Bu deyim, kulağa, hunharca yemek yemek gibi geliyor.
Ama bu deyim her zaman yemek yemekle ilgili değil.
''Sink your teeth into''
''İşte Rusça kitabın, Anna.''
''Ödünç almama izin verdiğin için teşekkürler.''
''Birinci seviyeyi şimdiden bitirdin mi?''
''Evet, geçen hafta bitirdim.''
''Ve ikinci seviyeyi de çoktan bitirdim.''
''Rusça'ya gerçekten de merak sardın.''
''Yeni arkadaşımı kendime hayran bırakmak istiyorum.''
İngilizce'de ''sink your teeth into'' yani ''dişlerini geçirmek'' büyük bir lokma ısırmak anlamına gelebilir.
Ancak bu kalıp, bir deyim olarak, yeni bir konuyla yakından ilgilenmek demektir.
Örneğin yeni bir kitaba, işyerinde yeni bir projeye ya da Jonathan'ın durumunda yeni bir dil öğrenmeye ''dişlerinizi geçirebilir'' yani büyük ilgi duyabilirsiniz.
Ama bu deyim her zaman yemek yemekle ilgili değil.
''Sink your teeth into''
''İşte Rusça kitabın, Anna.''
''Ödünç almama izin verdiğin için teşekkürler.''
''Birinci seviyeyi şimdiden bitirdin mi?''
''Evet, geçen hafta bitirdim.''
''Ve ikinci seviyeyi de çoktan bitirdim.''
''Rusça'ya gerçekten de merak sardın.''
''Yeni arkadaşımı kendime hayran bırakmak istiyorum.''
İngilizce'de ''sink your teeth into'' yani ''dişlerini geçirmek'' büyük bir lokma ısırmak anlamına gelebilir.
Ancak bu kalıp, bir deyim olarak, yeni bir konuyla yakından ilgilenmek demektir.
Örneğin yeni bir kitaba, işyerinde yeni bir projeye ya da Jonathan'ın durumunda yeni bir dil öğrenmeye ''dişlerinizi geçirebilir'' yani büyük ilgi duyabilirsiniz.