ANKARA —
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’ndaki konuşması ise, ‘Davamız uzun ince bir yolda yürüyecektir’ sözleri nedeniyle Cumhurbaşkanı olması halinde partisine veda ve bütünlük mesajı niteliğindeydi.
Türkiye’de ilk kez halk oylamasıyla seçilecek Cumhurbaşkanı için seçim atmosferine girildi. Başbakan Erdoğan, AKP adına ilan edeceği adayı veya kendi adaylığını açıklamak için ‘istişare’ maratonu başlattı. Çarşamba günü TBMM Başkanı Cemil Çiçek haricindeki 312 kişilik AKP Grubu ve bakanlarıyla basına kapalı bir toplantıda bir araya gelen Erdoğan, bugün ise AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nın basına kapalı öğleden sonraki bölümünde, “Sizce Cumhurbaşkanı kim olmalı?” sorusunu içeren anketle parti örgütünden yanıt aradı. Erdoğan, basına açık bölümde yaptığı konuşmasında ise, aday olacağına ilişkin çok açık mesajlar verdi.
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili parti örgütüne, “Maalesef Türkiye’de bütün cumhurbaşkanlığı seçimleri sancılı olmuştur. Biz bu seçimleri Meclis’teki vekillerden alarak asillere bıraktık. Biz bu seçimlerin gayet bir ortamda yürütülmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda henüz partimiz olarak bir karara varmış değiliz. İlk istişaremizi 30 Mart’ta milletimizle yaptık ardından önceki gün milletvekillerimizle yaptık sizinle de yapacağız” diye seslendi. Bu noktada 30 Mart yerel seçimlerde millet ile yaptığı istişareye işaret eden Erdoğan’ın sözleri, halkın yüzde 44’ü aşkın desteğini almış bir lider kimliğiyle Cumhurbaşkanlığı’nı istediği yorumuna neden oldu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ile diyaloğunu ise, “İlgili her kesimin tavsiyesini alacağız önerileri dinleyeceğiz. Tabi ki cumhurbaşkanımızla da bu konuyu görüşeceğiz” diye açıkladı.
Kendisini ‘dava adamı’ ve AKP’yi bir ‘dava’ olarak adres göstermesiyle dikkat çeken Erdoğan, “Bu dava millete hizmet, ülkeye hizmet davasıdır. Birilerine değil. Biz birilerine kul olmanın gayreti içerisinde olmayacağız. Bizim Allah’ımız var onun dışında asla kimseye kul olmayacağız” dedi. Bediüzzaman Said Nursi’den alıntı yapması göze çarpan Erdoğan, “Davalar isimler üzerine yürütülemez. İsimler değişir makamlar mevkiler değişir ama bu davayı omuzlayacak kadrolar oldukça bu dava uzun ince bir yolda yürür” diye konuştu. Erdoğan’ın bu sözleri partisine mesajı olarak algılandı.
Bu sırada çarpıcı bir açıklamayı ise, Kütahya’da, yeniden adaylığı 28 Ağustos 2007’de 11’nci Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne çıktığından beri tartışılan Abdullah Gül yaptı. Aktif siyasete vedayı düşündüğünü ilk kez kameralar önünde bildiren Gül, “Birçok tartışmalar, spekülasyonlar oluyor. Ben devletin bütün kademelerinde milletimize hizmet ettim ve büyük bir şerefle bu görevleri yerine getirdim. Bundan daha büyük bir gurur da söz konusu olamaz. Bugünkü şartlar çerçevesinde benin gelecek ile ilgili bir siyaset planımın olmadığını da doğrusu burada paylaşmak isterim” dedi.
Gül, Cumhurbaşkanlığı sonrasında AKP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmaya niyetli olmadığını ortaya koydu, ancak Cumhurbaşkanlığı adaylığında kapıyı açık bıraktı ve “Aday olmayı düşünmüyorum” demedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, neden Başbakan Erdoğan ile görüşeceğini söylediğini ise, “Bugün Cumhurbaşkanı olduğum için bazı konuları açık konuşmak beni sınırlıyor. Ama şu bir gerçek ki ben bağımsız bir şekilde siyasete girmiş veya cumhurbaşkanı olmuş bir kimse değilim, dolayısıyla muhakkak bunu arkadaşlarımızla konuşacağımızı, tartışacağımızı neticede hep beraber bir karara varacağımızı ve bunu da kendi aramızda konuşarak halledeceğimizi söyledim’ diye anlattı.
Gül, Rusya’da ‘Putin ile Medvedev’in Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koltuklarına dönüşümlü oturdukları’ anımsatılınca, “Ben onların doğrusu bu şekilde demokrasiye çok yakışan bir uygulama olduğu kanaatinde değilim. Hali hazırda yani bugünkü şartlar içerisinde düşünmemi söylemiş oldum size” dedi.
Türkiye’de ilk kez halk oylamasıyla seçilecek Cumhurbaşkanı için seçim atmosferine girildi. Başbakan Erdoğan, AKP adına ilan edeceği adayı veya kendi adaylığını açıklamak için ‘istişare’ maratonu başlattı. Çarşamba günü TBMM Başkanı Cemil Çiçek haricindeki 312 kişilik AKP Grubu ve bakanlarıyla basına kapalı bir toplantıda bir araya gelen Erdoğan, bugün ise AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nın basına kapalı öğleden sonraki bölümünde, “Sizce Cumhurbaşkanı kim olmalı?” sorusunu içeren anketle parti örgütünden yanıt aradı. Erdoğan, basına açık bölümde yaptığı konuşmasında ise, aday olacağına ilişkin çok açık mesajlar verdi.
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili parti örgütüne, “Maalesef Türkiye’de bütün cumhurbaşkanlığı seçimleri sancılı olmuştur. Biz bu seçimleri Meclis’teki vekillerden alarak asillere bıraktık. Biz bu seçimlerin gayet bir ortamda yürütülmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda henüz partimiz olarak bir karara varmış değiliz. İlk istişaremizi 30 Mart’ta milletimizle yaptık ardından önceki gün milletvekillerimizle yaptık sizinle de yapacağız” diye seslendi. Bu noktada 30 Mart yerel seçimlerde millet ile yaptığı istişareye işaret eden Erdoğan’ın sözleri, halkın yüzde 44’ü aşkın desteğini almış bir lider kimliğiyle Cumhurbaşkanlığı’nı istediği yorumuna neden oldu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ile diyaloğunu ise, “İlgili her kesimin tavsiyesini alacağız önerileri dinleyeceğiz. Tabi ki cumhurbaşkanımızla da bu konuyu görüşeceğiz” diye açıkladı.
Kendisini ‘dava adamı’ ve AKP’yi bir ‘dava’ olarak adres göstermesiyle dikkat çeken Erdoğan, “Bu dava millete hizmet, ülkeye hizmet davasıdır. Birilerine değil. Biz birilerine kul olmanın gayreti içerisinde olmayacağız. Bizim Allah’ımız var onun dışında asla kimseye kul olmayacağız” dedi. Bediüzzaman Said Nursi’den alıntı yapması göze çarpan Erdoğan, “Davalar isimler üzerine yürütülemez. İsimler değişir makamlar mevkiler değişir ama bu davayı omuzlayacak kadrolar oldukça bu dava uzun ince bir yolda yürür” diye konuştu. Erdoğan’ın bu sözleri partisine mesajı olarak algılandı.
Bu sırada çarpıcı bir açıklamayı ise, Kütahya’da, yeniden adaylığı 28 Ağustos 2007’de 11’nci Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne çıktığından beri tartışılan Abdullah Gül yaptı. Aktif siyasete vedayı düşündüğünü ilk kez kameralar önünde bildiren Gül, “Birçok tartışmalar, spekülasyonlar oluyor. Ben devletin bütün kademelerinde milletimize hizmet ettim ve büyük bir şerefle bu görevleri yerine getirdim. Bundan daha büyük bir gurur da söz konusu olamaz. Bugünkü şartlar çerçevesinde benin gelecek ile ilgili bir siyaset planımın olmadığını da doğrusu burada paylaşmak isterim” dedi.
Gül, Cumhurbaşkanlığı sonrasında AKP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmaya niyetli olmadığını ortaya koydu, ancak Cumhurbaşkanlığı adaylığında kapıyı açık bıraktı ve “Aday olmayı düşünmüyorum” demedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, neden Başbakan Erdoğan ile görüşeceğini söylediğini ise, “Bugün Cumhurbaşkanı olduğum için bazı konuları açık konuşmak beni sınırlıyor. Ama şu bir gerçek ki ben bağımsız bir şekilde siyasete girmiş veya cumhurbaşkanı olmuş bir kimse değilim, dolayısıyla muhakkak bunu arkadaşlarımızla konuşacağımızı, tartışacağımızı neticede hep beraber bir karara varacağımızı ve bunu da kendi aramızda konuşarak halledeceğimizi söyledim’ diye anlattı.
Gül, Rusya’da ‘Putin ile Medvedev’in Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koltuklarına dönüşümlü oturdukları’ anımsatılınca, “Ben onların doğrusu bu şekilde demokrasiye çok yakışan bir uygulama olduğu kanaatinde değilim. Hali hazırda yani bugünkü şartlar içerisinde düşünmemi söylemiş oldum size” dedi.
