Erişilebilirlik

Siyah - Beyaz İlişkilerini İrdeleyen Yeni Film: The Butler


Siyah - Beyaz İlişkilerini İrdeleyen Yeni Film: The Butler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:32 0:00
Precious adlı filmle birkaç yıl önce adından sıkça söz ettiren yönetmen Lee Daniels, yeni filmi The Butler’la yine gündemde. Daniels, bu filmde medeni haklar hareketini, Beyaz Saray’da sekiz başkana hizmet eden bir hizmetkarın gözüyle anlatıyor.

The Butler’da aktör Forrest Whitaker’ın canlandırdığı uşak Cecil Gaines, 1950‘lerin Amerika’sında ırk ilişkilerinin simgesi olarak sunuluyor: ”O zamanlar Beyaz Saray’da çalışmak ekonomik ve sosyal statü açısından son derece önemliydi. Ancak hizmet sektöründe çalışanlara Tom Amca gibi, yani hizmetçi gözüyle bakanlar vardı. Köle olmadan da hizmet edebilirsiniz. Köle olmakla hizmet etmek arasında büyük fark var.”

Cecil, sosyal değişim için mücadele etmese de farkında olmadan hizmet ettiği sekiz başkanı etkiler.

İşinden çok memnun olan Cecil, evde aile içi sorunlarla karşı karşıyadır. Cecil’in çok uzun saatler çalışmasından hiç de memnun olmayan eşi Gloria, kendini alkole verir. Medeni haklar savunucusu büyük oğlu Louis ise babasını sürekli aşağılar.


Amerika’nın en zengin kadınlarından televizyoncu Oprah Winfrey, Gloria rolünde Oscar’a layık bir performans sergiliyor: ”O dönemde uşak, aşçı, hizmetçi, hademe olarak çalışan siyahlara büyük saygı duyuyorum. Her gün başlarını dik tutup işlerini büyük bir asalet ve zarafetle yapan bu kişiler aileler kurdular, yaşamlarını hizmet ederek kazandılar, topluma katkıda bulundular. Onlarla gurur duyuyorum.”

Nelson Ellis’in canlandırdığı Martin Luther King, Louis’e, bir uşağın hizmetçi olarak algılansa da aslında farkında olmadan içinde bulunduğu duruma başkaldırdığını söyler. Bu durum, Cecil Gaines için de geçerlidir. Gaines karakteri, Beyaz Saray’da 34 yıl boyunca uşaklık yapan Eugene Allen’dan ilham alınarak yaratılmış.

Yönetmen Lee Daniels, filmin gerçek Amerika’yı anlattığını söylüyor: ”Hikaye medeni haklarla olduğu kadar baba-oğul ilişkisiyle de ilgili. Ve bu ilişki, ırk sorunu üzerinde yoğunlaşıyor.”

Film, ırk sorununa iyileştirici bir şekilde yaklaşıyor. Irksal mücadele ve adalatsizliklere dikkat çekerken Amerika’nın sorunların üstesinden gelme becerisini de öne çıkarıyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG