Ankara Garı önünde üç yıl önce, 10 Ekim günü düzenlenen barış etkinliğinde IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler bugün bir kez daha anıldı.
IŞİD’in iki intihar eylemcisiyle düzenlediği intihar saldırısında 103 kişi ölmüş, çok sayıda kişi de yaralanmıştı.
Terör saldırısı sonrasında olay yerine ambulans sevkiyatı öncesinde polislerin yaralılara tazyikli su ve biber gazıyla “kalabalığı yatıştırma” gerekçesiyle müdahale etmesi ise tepki yaratmıştı.
Terör saldırısında yakınlarını kaybeden aileler ve yaralılar ise, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’ni kurarak, IŞİD mensuplarına yönelik dava sürecini takip etti. Ancak saldırıyla ilişkili bazı şüphelilerin halen yakalanamaması tepkiyle karşılanıyor.
Çarşamba günkü anma töreninde de Sıhhiye’den Ankara Garı’na doğru yürümek isteyen gruba polisin müdahale etmesi nedeniyle gergin başladı.
Ancak CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP ve HDP’li vekillerce yapılan görüşmeler sonucunda gruba izin verildi.
Anma töreninde, terör saldırısına üyelerini yitirmiş sendika ve meslek örgütleri DİSK, KESK, TMMOB, TTB adına ortak basın açıklamasını DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Çerkezoğlu, mülkiye müfettişlerince ihmali ve kastı belirlenmiş kamu görevlileri hakkında yargılama yapılmasını talep etmeyi sürdüreceklerini vurguladı. Çerkezoğlu, “Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor. Duruşmalarda yaşananlara, siyasi iktidarın ve mahkemenin tavrına bakıldığında davanın birkaç tetikçinin, yardım ve yataklık edenlerin çeşitli cezalarla sonuçlandırılması üzerine kurgulandığı anlaşılmaktadır” dedi.
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Avukat Mehtap Sakinci Coşgun da, adalet mücadelesini devam ettireceklerini belirterek, “Bir amaç için buraya gelen insanlar hayatını kaybetti ama biz zor olanı başaracağız. Adalet mücadelesi vereceğiz. Sokaklara çıkacağız, sesimizi duyuracağız” diye konuştu.
Aileler kamu görevlileri hakkında yargılama bekliyor
Saldırıda ölen Canberk Bakış’ın babası Abdullah Bakış da, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Üç yıldır ilk günkü gibi acımız halen aynı. Hiçbir zaman da değişmeyecektir. Bu olayı gerçekleştirenler, buna yön verenler, ihmali olanlar; hepsi cezasını bulmadıkça ne bizim, ne kamuoyu vicdanı rahat edecek” ifadelerini kullandı.
Ölen Korkmaz Tetik’in ablası Ege Tetik de, Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmesinde, “Biz bu hukuk sürecinde bir oyunun içerisinde olduğumuzu düşünüyoruz. Oyuncular belli, sonuç belli, roller belli. Apar topar 9 kişiye müebbet verip, diğerlerine 7’şer, 9’şar yıl verip bu dava sürecini kapatmaya çalıştılar. Ama bizim içimiz soğumaz bununla. Bizim amacımız o piyonların değil o saldırganların bu gar meydanına girmesini sağlayan ve 103 insan kaybına neden olan yetkililer. Üzerimize, ölülere, yaralılara gaz sıkanlar, ambulansları bu meydana sokmayanlar asıl onlar cezalandırılmalı” tepkisini gösterdi.
Bu arada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Tarihimizin en acı olaylarından birisi olan 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren yurttaşlarımı hüzün ve rahmetle anıyor, terörü bir kez daha lanetliyorum. Biz, savaş ve düşmanlıktan beslenenlere inat kardeşlik ve barış türküleri söylemeye devam edeceğiz” şeklinde anma mesajı yayımladı.
Dava dosyasında 16 sanık halen firari görünüyor
10 Ekim Saldırısıyla ilgili dava süreci, 3 Ağustos’ta kısmen sonuçlanmıştı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklara çeşitli cezalar verilse de halen 16 firari sanık bulunuyor. Firari sanıklar İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur hakkındaki yargılama ise gıyaben 8 Kasım’da başlayacak.
Mahkeme, tutuklu sanıklardan 9’u hakkında ise “anayasal düzeni ihlal” suçundan 1’er ve “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Sanıklardan Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç, ayrıca 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da 10 bin 557’şer yıl hapisle cezalandırılmıştı.
Sanıklardan Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez ve Yakup Karaoğlu’na, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 12 yıl hapis cezası verilmişti. İlaveten “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan dolayı sanıklar Esin Altıntuğ (Durgun / Halil Durgun’dan boşanmış eski eş), Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım ve Abdulhamit Boz’u ise 7 yıl 6’şar ay hapse mahkum edilmişti.
Dosyada sanık olarak ilk başta yer alan ancak sonrasında öldüğü tespit edilen Mehmet Kadir Cabael’in ismi davadan düşürülmüştü.
