Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, 6-8 Ekim 2014 tarihinde yaşanan olaylarla ilgili Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 214/2. maddesinde "Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, tahrik etmek" suçundan soruşturma başlattı. Bu suç 24 yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Savcılık, bu soruşturma sonunda Demirtaş’ın yargılanması için dokunulmazlığın kaldırılması için fezleke düzenleyebilir. Eğer bu aşamaya gelinirse savcılık tarafından hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulabilir.
Erdoğan: ‘Abisi dağda olan Demirtaş 6-8 Ekim katliamının baş sorumlusu’
Soruşturmanın başlatıldığı haberi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin’de Demirtaş hakkında “6-7-8 Ekim katliamının baş sorumlusudur. Bugüne kadar dokunulmazlık zırhı altındadır. Amerika’nın terör örgütü olarak gösterdiği örgüte aksi bir söylemde bulunamamıştır. Abisi zaten malum, dağda yetişmiş ve halen de dağda olan birisidir. Talimat alan tipler. Kendisi de fırsatı bulunca herhalde oraya gider. Ağzından çıkanı kendisinin duyması gerekir. Kendi üzerindeki karanlık bulutları dağıtmaya çalışıyor` şeklindeki sözlerinden hemen sonra geldi.
Akdoğan: ‘Gladyo figüranı Demirtaş süreci zehirliyor”
Hükümetin çözüm süreci koordinatörü Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da bugün Demirtaş’ı Twitter’dan adeta topa tuttu. Başbakan Yardımcısı, HDP liderini gladyo figüranı olarak niteledi:
“Figüranı olduğu Gladyo'yu Sayın Erdoğan'a atfeden Selahattin Demirtaş, uzun zamandır takma akılla hareket ediyor. Fikir de replikler de ona ait değil. Suflörü karga olanın süreci bu hale getirmesi normal. Erdoğan düşmanlığı ve marjinal sol anlayış gözlerini kör etti, süreci zehirledi. Sürecin aktörlerine itibar suikastı yapması, yalan ve iftiralara sarılması paralel çetenin kirli oyunlarını akla getiriyor.”
Demirtaş hakkındaki ilk fezleke Süleyman Soylu’nun şikayetiyle düzenlendi
Aslında bu Selahattin Demirtaş hakkındaki ilk fezleke değil. HDP lideri hakkında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon milletvekili Süleyman Soylu’nun başvurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan bir diğer fezleke de Adalet Bakanlığı tarafından çarşamba günü Meclis’e sunuldu.
AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın savcılığa yaptığı şikayetin nedeni ise Demirtaş’ın 17 Mayıs’ta Cumhuriyet gazetesinde verdiği mülakat. HDP lideri bu mülakatta, “HDP’yi baraj altında bırakmak için kurulan ekibin içinde toplantılara katılan biri bize bunu aktardı; ‘Beni de o toplantılara dahil ediyorlar. Türkiye genelinde 3 bin 500 kişiden oluşan bir ekip. Başında da Süleyman Soylu var’. Bunlar HDP’yi baraj altında bırakacak hile simülasyonları, senaryoları üzerinde çalışma yürütüp, örgütleme yapıyorlar. Süleyman Soylu il il dolaşarak bunların hazırlığını yapıyor” demişti.
Erdoğan: ‘Terör örgütüyle iş tutan parti yöneticileri bunun bedelini ödemeli’
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılabileceğinin işaretini Çin Halk Cumhuriyeti ziyareti öncesi yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı teröristlere övgüler düzen Kandil siyasetçileri hakkında devreye girmeli ve hukuku çalıştırmalıdır” sözleri üzerine parti kapatmaya karşı olduğunu söyledi, ancak milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşı olmadığını ifade etti:
“Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir diyorum. Yönetenler, aktörler çok çok önemli. Biz gerçek kişileri bu konuda muhatap almalıyız. Tüzel kişiyle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.”
HDP’li vekiller dokunulmazlıklarının kaldırılması için TBMM’ye başvurdu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri üzerine HDP’li 80 milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne başvurdu. HDP TBMM Grup Başkan Vekili Pervin Buldan 29 Temmuz’da düzenlenen basın toplantısında “HDP'yi siyasi linç kampanyasının hedefi haline getirenlere çağrı yapıyoruz. Biz korkmuyoruz. Alnımız açık, başımız diktir. Dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak, siyaset yapan bir gelenekten gelmiyoruz. Bedel ödeyen, ama boyun eğmeyen, diz çökmeyen onurlu bir direniş mücadelesinin içerisinden geliyoruz” diyerek partili milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yaptıkları başvuruyu duyurdu. Buldan, tüm milletvekillerine dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis Başkanlığı’na başvuru çağrısında bulundu.
9 milletvekili için düzenlenen fezlekeler Meclis’e ulaştı
Bugün ayrıca aralarında HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın da aralarında bulunduğu 9 milletvekili hakkında düzenlenen fezlekeler de Adalet Bakanlığı’nca Meclis’e sunuldu.
Tahir Elçi: ‘Dokunulmazlıklar kalkarsa çözüm hayali toprağa gömülür, felaket olur’
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, dokunulmazlıkların kaldırılmasının felaketle sonuçlanacağın söyledi. Elçi, “Toplumun bu kadar demokratik yollarla bu sorunu çözümünü önemsediği HDP’nin arkasında bu kadar güçlü destekle durduğu dolayısıyla halkın henüz tezahür ettiği bir sırada, henüz hükümetin kurulmadığı bir sırada meclisin çalışmaya bile başlamadan henüz Kürt toplumu 1994’teki DEP travmasını atlatmamışken bir kez daha partinin kapatılması, genel başkan dahil milletvekilinin dokunulmazlıklarını kaldırılması ve onlara cezaevi yolunu gösterilmesini sonucu şu: silahların toprağa gömülmesinden söz ediyorduk, bundan sonra Kürt sorunun demokratik çözümün hayali, toprağa gömülmüş olur. Yani bu tamamen felaket olur” dedi.
Tahir Elçi: ‘Hükümetin bunu yapmayacağını umarım, yazık olacak Türkiye’ye’
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının toplumun bir arada yaşama zemini dinamitleyeceğini söyleyen Diyarbakır Barosu Başkanı, Kürt toplumunun HDP’ye vermiş olduğu “Demokratik istikamette devam edin, bu yönde sizi destekliyoruz, silah yerine siyasetle bu işi çözün” mesajın dolayısıyla halk iradesinin böylece cezalandırılmış olacağı değerlendirmesinde bulundu.
Tahir Elçi, “Hükümetin bunu yapmayacağınI umarım. Bunun daha çok bir siyasi tazyik gibi olacağını umarım. Sayın Cumhurbaşkanı çok açıkça söyledi 6-8 Ekim olaylarından sorumludur dedi. Görülüyor ki devletin tepelerinde böyle bir girişim başlatılmış. Yazık olacak Türkiye’ye” dedi.
