetindeki bu açıklamaların ardından 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ile sivil toplum temsilcisi avukatlar heyeti, saldırıda sendika üyelerini kaybetmiş olan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) evsahipliğinde bugün yargı mekanizmasındaki hakim ve savcılara çağrıda bulundu. Davutoğlu, Özdağ gibi siyasetçilerle yapılan son açıklamalar kapsamında kamu görevlileriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı.

“Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının arka planı açıklığa kavuşmadı”

10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Mehtap Sakinci Coşgun ile 10 Ekim Davası Avukat Komisyonu üyesi Avukat İlke Işık eşliğinde, 10 Ekim mağdurları adına KESK Eş Genel Başkan Şükran Kablan Yeşil'in seslendirdiği açıklamada, “Ülkemizde bugüne kadar yaşanan onlarca faili meçhul cinayet ve katliamda olduğu gibi Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan 10 Ekim Gar Katliamı davası da geçen yedi yıl içinde hala aydınlatılmamış, katliamın arka planı açıklığa kavuşturulmamıştır” vurgusu yapıldı.

Türkiye’nin yeni seçim sürecine girdiği bugünlerde 10 Ekim’in tartışıldığı ve bu nedenle de gerçek sorumluların açığa çıkarılması gerektiği kaydedilen açıklamada, “AKP’nin kaybedeceğini anladığı iktidarını karanlık ve kirli birtakım girişimlerle yeniden elde etmeye çalışacağına dair kimi iddia, kaygı ya da bilgilerin parça parça ve yetersiz de olsa yine bir seçim öncesinde ortaya atılıyor olması da 10 Ekim katliamına dair kuşkuların haklılığını göstermektedir. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı’nın istihbaratçı diye açıkladığı, kendisinin de 'Yurt içinde ve yurt dışında bazı operasyonlar yönettiğim doğrudur' diye bir nevi onayladığı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın açıklamaları siyasi hesaplaşmalara kurban edilmeden derhal açıklığa kavuşturulmadır. Özdağ; 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki dönem gibi ‘şiddet dalgasının planlandığı” bilgisini paylaşmış, dönemin başbakanına o dönem yaşananları 'korkmadan' açıklama çağrısı yapmıştır. Bu açıklamalar demokratik bir ülkede olsa yer yerinden oynar, sorumlular gereğini yapmazsa Meclis ve yargı devreye girer, dava dosyası baştan ele alınır, sorumlular açığa çıkarılırdı. Ancak şu ana kadar iktidarın ve yargının üç maymunları oynaması davanın neden hızla kapatılmak istendiğini de anlaşılır kılmaktadır. Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu da daha önce benzer açıklamalarda bulunmuş, 10 Ekim’de yaşamını yitirenlerin aileleri ve mitingi düzenleyen kurumlar olarak bizler Davutoğlu’na bildiklerini açıklaması çağrısında bulunmuştuk. Ne yazık ki, aradan geçen zaman içerisinde ne kendisi tarafından bir açıklama yapılmış ne de yargı kendisinden bir talepte bulunmuştur” denildi.

“Asıl failler yargılanmadıkça 10 Ekim dosyası kapanmayacak”

O dönemde 10 Ekim’in yanısıra diğer saldırılara da işaret edilerek, “Sözkonusu dönemde gerçekleştirilen tüm katliamların, acıların, hayatlarımızda yaratılan geri dönüşü olmayan yıkımların hesabının sorulması, barış, demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin bir parçasıdır” mesajı verildi.

Kamu görevlileriyle ilgili yargılama talebine ilişkinse “Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını araştıranların, ‘kokteyl örgüt’ diyerek davayı sulandıranların, yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanların, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenlerin, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emri verenlerin, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanların, güvenlik tedbiri almayanların, dava dosyasına gerekli bilgi ve delilleri göndermeyenlerin katliamdaki rolü ortaya çıkarılmadıkça, asıl failler yargılanmadıkça 10 Ekim dosyası kapanmayacaktır” denildi.

“Yeni katliamlarla bu ülkeyi tehdit edecek ortam yaratabilirler”

Avukat İlke Işık ise, “O gün ülkenin en kritik günlerinden biriydi. Haziran seçiminde kaybedilen seçim, Kasım seçiminde tekrar kazanıldı ve 10 Ekim 2015 günü yaratılan, yaşatılan katliamla birlikte asıl yaratıldı. O güne ilişkin ne olduğunu, o güne ilişkin adaleti ve gerçekten ne olduğunu yargı bulmazsa, adalet mekanizması bu konuşulan şeylere ilişkin harekete geçmezse evet yeni katliamlarla hala bu ülkeyi tehdit edecek bir ortam yaratabilirler. Esas, herkesin bu yargılamalara dönüp, buradan adalet mücadelesinin bir parçası olması bu yüzden önemli” dedi.

Işık, “Normal bir ülkede Ümit Özdağ’ın dediklerinin üzerine savcıların harekete geçmesi gerekirdi. Çünkü ‘Ben bir şeyler biliyorum. 10 Ekim 2015 günü Ankara Garı önündeki insanlar normal bir şekilde ölmediler. Davutoğlu var bu işin içinde. Süleyman Soylu var bu işin içinde’ şeklinde çok somut bir şey söylüyor. Aradan on gün geçti halen savcılıklar hareket etmiyorlar. Yargı bize yedi yıldır ‘Bu bir IŞİD katliamıdır’ diyor. Evet IŞİD katliamıdır ama bu katliamın gerçekleşmesindeki o tüm tabloyu aydınlatmadan bu dosyaya ilişkin bir adalet çıkmayacak. O yüzden bir şey bildiklerini iddia edenler, ima edenler buyursunlar Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelsinler. 19 Temmuz’da yargılama devam ediyor. Devam eden bir yargılamadan bahsediyoruz. Gelmiyorlarsa, elindeki bilgileri belgeleri savcılara; bu çünkü suç ihbarıdır. Çünkü, bu böyle söylenip geri çekilebilecek, siyasal ikbal malzemesi yapılabilecek bir şey değildir. Ülkenin en büyük katliamından bahsediyoruz ve devam eden bir yargı sürecinden bahsediyoruz” tepkisini gösterdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG