AB ve üyesi Yunanistan arasında yaşanan mali ve siyasi krizde belkide en önemli sürece girildi. Euro Birliği’nin tarihinde bir dönüm olarak tanımlanan şu günlerde AB’nin güçlü ülkesi Almanya’da Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkması durumunda karşılaşılabilecek durum için senaryolar tartışılıyor ve kriz toplantıları yapılıyor. Nitekim Başbakan Angela Merkel, Federal Meclis'te grubu bulunan partilerin liderleri ile bugün bir araya geldi.
Almanya’da bu tarz hükümet ve muhalefetin katılımıyla olağanüstü zirveler çok nadir yapılıyor. O yüzden Merkel’in daveti Yunanistan’la ilgili durumun ciddiyeti açısından çok önemli bir işaret olarak yorumlanıyor.Başbakanlık binasındaki kriz toplantısına Hrıstiyan Birlik CDU/CSU partileri, Sosyal Demokrat Parti SPD, Yeşiller Partisi ve Sol Parti genel başkanları ile Federal Meclis Grup Başkanları davet edildi.
Kriz toplantısı sonrasında basının önüne çıkan Başbakan Merkel toplantıda Yunanistan krizi ile ilgili gelişmeler hakkında bilgi verdiğini söyledi. Müzakerelerin kesilmesinden Yunan hükümetini sorumlu tutan Merkel, Almanya ve diğer ülkelerin Yunanistan’a son ana kadar reform ve tasarruf paketleri önerdiklerini, ancak Atina’nın bunları kabul etmeyerek referandum çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Yunan hükümetinin referanduma gitme hakkına saygı duyduğunu belirten Merkel, Yunanistan’ın da diğer Euro Grubu üyelerinin vereceği tepkiyi saygı ile karşılamasının gerektiğini vurguladı. Krizi aşma yolunu bulmanın artık Yunanistan'ın elinde olduğunu öne süren Merkel, Başbakan Çipras'ın arzu etmesi halinde Almanya ve diğer Euro Bölgesi üyelerinin önümüzdeki Pazar günü yapılacak referandum sonrasında görüşmelere devam etmeye hazır olduğunu açıkladı.
Konuyla ilgili basın ve kamuoyunda yapılan yorumlarda, Yunanistan krizinin aldığı gidişatın Başbakan Angela Merkel açısından sonuçları tartışılıyor. Birçok yorumcu Merkel’in aylardır Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalması için çabaladığını, ancak kamuoyunun nabzını tutmayı iyi beceren Merkel’in bugünkü acil zirve ile bu konudaki sabrının tükendiği yönünde bir mesaj verdiği vurgulanıyor. Merkel, geride kalan dönemde Yunanistan’ın stratejik önemi nedeniyle Euro’da kalmasını isterken, Yunan devletinin iflas etmesi yada Euro’dan çıkması durumunda AB’nin güneyindeki ekonomik zorluklarla karşı karşıya olan diğer ülkeler de büyük bir krizin beklediği şeklinde uyarlar yaptı.
Merkel’in Yunanlar için yeni bir kurtarma paketinin Alman kamuoyu ve Hristiyan Birlik partilerinin meclis grubunda destek görmeyeceğini bildiğini vurgulayan yorumcular, başbakanın bu yüzden tavır değiştirmek zorunda kaldığını ve Yunanistan'la gerekirse ipleri koparma ve ülkeyi Euro Bölgesi'nden çıkarma niyetini baştan açıklayan Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’nin Merkel’i bu konuda zor durumda bıraktığını, son sözü söyleyen politikacı olduğunu belirtiyorlar.
Schäuble Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın tasarruf önlemelerini referanduma sunmayı planladıklarını açıklaması sonrasında Yunan hükümetini müzakereleri tek taraflı olarak bitirmekle suçladı ve Yunanistan'a yardım programı üzerinde görüşmenin artık hiçbir temeli kalmadığını söyledi. Özellikle muhafazakar gazetelerin yorumcuları, bundan sonraki süreçte Merkel'in krizi nasıl yönettiği konusunda tartışma açılacağını ve Yunanistan’ın Merkel’in 10 yıllık başbakanlık dönemindeki ‘en büyük yenilgisi’ olduğunu ifade ediyorlar. Erlangen Üniversitesi’nden ekonomi profesörü Alp Bahadır, gelinen noktayı ve Merkel’in aldığı tavrı başka bir açıdan eleştiriyor ve referandum kararı ile ilişkilendiriyor.
Öte yandan Federal Ekonomi Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, Yunanistan krizi nedeni ile İsrail’e planladığı resmi ziyareti son anda iptal etti. İsrail ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 50. yıldönümü nedeniyle planlanan ve aylardır hazırlığı yapılan geziye, Gabriel yerine müsteşarı Brigitte Zypries'in gönderildiği bildirildi.
