PARİS —
Yaklaşık 10 aydır Fransa gündeminden düşmeyen, Suriye’de Irak ve Şam İslam Devleti örgütü (IŞİD) tarafından esir tutulan dört Fransız gazeteci Didier François, Edouard Elias, Nicolas Henin ve Pierre Torres, 10 aylık tutsaklıktan sonra özgürlüklerine kavuşması Fransa’yı sevince boğdu
Aylardır Fransız gizli servisinin pazarlıklarını sürdürdüğü dört gazeteci için fidye ödenmediği açıklanırken, fidyenin Katar tarafından ödendiği iddiası ortaya atıldı. Fransa'nın rehinelerin serbest bırakılması yönündeki çabalarına Türkiye de destek verdi.
Cumartesi günü sınırda Türk askerleri tarafından elleri ve gözleri bağlı olarak bulunan, daha sonra Türkiye’ye geçirilen dört gazeteci, Pazar sabahı Türkiye’den askeri bir uçakla Paris, Villacoublay Askeri Havaalanı’na götürüldü.
Cumhurbaşkanı François Hollande ve Dışişleri Bakanı Laurent Fabius 4 gazeteciyi bizzat karşıladı. Ailelerine kavuşmanın sevincini yaşayan gazetecilerden Europe 1 radyosu muhabiri Didier François, “Çok uzundu. 10 ay boyunca hiç güneş görmediğim zindanlarda kaldık. Bir buçuk ay birbirimize zincirli tutulduk. Bazen zor anlar yaşıyorduk. Ama biliyorduk ki, unutulmuyorduk ve herkes bizim özgürlüğümüz için çalışıyordu. Gerçekten Fransız olmanın şansı bu” dedi.
Bir gazetecinin “Nasıl muamele gördünüz?” sorusuna Nicolas Henin, “Her zaman kolay olmadı. 10 ayda 10’u aşkın yer değiştirdik. En zoru ailemden uzaklaştırılmaktı. Dünyanın en güzel çocuklarına sahibim. Ve bir baba için evladını kollarına almaktan daha güzel bir duygu yok” yanıtını verdi.
Havaalanında kısa açıklama yapan dört gazeteci Val de Grace Askeri hastanesinde muayeneleri gerçekleştirildikten sonra Eyfel Kulesi yakınlarındaki bir otelde aileleriyle baş başa kaldılar.
Hollande: ‘Fidye ödemedik’
Rehin gazetecileri bizzat havaalanında karşılamaya gelen Cumhurbaşkanı François Hollande, rehine pazarlıkları sırasında fidye ödenip ödenmediği sorusuna, “Devlet tek kuruş fidye ödememiştir. Bu bizim, rehinecileri özendirmemek ve başka kurbanlar yaratmamak için izlediğimiz bir ilke” dedi.
Dışişleri Bakanı Laurent Fabius da, dört gazeteciden François Henin’ın “Bizi esir alanlar arasında Fransızca konuşanlar vardı” sözlerini doğrulayarak, “Maalesef Fransa ve Belçika’dan cihatçıların saflarına katılanlar var” dedi.
‘Katar ödedi’ iddiası
Hollande, fidye ödenmediğini iddia etse de, UMP milletvekili Alain Marsaud, “Eğer biz ödemedikse başkası bizim yerimize ödemiş demektir. Dostlarımız Katar ya da Arap Emirliği jest yapmış olmalı. Bu jest para mı, silah mı? Belki bir gün öğreneceğiz. Belki de hiç öğrenemeyeceğiz” dedi.
France 24 kanalına konuşan Suriye uzmanı Fabrice Balanche ise “Suriye ve Irak arasında gidip gelen IŞİD, üssünü Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kentine kurdu. Eğer Fransa doğrudan bir fidye ödemediyse, Katar önemli bir rol oynadı. Tıpkı bundan önceki esirlerde olduğu gibi. IŞİD’e uluslararası destek kesilmiş durumda, ama diğer radikal gruplarla çatışmak için de paraya ihtiyaçları var. Onlar da rehine alma yöntemini kullanıyorlar” dedi.
Balanche, pazarlık sonunda IŞİD’in dışında diğer radikal cihatçı örgüt olan El Nusra’da bulunan tutsakların da kurtarıldığını öne sürdü.
Fransız aşırı sağ politikacılarından Nicolas Dupont Aignan da, “Fidye sorusunu sormayacağım. Çünkü Fransa’nın onuru ve Fransa vatandaşlarının yaşamı söz konusu. Bugün mutlu bir gün ve bu sevinci hep beraber paylaşalım” diye konuştu.
Türkiye ile işbirliği
AFP’nin dosyaya yakın bir istihbarat kaynağına dayandırarak aktardığı bilgilere göre, Suriye’deki en radikal cihatçı örgüt Irak ve Şam İslam Devleti tarafından kaçırıldığı belirtilen dört gazetecinin kurtarılması operasyonunu bizzat Hollande, Savunma Bakanı Jean Yves Le Diran ve Fransız Dış İstihbaratı Şefi Bernard Bajolet yönetti. Savunma Bakanı Le Drian bir kaç hafta önce gizli bir şekilde pazarlıkları yakından izlemek için Türkiye’ye giderek Türk yetkililerle görüştü. Türkiye pazarlık boyunca Fransa ile tam bir ortaklık yürüttü. İspanyol, Amerikan ve İngiliz istihbaratı da operasyona katkı yaptı.
Aylardır Fransız gizli servisinin pazarlıklarını sürdürdüğü dört gazeteci için fidye ödenmediği açıklanırken, fidyenin Katar tarafından ödendiği iddiası ortaya atıldı. Fransa'nın rehinelerin serbest bırakılması yönündeki çabalarına Türkiye de destek verdi.
Cumartesi günü sınırda Türk askerleri tarafından elleri ve gözleri bağlı olarak bulunan, daha sonra Türkiye’ye geçirilen dört gazeteci, Pazar sabahı Türkiye’den askeri bir uçakla Paris, Villacoublay Askeri Havaalanı’na götürüldü.
Cumhurbaşkanı François Hollande ve Dışişleri Bakanı Laurent Fabius 4 gazeteciyi bizzat karşıladı. Ailelerine kavuşmanın sevincini yaşayan gazetecilerden Europe 1 radyosu muhabiri Didier François, “Çok uzundu. 10 ay boyunca hiç güneş görmediğim zindanlarda kaldık. Bir buçuk ay birbirimize zincirli tutulduk. Bazen zor anlar yaşıyorduk. Ama biliyorduk ki, unutulmuyorduk ve herkes bizim özgürlüğümüz için çalışıyordu. Gerçekten Fransız olmanın şansı bu” dedi.
Bir gazetecinin “Nasıl muamele gördünüz?” sorusuna Nicolas Henin, “Her zaman kolay olmadı. 10 ayda 10’u aşkın yer değiştirdik. En zoru ailemden uzaklaştırılmaktı. Dünyanın en güzel çocuklarına sahibim. Ve bir baba için evladını kollarına almaktan daha güzel bir duygu yok” yanıtını verdi.
Havaalanında kısa açıklama yapan dört gazeteci Val de Grace Askeri hastanesinde muayeneleri gerçekleştirildikten sonra Eyfel Kulesi yakınlarındaki bir otelde aileleriyle baş başa kaldılar.
Hollande: ‘Fidye ödemedik’
Rehin gazetecileri bizzat havaalanında karşılamaya gelen Cumhurbaşkanı François Hollande, rehine pazarlıkları sırasında fidye ödenip ödenmediği sorusuna, “Devlet tek kuruş fidye ödememiştir. Bu bizim, rehinecileri özendirmemek ve başka kurbanlar yaratmamak için izlediğimiz bir ilke” dedi.
Dışişleri Bakanı Laurent Fabius da, dört gazeteciden François Henin’ın “Bizi esir alanlar arasında Fransızca konuşanlar vardı” sözlerini doğrulayarak, “Maalesef Fransa ve Belçika’dan cihatçıların saflarına katılanlar var” dedi.
‘Katar ödedi’ iddiası
Hollande, fidye ödenmediğini iddia etse de, UMP milletvekili Alain Marsaud, “Eğer biz ödemedikse başkası bizim yerimize ödemiş demektir. Dostlarımız Katar ya da Arap Emirliği jest yapmış olmalı. Bu jest para mı, silah mı? Belki bir gün öğreneceğiz. Belki de hiç öğrenemeyeceğiz” dedi.
France 24 kanalına konuşan Suriye uzmanı Fabrice Balanche ise “Suriye ve Irak arasında gidip gelen IŞİD, üssünü Suriye’nin kuzeyindeki Rakka kentine kurdu. Eğer Fransa doğrudan bir fidye ödemediyse, Katar önemli bir rol oynadı. Tıpkı bundan önceki esirlerde olduğu gibi. IŞİD’e uluslararası destek kesilmiş durumda, ama diğer radikal gruplarla çatışmak için de paraya ihtiyaçları var. Onlar da rehine alma yöntemini kullanıyorlar” dedi.
Balanche, pazarlık sonunda IŞİD’in dışında diğer radikal cihatçı örgüt olan El Nusra’da bulunan tutsakların da kurtarıldığını öne sürdü.
Fransız aşırı sağ politikacılarından Nicolas Dupont Aignan da, “Fidye sorusunu sormayacağım. Çünkü Fransa’nın onuru ve Fransa vatandaşlarının yaşamı söz konusu. Bugün mutlu bir gün ve bu sevinci hep beraber paylaşalım” diye konuştu.
Türkiye ile işbirliği
AFP’nin dosyaya yakın bir istihbarat kaynağına dayandırarak aktardığı bilgilere göre, Suriye’deki en radikal cihatçı örgüt Irak ve Şam İslam Devleti tarafından kaçırıldığı belirtilen dört gazetecinin kurtarılması operasyonunu bizzat Hollande, Savunma Bakanı Jean Yves Le Diran ve Fransız Dış İstihbaratı Şefi Bernard Bajolet yönetti. Savunma Bakanı Le Drian bir kaç hafta önce gizli bir şekilde pazarlıkları yakından izlemek için Türkiye’ye giderek Türk yetkililerle görüştü. Türkiye pazarlık boyunca Fransa ile tam bir ortaklık yürüttü. İspanyol, Amerikan ve İngiliz istihbaratı da operasyona katkı yaptı.
