Amerikalı ve İranlı yetkililer, İran’ın nükleer programına ilişkin anlaşmayı tamamlamak için her dakikayi değerlendiriyor. Ancak internet sitesi Intercept, Edward Snowden’ın açıkladığı gizli hükümet belgelerine dayandırdığı haberinde, iki ülkenin bir yandan da siber savaş halinde olduğunu bildiriyor. Intercept, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi tarafından iki yıl önce yazılan bir belgeyi yayınladı. Belgeye göre, İran’ın giderek artan siber savaş becerileriyle başa çıkmak için Amerika’nın daha sert mücadele etmesi gerekiyor.
Rapora göre İran, Amerikan ve İsrail istihbarat örgütleri tarafından 2012 yılında nükleer programına yerleştirilen Stuxnet adlı virüsten çok şey öğrendi.
Londra’daki City Üniversitesi’nden siber savaş uzmanı David Stupples, İranlı liderlerin siber savaş becerilerinin pahalı, tartışmalı ve ölümcül nükleer silahlara kıyasla çok daha değerli olduğunu öğrendiğini söylüyor: ”İran elinde çok daha güçlü bir silah olduğunun farkına vardı. Siber savaşa kaynak akıtırlarsa siber saldırılar düzenleyip karşılığında gayet ucuz bir şekilde kazanımlar elde edebileceklerini anladı.”
Profesör Stupples’ın ekibi, gerçek bir olaydan esinlenerek hazırladıkları videoda, basit bir siber saldırının nasıl olduğunu gösteriyor: ”Video, internet sitesindeki veri giriş-çıkışını gösteriyor. Parlak kısımlardan, sitenin çok yoğun olduğu anlaşılıyor. Siteye veri girişi var, ama çıkış yok. Bu da sitenin tamamen kapandığını gösteriyor.”
Sitelerin hizmet veremez hale getirildiği bu tür saldırılar oldukça sinir bozucu. Ancak asıl sorun, siber saldırıların veri çalmak ya da yok etmek amacıyla kullanılması. Sony firmasına yönelik siber saldırı, buna bir örnek. Elektrik santrallarını, hava trafiğini ya da karayollarındaki trafik lambalarını kullanılmaz hale getiren saldırılar, insan hayatını tehlikeye atıyor.
Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi’nin yeni başkanı Amiral Mike Rogers, geçen yıl Kongre’ye siber savaşın kalıcı olacağını söylemişti: ”Siber savaş, gelecekte göreceğimiz tüm krizlerde önemli rol oynayacak. Bunu geçmişte de yaşadık. Şimdi de Ukrayna, Suriye ve Gürcistan gibi ülkelerde görüyoruz.”
Londra’daki Stratejik Diyalog Enstitüsü’nden Rachel Briggs’e göre terör örgütlerinin de siber alana kayması, kaygı uyandırıyor: ”Terör örgütleri, kablo ve bataryaları kullandıkları gibi teknolojiyi de kullanmaya çalışıyor. Bildiğimiz kadarıyla henüz başarılı olamadılar ancak bunu başarmaları artık an meselesi.”
Siber saldırılar ucuz, gizli ve inkar etmesi ve halktan gizlemesi mümkün olduğu için hem terör örgütleri hem de hükümetler için konvansiyonel ya da nükleer silahlardan çok daha cazip.
