Erişilebilirlik

7 Haziran Öncesi Medya Hedefte


Türkiye’de bir seçimde daha siyaset-medya gerilimi tırmanıyor. Gerilim yine Doğan Grubu’na yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert eleştirileriyle başladı. Cumhurbaşkanı, 17 Mayıs’ta Kayseri’de bir açılışta yaptığı konuşmada Hürriyet gazetesi internet sitesinin Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararını ‘Dünyada Şok: %52’yle seçilen cumhurbaşkanına idam’ başlığıyla duyurmasına tepki gösterdi ve bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi? “Şok karar Yüzde 52 ile idam.” Ey Doğan Grubuseni muhatap almam. Ama şunu bilmen lazım. Siz affedersin hayatınızı korkuyla geçiriyorsunuz’ dedi.

Erdoğan: Bizi beyaz gömlek ve yağlı urganla tehdit ediyorlar

Erdoğan ertesi gün de İstanbul’da sivil toplum yöneticileriyle bir araya geldiği toplantıda eleştirilerini sürdürdü. Cumhurbaşkanı, ‘Eskiden beri attığı manşetlerle, yaptığı tetikçilikle darbecilerin sesi olmuş bir gazetenin internet sayfası, dün bu haberi şahsımı da ima edecek şekilde sevinçle verdi. Bundan birkaç gün önce de paralel örgütün militanı olan, geçmişi hukuk katliamlarıyla dolu bir savcı, bizi rahmetli Adnan Menderes'in akıbetiyle tehdit etmişti. Biri açıktan diğeri de güya imalı şekilde bizi beyaz gömlek ve yağlı urganla tehdit ediyor’ sözleriyle Doğan Grubu ve Gülen cemaatine yakın yayın organlarının kendisini idamla tehdit ettiğini söyledi.

Hürriyet: Seçilmiş cumhurbaşkanının idam edileceği iması şerefsizliktir

Erdoğan’ın iki gün üst üste Doğan Grubu’nu hedef alan açıklamalarının ardından grubun amiral gemisi Hürriyet gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben açık bir mektup yayınladı. Seçilmiş bir cumhurbaşkanının idam edileceğini ima etmek şerefsizlik olduğunu belirten Hürriyet, cumhurbaşkanının Doğan Grubu’na yönelik sözlerinin çok haksız ve mesnetsiz bir itham olduğunu belirtti.

Hürriyet: Neden korkmalıyız ki?

Birinci sayfadan yayınlanan mektupta, ‘’bize “hayatınızı korku ile geçiriyorsunuz” diyorsunuz. Neden korkmalıyız ki? Demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, vatandaşlarına neden korku ile yaşamalarından söz etsin ki? Korku ve demokrasi yan yana gelebilecek kavramlar mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı, eğer kastınız, Anayasa’nın güvencesi altında olan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü gibi haklarımızı kullanmaktan korkmak ise bu özgürlükleri hiç korkmadan savunacağımızı bilmelisiniz’ dendi.

Davutoğlu: Herkes yerini yurdunu bilecek, oturun gazeteciliğinizi yapın

Aynı gün Doğan Grubu’na yanıt Zonguldak mitinginde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan geldi. ‘Basın özgürlüğüne saygımız sonsuz ama herkes yerini yurdunu bilecek’ sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek veren Başbakan,

‘Biz sizin huzuruna pijamayla çıkacağınız bir Başbakan değiliz. Bize talimat veremezsiniz. Bize başyazılarla dizayn veremezsiniz. Biz gücümüzü sizden almadık. Biz gücümüzü Allah'tan ve milletten aldık. O eski Türkiye'ydi. Bugün de Cumhurbaşkanımıza cevap veriyorlar. Oturun, gazeteciliğinizi yapın’ dedi.

Soylu: Aydın Doğan bu zülüm devam etmez

Bu açıklamaların ardından sosyal medyada tepkiler artarken Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon biri sıra milletvekili adayı Süleyman Soylu da Hürriyet’in söz konusu manşetle idamı ima ettiğini savundu. Trabzon’da konuşan Soylu, ‘bir manşet çıkardı, '’yüzde 52 ile cumhurbaşkanı olan Mursi idama mahkum edildi'’. Yanında da Tayyip Erdoğan'ın resmi. Diyor ki '’o idama mahkum edilmişse sen de idama mahkum edilebilirsin.' Tehdit ortaya koyuyor. Ey Aydın Doğan bilmelisin, zulüm devam etmez’ dedi.

Hürriyet’e suç duyurusu

Daha önce AKP’den milletvekili adaylığı başvurusunda bulunan Avukat Rahmi Kurt, Hürriyet gazetesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Haberde ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek', 'halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı eyleme teşvik etmek', 'suçu ve suçluyu övmek', 'terör örgütü propagandası yapmak' suçları işlendiğini savunan Kurt, Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Sedat Ergin ve sorumlu müdür İzzet Doğan’ın yargılanmasını istedi.

IPI: Cumhurbaşkanı’nı Hürriyet’ten özür dilemeye çağırıyoruz

Hürriyet’e yönelik tepkilerin çoğalması üzerine Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), 22 Mayıs’ta basın açıklaması yayınlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suçlamalarının bir karalama kampanyasına dönüştürülmesine tepki gösterdi. IPI, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu kampanyaya ve ayrıca kendisini eleştirenleri hedeflemek için kullandığı hakaretle ilgili mevzuata bağlılığına son vermeye; Doğan Medya Grubu ve Hürriyet’ten özür dilemeye çağırıyoruz. Aynı şekilde, seçimlerde aday olanlar dahil AKP üyelerini de, bu kampanyayla aralarına mesafe koymaya ve bağımsız medyayı, hele ki böyle sorumsuz bir tavırla hedeflemekten kaçınmaya davet ediyoruz’ dedi.

New York Times: Erdoğan’ın medyaya gözdağı vermekteki mazisi biliniyor

Hürriyet gazetesine uluslararası destek IPI’le sınırlı kalmadı. New York Times gazetesi, yazı işleri kurulu ‘Türkiye üzerine kara bulutlar’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıda, ‘Sayın Erdoğan’ın Türk medyasına gözdağı vermek konusundaki mazisi biliniyor. Ancak bu hafta karşı çıktığı bir başlıktan ötürü Hürriyet gazetesinin ve internet sitesinin yöneticilerine yönelik yapılan suç duyurusuyla yeni alarmlar çaldı. Türkiye geçmişte de çetin siyasi kampanyalar görmüştü. Ama bu seferki özellikle tehlikeli ve atmosfer alışılmadık biçimde karanlık ve korku verici’ dendi.

New York Times’ın editoryal yazısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkatinden kaçmadı. Pazartesi günü SETA Vakfı’nın başkanlık sistemiyle ilgili etkinliğinde konuşan Erdoğan, gazeteyi edep dışı bir yazı yazmayla suçladı.

Erdoğan’dan NYT’ye: Haddini bil

Cumhurbaşkanı, ‘bizim iktidarımız milletimizin iktidarıdır. Onun için bu kadar çok direnişle, tehditle, saldırıyla, kumpasla karşılaştık. Sadece içeride değil dışarıda da. İşte bakın Amerika'da New York Times, yine bir edep dışı yazıyla 'Erdoğan'ın Türkiyesinde şu oluyor, bu oluyor' diye yine gönderme mi yapmış. Adeta Amerika'ya talimat veriyor, başka güçlere talimat veriyor. Sen bir gazetesin, bir defa haddini bileceksin. Erdoğan'ın Türkiyesinde baskılar var ve bu baskılara ABD'nin şunun bunun müdahalesini isteyeceksin. Bir defa sen bunu yazmakla, böyle bir haberi yapmakla bir defa kendi özgürlük alanının dışına çıkmak suretiyle Türkiye'ye müdahale ediyorsun. Sen kimsin? Önce haddini bil. Acaba sen bunu şu anda Amerikan yönetimine karşı böyle bir şeyi yapabilir misin? Anında gereğini yaparlar, hiç bu işin şakası yok" dedi.

Bugüne kadar bu tartışmayı sessizce izleyen Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, pazartesi günü toplanan Doğan Yayın İlkeleri Kurulu toplantısında tek tüm partilere eşit mesafede olduklarını buna rağmen haksız ve insafsızca hedef alındıklarını söyledi.

Aydın Doğan: Her partiye eşit mesafedeyiz, Ak Parti’nin rakibi değiliz

Aydın Doğan, ‘biz parti değiliz ve bu yarışta yokuz. Bizi taraf olarak göstermek ve düşman ilan etmek inandırıcı değildir. Tek sorumluluğumuz, okuyucu ve izleyicilere karşı. Onlara objektif haber vererek, bilgi alma haklarını karşılamamız lazım. Hiçbir siyasi partiye haksızlık yapmamaya dikkat edelim. Kararı seçmenlerin hür iradesi verecek. Kimse bu iradeye gölge düşürmesin’ dedi.

İstanbul’da savcı Mehmet Kiraz’ın öldürülmesinin ardından bazı basın organlarınca terörist ilan edildiğini söyleyen Aydın Doğan, özgür medyasız demokrasi olmayacağının altını çizdi.

Aydın Doğan: Gazeteleri satmıyor, televizyonları izlenmiyor bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Aydın Doğan, ‘biz Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Ak Parti’nin muarızı değiliz. Rakibi hiç değiliz. Biz sadece gazeteciyiz. Ne eskiden ne şimdi, hiçbir hükümetten özel bir himaye görmedik, ayrıcalık ve hakkımız olmayan hiçbir şey istemedik ve almadık. 40 yıldır Türkiye’de yüksek seviyede vergi verenler arasındayım. Yani gecekondu işadamı değilim. 36 yıldır yayıncılık yapıyorum. Hayatımın her sayfasının, her fotoğraf karesinin hesabını alnım açık bir şekilde vermeye hazırım. Şimdi bazı türedi, sözde yayıncılar ortaya çıktı. Ellerindeki yayınları her gün bana hakaret etmek için kullanıyorlar. Her gün sayfalarından sadece bana hakaretler yağdırıyorlar. Sanki mevcudiyetlerinin hikmet-i sebebi bu. Gazeteleri satmıyor, televizyon kanalları izlenmiyor, zarar ediyorlar. Kimse de, bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormuyor’ dedi.

STÜDYO VOA

İran’ın İsrail’e saldırması ABD’de nasıl yankılandı? – 15 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG