Erişilebilirlik

5 Şubat Amerikan Basınından Özetler


5 Şubat Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:41 0:00

New York Times, bu akşam Birliğin Durumu konuşmasını yapacak olan Başkan Trump'ın Meksika sınırına inşa edilmesinde ısrar ettiği duvar için önündeki yasal seçeneklerin giderek daraldığını bildiriyor. Gazete, Trump'ın sınır duvarı inşaatını başlatmak için Kongre'yi bertaraf edip sınırda acil durum ilan etme planınınsa kendi partisi içinde çok ciddi bölünmelere neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Habere göre bu akşam yılın en büyük izleyici ve dinleyici kitlesine seslenmeye hazırlanan Trump, sınır duvarının kamuoyunda daha geniş bir kitle tarafından benimsenmesini sağlamışa benzemiyor. Trump ayrıca en azından şimdiye kadar kendisinden önce gelen başkanların siyasi kör düğümleri çözmek için başvurdukları ikna ve uzlaşı yolunu seçmiş de görünmüyor. Sınır duvarı ısrarının Cumhuriyetçi Parti üzerindeki olumsuz etkilerinin yol açtığı kaygılarsa giderek artıyor. Habere göre Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell, Trump'la geçen hafta yaptığı bire bir görüşmede, sınırda acil durum ilan ettiği takdirde bunun parti içinde bir ayaklanmaya neden olacağı uyarısında bulundu. Cumhuriyetçiler, Trump'ın sınırda acil durum ilan etmesi halinde, bunun, gelecekte Demokrat Partili bir başkanın da bireysel silahlanma, silahlı şiddet ya da iklim değişikliği gibi tartışmalı meselelerde acil durum ilan etme yetkisine başvurmasına olanak tanımasından korkuyor. Hükümetin 15 Şubat'tan sonra da açık kalıp işlevini sürdürmesi amacıyla Temsilciler Meclisi ve Senato'daki liderler arasındaki müzakerelerse devam ediyor. Öte yandan danışmanları, Trump'ın bu akşamki Birliğin Durumu konuşmasında birlik çağrısı yapacağını söyledi. Ancak Trump'ın yine de sınır duvarının gerekliliğini vurgulaması bekleniyor.

Washington Post ise Avrupalı liderlerin, Başkan Trump'ın bu akşam yapacağı Birliğin Durumu konuşmasını endişe içinde beklediklerini yazıyor. Gazete, Amerika'nın en yakın müttefiklerinin başında gelen Avrupa ülkelerinin liderlerinin Washington'da kimi muhatap alacakları konusunda kararsızlık yaşadıklarını, Trump'ın kendilerini dost mu ya da düşman olarak mı gördüğünden emin olamadıklarını kaydediyor. Habere göre Avrupalı yetkililer, Trump'ın, kendisinden önceki Amerikan başkanlarının 70 yıldır besleyip büyüttükleri okyanus ötesi dostlukların temelini zayıflattığını düşünüyor. Hatta Almanya eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Trump'ın Avrupa'yla ilişkilere, Sovyetler Birliği'nin sadece hayalini kuracağı türden zararlar verdiğini söylüyor. Avrupalı liderlerin en büyük kaygısı, Trump'ın önümüzdeki iki yıl içinde ilişkilerin istikrarını daha da bozması olasılığı. Trump'ın 2020'de yeniden seçilme olasılığıysa Avrupa kıtasını korkutuyor. Avrupa'nın çok ciddi stratejik bir ikilem içinde olduğunu kaydeden Sigmar Gabriel, ”Ne Trump'la yapabiliriz, ne de Amerika'sız yaşayabiliriz,” diyor. Gazete, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Theresa May ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un şimdiye kadar Trump'la istikrarlı ve güvenilir ilişkiler geliştirmeyi başaramadıklarını vurguluyor. Bu nedenle Trump'ın görev süresinin dolmasını beklemeye başlayan Avrupalı liderler, şimdiye kadar verilen zararın kontrol altına alınıp onarılmasını umuyor.

Wall Street Journal ise Dünya Bankası Yönetim Kurulu'nun 7 Şubat'tan itibaren yeni başkanını seçmek üzere adayları değerlendirmeye başlayacağını, Başkan Trump'ınsa Amerika'nın adayı olarak Dünya Bankası'na sert eleştiriler yöneltmesiyle bilinen David Malpass'i aday gösterdiğini yazıyor. Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, 2019 başında yaptığı sürpriz açıklamayla 1 Şubat itibarıyla görevi bırakacağını bildirmişti. Trump, dünyanın en büyük kalkınma bankası olan Dünya Bankası başkanlığına Malpass'i aday gösterdiğini yarın açıklayacak. Maliye Bakanlığı'nın uluslararası ilişkilerden sorumlu müsteşarı olan David Malpass, Çin'e verdiği borçlardan ötürü Dünya Bankası'nı eleştirmesiyle tanınıyor. Malpass'in eleştirilerinin gerekçesi, Çin'in artık Dünya Bankası'ndan borç almasına gerek kalmayacak kadar zenginleşmiş olması. Trump Yönetimi'nden üst düzey bir yetkili ise Malpass'in eleştirilerine rağmen Dünya Bankası'nın fonlarına 13 milyar dolar katkı yapılmasında önemli rol oynadığını kaydetti. Yetkiliye göre Amerika'nın Dünya Bankası başkanlığına David Malpass'i aday göstermesinin ardında, Malpass'in gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyümeye daha fazla odaklanacağı, Amerika'nın da bu ülkelerdeki kalkınma oranının yükselmesinden fayda sağlayacağı düşüncesi yatıyor. Dünya Bankası'ndaki oyların en büyük payına yüzde 16'yla Amerika sahip. Ancak Avrupa Birliği üyeleri gibi blok halinde oy kullanabilen ülkeler, oylamalarda daha fazla ağırlık elde edebiliyor. Gazete, Dünya Bankası başkanlarını geleneksel olarak Amerika'nın belirlediğini, Avrupa ülkelerinin Amerika'nın oynadığı bu rolü şimdiye kadar engelleme girişiminde bulunmadığını hatırlatıyor. Bunun nedeni, Uluslararası Para Fonu IMF başkanlarının hep Avrupalı olması.

XS
SM
MD
LG