Erişilebilirlik

Yüzyılın Sıcakları Sıradan Olacak


2010, yeryüzünde son 131 yılın en sıcak yılı oldu. Açıklama Amerika Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’dan geldi. Amerika Doğal Hayatı Koruma Federasyonu da Amerika’daki aşırı havayla ilgili araştırmasına göre, aşırı sıcakların 2050 yılına kadar alışılmış bir durum haline geleceğini açıkladı. Gezegen ısındıkça yağmurlar ve kuraklık da artacak. Ancak bilimadamları küresel ısınma ve etkileri konusunda farklı görüşleri savunuyor.

Rusya’daki orman yangınlarından Pakistan’daki sellere ve Çin’de toprak kaymalarına kadar bir çok bilimadamı aşırı hava şartlarının dünya ısındıkça normal bir durum olacağını söylüyor:

Gezegen ısındıkça atmosfer daha fazla su tutar hale geliyor. Yağmur yağdığı zaman da şiddeti fazla oluyor. Bu durum da felaketlere neden olabiliyor.


Ulusal Doğal Hayatı Koruma Federasyonu’ndan iklimbilimci Amanda Staudt Amerika’daki aşırı sıcaklarla ilgili raporu hazırlayanlardan. Araştırmaya göre Amerika’nın doğu kıyılarındaki kentlerde sıcaklığın 32 derecenin üstüne çıktığı günlerin sayısı bu yıl ikiye katlandı. Uzman bu sıcakların doğal bir durum haline geleceğini söylüyor:

2050 yılına geldiğimizde 2010 çok da sıcak bir yıl olarak hatırlanmayabilir. Bu, tamamen küresel ısınmanın hızına ve hava kirliliğine bağlı.


Staudt kirliliğin atmosferdeki karbon dioksit miktarını arttırdığını ve bunun da ısının atmosferde sıkışıp küresel ısınmaya yolaçtığını söylüyor.

Ancak Cato Enstitüsü’nden iklimbilimci Patrick Michaels bunu abartılı buluyor.

Michaels bir kentteki beton ve tuğla yapıların ısıyı karbondioksitten daha fazla hapsettiğini söylüyor. Amerika’daki aşırı sıcakları da La Nina hava akımına bağlıyor.

Amanda Staudt uzun süren aşırı hava koşullarının olumsuz etkilerine dikkati çekiyor. Bunlar arasında sağlık sorunları ve gıda sıkıntısı da var. Bu yaz Rusya’daki aşırı kuraklık ve orman yangınları dünya tahıl stoklarının azalmasına neden oldu. Staudt başka enerji türleri kullanmanın uzun vadede çözüm olabileceğini söylüyor.

Patrick Michaels bunların gerçekçi çözümler olmadığını söylüyor.

Michaels insanların değişen çevre koşullarına her zaman ayak uydurabildiğini ve bunun böyle devam edeceğini savunuyor: Dünya varolduğu günden beri insanoğlu bu tür tehditlerle karşılaşıyor ve her türlü tehdide uyum sağlamayı başardığı da bir gerçek.

İklim değişikliği üzerindeki tartışma bir yana, bilimadamları kentlerde nüfus arttıkça, daha fazla bina ve yol yapıldıkça havanın daha da ısınmaya devam edeceğini söylüyor.

XS
SM
MD
LG