Erişilebilirlik

“Enflasyonla Mücadelede En İyi Yatırım Hisse Almak”    


Amerika'da enflasyon oranı son 40 yılın zirvesindeki yerini koruyor. ABD Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı son çekirdek enflasyon oranı 1982 yılı Ocak ayından bu yana en büyük yıldan yıla artışa işaret ediyor. Çalkantılı gıda ve enerji fiyatları hariç tutulduğunda çekirdek enflasyon 12 ay öncesine göre yüzde 5,4 arttı. Enflasyonun önümüzdeki aylarda daha da artması bekleniyor.

Enflasyonla mücadelede FED’in politikalarının önemine değinen New York’tan yatırım uzmanı Altan Ergün, faiz arttırmasıyla beraber gerçekten enflasyonla mücadelede başarılı olup olamayacağı merak edilen FED’in, önümüzdeki bir ya da iki yıl içinde bunu gerçekleştirmede ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olacağını belirtti.

Altan Ergün, Stüdyo VOA yayınında yaptığı değerlendirmede, “İşsizlik rakamlarından sonraki bono fiyatlarına baktığımız zaman, 2 yıllıklar, 10 yıllıklardan daha fazla faiz veriyor, bu da genel olarak Amerika'da bir resesyon riskini de tetiklemiş olabilir ve 2023'e doğru gerçekleşebilir. Onun için enflasyondaki artış, bunun kontrol edilmesi, başarılı bir şekilde 2 seviyesine çekilmesiyle ilgili esasında FED’in elinin gayet zor olduğunu görmekteyiz” dedi.

“Enflasyonla Mücadelede En İyi Yatırım Hisse Satın Almak”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:12:28 0:00

Yatırımcılara tavsiyeler

Hem Amerika’da hem de Türkiye’deki yatırımcılara tavsiyelerde bulunan Ergün, “Enflasyonla mücadelede esasında en iyi yatırım hisseleri satın almak. Hisselerde de fiyatlandırma gücüne sahip olan hisselere yatırım yapmalarını düşünebilir yatırımcılar, burada da bilanço riski almadan ‘global franchise’a yönelmeleri faydalı. Tabii ki Türkiye'nin özellikle bu son zamanlardaki Ukrayna’yla ilgili, Batı’yla birlikte hareket eden, bir nevi doğru politikasıyla Atlantik cephesine yaklaşmasına ilerlemesi de bir ihtimal sermaye piyasalarıyla barışık duruma gelmesiyle CDS (kredi iflas takas primi) riskinin azalacağını ve Türk devletinin bonolarının da yatırım yapılabilecek enstrümanlar olduğunu görmekteyiz. Genel olarak zaten gelişmekte olan piyasalar Brezilya da dahil olmak üzere Türkiye piyasası da dahil olmak üzere son zamanların en ucuz piyasaları” diye konuştu.

Başkan Joe Biden’ın stratejik petrol rezervlerinden günde 1 milyon varil petrolün piyasaya sürülmesi talimatının pompa fiyatlarına genel olarak pozitif yansıyacağını düşündüğünü söyleyen Altan Ergün, Biden’ın enerji bakanıyla birlikte özellikle Amerika'daki kaya petrolü ve kaya gazı yatırımlarının arttırılabilmesi için çalıştığını ifade etti.

“Biden stratejik olarak doğru karar verdi”

Amerika'da çalıştırabilecek kalifiye işçilerin olmaması ve kaya gazında kullanılan içeriklerin bulanamamasından kaynaklanan bir sıkıntı olduğuna dikkat çeken Ergün, “O bakımdan özellikle Rusya ile yapılan ekonomik savaşı da göz önüne aldığımız zaman Biden’ın günde 1 milyon varil petrolü stratejik rezervlerden çıkarmasıyla ilgili haberden sonra petrolün 13-15 dolara yakın düştüğünü gördük. Tabii ki bu da rafinerilerin kompozisyonuna bakarak değişecek bir konum olacak. Çünkü bir kısmı ağır, bir kısmı hafif petrol dediğimiz petroller de çalışıyor. Fakat tüm kompozisyona baktığımız zaman genel olarak pompa fiyatlarında bir azalış ile karşı karşıya kalacağız. Tabii ki buradaki anti parantez; yine Rusya'nın 10 milyon varil kadar petrol ürettiğini ve yaklaşık 3 buçuk milyon varil ihracat yaptığını düşündüğümüzde ve dünyada aniden piyasaya sürülebilecek petrolün çok az olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nde veya Nijerya’da ya da belki de Suudi Arabistan'da olması gerektiğini düşündüğümüzde, 1-2 milyon bir kapasiteleri var. Bu bakımdan stratejik olarak Biden’ın verdiği karar doğru bir karar. Fakat Rusya ekonomik savaşta ciddi bir pozisyon alırsa Amerika ve Batı, belki de rezervlerden daha çok petrol vermek zorunda kalacak” dedi.

Piyasaların karara hemen tepki verdiğini hatırlatan Altan Ergün,
“Genel olarak gördüğümüz hammadde fiyatlarında ve petrol fiyatlarında ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldık. 15 dolar gibi varil başına bir düşüş yaşadık. Diğer bir taraftan rafinerilerin petrole ulaşmasında sıkıntı olmayacağını düşündüğümüz için rafineri hisselerinde, Amerika'nın en büyük konsolide edilmiş rafineri şirketinin 80- 85’lerden, 101-102 dolarlara kadar çıktığını gördük. Genel olarak yatırımcılar Biden'ın hareketini stratejik olarak doğru buluyorlar” diye konuştu.

Birçok olumsuz veriye rağmen Amerikan ekonomisinin dördüncü çeyrekte yüzde 6,9'luk güçlü bir büyüme kaydettiğine de vurgu yapan Ergün, “İşsizlik rakamlarının çok iyi olmasıyla beraber insanların harcama gücündeki hareketlilik ciddi bir şekilde büyüyor. Fakat yine piyasalar, 6,9 rakamının dışında önümüzdeki 6 ay ikinci çeyrekle 2023'ün ilk yarısını değerlendirdikleri için özellikle FED'in agresif enflasyonla mücadelesinin belki daha hızlı bir şekilde hareket etmesiyle yeni gayri safi milli hasılanın, büyümenin yüzde %2- 2.30 civarına ineceğini düşünmekteyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Rusya’ya yaptırımlar küresel piyasaları nasıl etkiliyor?

Rusya'ya uygulanan yaptırımlar küresel piyasaları nasıl etkiledi? Şu ana kadar ve bundan sonraki sürece olası etkileri neler olabilir? Altan Ergün bu sorulara, “Bir nevi Rusya'nın dünya ekonomisinden çekildiğini gördük. Diğer bir taraftan Rusya'nın kendi devlete ait borçlanmalarında iflasını piyasalar, kesin gözüyle görüyor. Sigorta şirketleri, yatırım fonu bankaları, özellikle Avrupa’daki banka hisselerinde ciddi bir satış, yüzde 20-30 arasında bir satış gerçekleştirdi. Wall Street’te ve Rusya’ya yatırım yapmış olan fonlarda ve bankalarda ciddi bir satışla karşı karşıya kaldık” şeklinde yanıt verdi.

Ergün, genel olarak Rusya’nın dünyada küçük bir ekonomi olduğunu, dolayısıyla Amerikan ekonomisini derinden etkileyemeyen fakat enflasyonla mücadelede FED'i köşeye sıkıştırabilecek yaptırımlarla karşı karşıya kaldığını ifade etti.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG