WASHINGTON —
Ukrayna sınırına asker yığması Moskova’nın Kırım işgalinin öncesini andırıyor.
Ancak Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın doğu ve batısındaki Rusça konuşan halka yaklaşımı farklı görünüyor. Halkın bir kısmı Putin’in kendilerini korumak için asker yollamasını istiyor.
Amerikan Üniversitesi’nden Profesör Keith Darden, Putin’in ayrılıkçıları geleceğin Rusya vatandaşları olmaktan çok Ukrayna üzerinde etki sahibi olmanın bir yolu olarak gördüğünü söylüyor:
“Putin, Kırım’ı ele geçirilmesi gereken stratejik bir değer olarak görüyordu. Doğu ve batı Ukrayna’nın stratejik değeri ise Ukrayna’nın Batı’ya daha yaklaşmasını, NATO’ya katılmasını ve AB ile ilişkilerini geliştirmesini engellemekte yatıyor. Putin, ayrılıkçıların Ukrayna’da kalmasını, ama daha güçlü olmalarını istiyor.”
Donetsk’deki ayrılıkçılar Kırım’daki gibi Ukrayna’dan ayrılma konusunda referandum yapmayı planlıyor.
Denis Puşilin ayrılıkçı liderlerden biri:
“Referandum istediğimiz ülkeyle ilişki kurmamıza olanak sağlayacak. Federalleşme olabilir, ya da olmayabilir. Belki de bağımsızlık kazanırız.”
Federal sisteme geçiş Moskova’nın bu bölgelerdeki Ruslar üzerinde kontrolunu sürdürme yolu olabilir. Ancak Heritage Vakfı’ndan Ariel Cohen böyle bir sonucun Putin’i çok fazla güçlendireceğini söylüyor:
“Ukrayna’nın federal sisteme geçişi ne demek? Bu Ukrayna’nın ulus devlet olarak etkisizleştirilmesi anlamına gelir. Bu, bir komşu devleti anayasa değişikliğine zorlamak anlamına geliyor. Peki, Rusya’nın federalleşmesi ne anlama gelirdi diye sormak gerekir.”
Ancak Rus lider tüm Ukraynalılar’ın geleceklerini seçmekte özgür olması gerektiğini söylüyor ve Moskova’nın Kırım’daki referandumu zorladığı suçlamalarını reddediyor:
“Eğer dürüst ve tarafsız olursak insanları evden silah zoruyla çıkarıp sandık başına götürerek oy vermeye zorlamayacağımız anlaşılır.”
Putin Batı’yla normal ilişkiler kurmaya hazır olduklarını söylüyor. Ancak Kiev’in Rusya taraftarı ayrılıkçılara yaklaşımının, Moskova’nın 1990’larda Çeçen ayrılıkçılara karşı tutumuyla karşılaştırılamayacağını belirtiyor:
“Kuzey Kafkasya’da biz uluslararası terörizmin saldırısına uğradık. Bunlar organize, hazırlıklı ve dışardan destek alan çetelerdi. Arada büyük fark var.”
Reagan yönetiminin Sovyet Danışmanı John Lenczowski Putin’in taktiklerinin Sovyetler dönemine benzediğini söylüyor:
“Moskova paranoyak. Bu Sovyetler’in klasik kandırma teması. Amaç, Batı’da herkesi Moskova’ya yumuşak davranması gerektiği konusunda ikna etmek. Onları kışkırtmayalım, karşı çıkmayalım, kışkırtırsak daha da kötü olur düşüncesi.”
Rusya sınırdaki askerlerinin Ukrayna’ya müdahale etmeyeceğini, orada bulunma nedenlerinin şiddetin sınır ötesine geçmesi olasılığına karşı önlem olduğunu öne sürüyor.
Ancak Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın doğu ve batısındaki Rusça konuşan halka yaklaşımı farklı görünüyor. Halkın bir kısmı Putin’in kendilerini korumak için asker yollamasını istiyor.
Amerikan Üniversitesi’nden Profesör Keith Darden, Putin’in ayrılıkçıları geleceğin Rusya vatandaşları olmaktan çok Ukrayna üzerinde etki sahibi olmanın bir yolu olarak gördüğünü söylüyor:
“Putin, Kırım’ı ele geçirilmesi gereken stratejik bir değer olarak görüyordu. Doğu ve batı Ukrayna’nın stratejik değeri ise Ukrayna’nın Batı’ya daha yaklaşmasını, NATO’ya katılmasını ve AB ile ilişkilerini geliştirmesini engellemekte yatıyor. Putin, ayrılıkçıların Ukrayna’da kalmasını, ama daha güçlü olmalarını istiyor.”
Donetsk’deki ayrılıkçılar Kırım’daki gibi Ukrayna’dan ayrılma konusunda referandum yapmayı planlıyor.
Denis Puşilin ayrılıkçı liderlerden biri:
“Referandum istediğimiz ülkeyle ilişki kurmamıza olanak sağlayacak. Federalleşme olabilir, ya da olmayabilir. Belki de bağımsızlık kazanırız.”
Federal sisteme geçiş Moskova’nın bu bölgelerdeki Ruslar üzerinde kontrolunu sürdürme yolu olabilir. Ancak Heritage Vakfı’ndan Ariel Cohen böyle bir sonucun Putin’i çok fazla güçlendireceğini söylüyor:
“Ukrayna’nın federal sisteme geçişi ne demek? Bu Ukrayna’nın ulus devlet olarak etkisizleştirilmesi anlamına gelir. Bu, bir komşu devleti anayasa değişikliğine zorlamak anlamına geliyor. Peki, Rusya’nın federalleşmesi ne anlama gelirdi diye sormak gerekir.”
Ancak Rus lider tüm Ukraynalılar’ın geleceklerini seçmekte özgür olması gerektiğini söylüyor ve Moskova’nın Kırım’daki referandumu zorladığı suçlamalarını reddediyor:
“Eğer dürüst ve tarafsız olursak insanları evden silah zoruyla çıkarıp sandık başına götürerek oy vermeye zorlamayacağımız anlaşılır.”
Putin Batı’yla normal ilişkiler kurmaya hazır olduklarını söylüyor. Ancak Kiev’in Rusya taraftarı ayrılıkçılara yaklaşımının, Moskova’nın 1990’larda Çeçen ayrılıkçılara karşı tutumuyla karşılaştırılamayacağını belirtiyor:
“Kuzey Kafkasya’da biz uluslararası terörizmin saldırısına uğradık. Bunlar organize, hazırlıklı ve dışardan destek alan çetelerdi. Arada büyük fark var.”
Reagan yönetiminin Sovyet Danışmanı John Lenczowski Putin’in taktiklerinin Sovyetler dönemine benzediğini söylüyor:
“Moskova paranoyak. Bu Sovyetler’in klasik kandırma teması. Amaç, Batı’da herkesi Moskova’ya yumuşak davranması gerektiği konusunda ikna etmek. Onları kışkırtmayalım, karşı çıkmayalım, kışkırtırsak daha da kötü olur düşüncesi.”
Rusya sınırdaki askerlerinin Ukrayna’ya müdahale etmeyeceğini, orada bulunma nedenlerinin şiddetin sınır ötesine geçmesi olasılığına karşı önlem olduğunu öne sürüyor.
