Erişilebilirlik

AB'ye Yönelik Mülteci Baskısı Artıyor


Gaziantep'te İngilizce dersi alan Suriyeli mülteciler
Gaziantep'te İngilizce dersi alan Suriyeli mülteciler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 milyon Suriye ve Iraklı mülteci için 6 milyar dolar harcadığını söyledi. Erdoğan ayrıca, kalkınmış ülkelerin daha fazla mülteci alarak kendilerine düşen “görevi” yerine getirmekle yükümlü olduğunu da söyledi. Ancak Avrupa Birliği üyelerinin daha fazla mülteci alacağına dair herhangi bir işaret bulunmuyor.

Geçmişte birçok kez Erdoğan’la birçok konuda anlaşmazlığa düşen Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, bu kez mülteciler konusunda Erdoğan’ın şikayetlerini haklı bulduğunu söyledi.

130 bin kişiyi kabul eden Almanya, Avrupa’da en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Almanya Dışişleri Bakanı Lübnan ve Ürdün’de yaptığı konuşmada, Avrupa’nın mülteci sorununda üzerine düşen görevi yeterince yapmadığını söyledi.

Beşinci yılına giren Suriye iç savaşından kaçan en az 4 milyon Suriyeli, ülkelerini terk ederek Türkiye ve Lübnan’a sığındı. Her iki komşu ülke, 2 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyor. Bazı mülteci kuruluşlarına göre, mülteci sayısı aslında açıklanandan daha da fazla olabilir.

Afrika veya Ortadoğu’dan gelen mültecilerin yol açtığı zorlukların paylaşımı konusunda bile, Avrupa Birliği ülkeleri aralarında herhangi bir anlaşmaya varmış değil. Avrupa ülkeleri tehlikeli yolculuklar sonrasında, eski kıtanın güney kıyılarına varan mültecilerle, insan kaçakçılarına karşı ne yapmaları gerektiği konusunda da uzlaşamadı.

Avrupa Birliği teknelerle Avrupa’ya gelen mültecileri 28 AB ülkesine eşit dağıtacak ulusal kota sistemini getirmeyi planlıyor. Bununla birlikte, bu plana göre Suriye’nin sınır komşularını zora sokan mültecilerin bazıları da Avrupa’ya yerleştirilecek. Birliğin göçmenlik kurallarına tezat oluşturan yeni planına İngiltere ve Finlandiya dahil olmak üzere birçok ülke karşı çıkıyor.

Birçok Avrupa devleti, mülteci sayısını azaltmaları yönünde kamuoyu baskısı altında. Bununla birlikte, Avrupa’da göçmen karşıtı siyasi partilerin oylarını arttırdıkları gözleniyor.

İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May, zorunlu mülteci kota sistemini kabul etmeyeceklerini söyledi.

İngilizler kota sistemine yaptıkları eleştiride, yasadışı yollarla Avrupa’ya giden mültecilerin çoğunluğunun önceliklerinin ekonomik yaşam standartlarını yükseltmek olan Afrikalılar olduklarını savunuyor. Theresa May gazetecilere, “Akdeniz’i aşarak Avrupa’ya gelenlerin çoğu Senegal, Eritre ve Sudan’dan geliyor. Birçoğu illegal örgütlere para vererek buraya gelmeye çalışıyor. Onların durumu Suriye’den gelen mültecilerden çok farklı” dedi.

İngiltere şu ana kadar sadece 4 bin Suriyeli mülteciye izin verdi. İngiltere’nin zorunlu kota sistemini kabul etmemesi, insan hakları örgütlerince eleştiriliyor. İngiltere Mülteci Konseyi Anna Musgrave, İngiliz hükümetinin, dünyanın en umutsuz insanlarına destek olmaktan kaçınmasının “utanç verici” olduğunu söylüyor.

Birleşmiş Milletler de, İtalya ve İspanya kıyılarına yasadışı gelen binlerce Suriyeli ve diğer göçmenlerin düzenli bir şekilde varlıklı ülkelere yerleştirilmesi için radikal bir “yerleştirme” planı üzerinde çalışıyor.

“Tekne göçmenlerinin” akıbeti hakkında herhangi bir uzlaşıda bulunmayan Avrupa ülkeleri, Türkiye, Ürdün ve Lübnan’daki mülteci sorununun nasıl hafifletileceği ve çatışmalardan bunalan mültecilere nasıl güvenli ve yasal geçişin sağlanacağı hakkında bir anlaşmaya varmalarının da uzak bir ihtimal olduğu gözleniyor.

Avrupa ülkelerinin yeterince mülteci kabul etmekteki başarısızlığından endişe eden Lübnanlı yetkililer, aynı zamanda bazı Avrupa devletlerini Suriyeli göçmenleri başka yerlere yerleştirecek gizli politikalar izlemekle eleştiriyor. Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Bassil, Almanya ve İskandinav ülkelerini ağırlıklı olarak yüksek vasıflı ve Hristiyan göçmenleri almakla suçladı. Eğitimli ve Hristiyan göçmenlerin Almanya’ya yerleştirilmeleri şansının daha yüksek olduğunu düşünen diğer göçmenler, Türkiye ve Lübnan’da faal bir şekilde sahte belge peşine düştü.

Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Bassil hafta sonu düzenlediği basın toplantısında, bazı Avrupa devletlerinin, kendi dini ve kültürüne yakın göçmenleri kabul ettiğini ve eğitimsiz ya da başka dinden göçmenleri ya geri dönmeye ya da başka yerlere yerleşmeye zorladığını iddia etti. Bassil’e göre, bu durumda bazı Avrupa devletleri insanların birbirinden dinsel olarak uzaklaşmasına katkıda bulunuyor.

Avrupalı yetkililerse iddiayı reddediyor. Yerleşmesine izin verilen mülteciler hakkında tam bilgilere ulaşmadan Lübnan’ın iddiasını değerlendirmenin imkanı bulunmuyor. Ancak Lübnanlı yetkililer, en zeki ve vasıflı göçmenleri seçen Avrupa hükümetlerinin politikasının yalnızca Avrupa’ya yarayacağını söylüyor. Savaş mağdurlarına destek sağlama ilkesine ters düşen bu politika da, çok sayıda göçmen barındıran Suriye’nin komşularına çok daha az vasıflı ve az eğitimli göçmenleri bırakıyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG