Yumurta kabuğu oymacılığı çok yaygın ve bilinen bir el sanatı değil. Washington yakınlarında yaşayan bir sanatçının oya gibi işlediği yumurta kabukları yerel sanat galerilerinde sergileniyor. Amerika’nın Sesi, sanatçı Tina Kannapel ve kedilerini ziyaret etti.
Tina Kannepel için dişçilerin kullandığı aletler ve zımparayla yumurta kabuğu oymak bir tutku.
Tina Kannapel, ”Yumurta kabuğu kavisli olduğu için çok güçlü bir yapıya sahip. Bazılarını o kadar çok oydum ki, dantele benziyorlar adeta. Bu işin sırrı, dantelin farklı parçaları arasındaki bağı koparmamak. Böylece yumurta kabuğunun kırılması engelleniyor,” diyor
Yılda bin 600 yumurta kabuğu oyup şekillendiren ve satan Kannapel, ana malzemesini, döllenmemiş yumurtaların içini boşaltan kuş üreticilerinden alıyor: ”Devekuşu yumurtası çok sert, porselen gibi.”
Kannapel kaz, sülün ve papağan yumurtalarını da kullanıyor: ”Bu benim desen dosyam.”
Kannapel işe üzerinde desenin basılı olduğu kağıdı yumurta kabuğuna yapıştırarak başlıyor: ”Yumurta kabuğunun yüzeyini sabitlemek için kağıt kullanıyorum. Yumurta kabuğunu kağıdın üzerinden oyacaksanız desenin kağıtta olması işinizi kolaylaştırır.”
Yumurta kabuklarının sert ve yumuşak noktaları var. Kullanılan kağıt, kırıntı oluşmasını engelliyor.
Kannapel geometrik şekiller, hayvan figürleri ve portrelerden oluşan 300 farklı desenle çalışıyor.
Desen ne olursa olsun kabuğu oymaya en zor noktadan başlamak gerekiyor. Böylece kabuk kırılırsa saatlerce verilen emek boşa gitmemiş oluyor.
Tina Kannapel, ”İster kedi-köpek resmi çizin, ister insanları, çizmesi ve resmetmesi en zor kısım, gözlerdir. Eğer gözleri iyi çizmeyi başaramazsanız bütün desen berbat olur,” diyor.
Kannapel çalışırken üç kedisi kendisine eşlik ediyor. Kedilerden ikisi biraz ürkek ama Jackson, kamerayı çok seviyor: ”Kediler, oyduğum yumurta kabuklarının arasında geziniyor. Hiç rahatsız olmuyorlar.”
Oyma işlemi tamamlandıktan sonra yumurta kabuğu kağıdı temizlemek için önce ılık suda sonra da klorun içinde yıkanıyor.
Tina Kannapel, ”Klor, yumurta kabuklarının içindeki organik maddeleri eritiyor. Kabuklar tamamen sterilize edildikten sonra artık köpük oluşmuyor,” diyor.
Washington yakınlarındaki tarihi Occoquan kasabasında bir sanat galerisi Kannapel’in bazı eserlerini sergiliyor.
Bu turna, boyanmış gibi görünse de hiç boya kullanılmamış. Renkler, yumurta oyulurken oluşmuş.
Tina Kannapel, ”Bu 3 katmandan oluşuyor. Dışı o kadar koyu bir yeşil ki, siyah gibi görünüyor. Onun altındaki katman mavi. En alttakiyse çok ince beyaz renkte bir tabaka. Bu üç tabakanın arasını oydum,” şeklinde konuşuyor.
Kannapel’in yumurta kabukları 30 ila 400 dolar arasında satılıyor.
Bu fiyata çatlamalara karşı sigortaysa dahil değil.
Tina Kannepel için dişçilerin kullandığı aletler ve zımparayla yumurta kabuğu oymak bir tutku.
Tina Kannapel, ”Yumurta kabuğu kavisli olduğu için çok güçlü bir yapıya sahip. Bazılarını o kadar çok oydum ki, dantele benziyorlar adeta. Bu işin sırrı, dantelin farklı parçaları arasındaki bağı koparmamak. Böylece yumurta kabuğunun kırılması engelleniyor,” diyor
Yılda bin 600 yumurta kabuğu oyup şekillendiren ve satan Kannapel, ana malzemesini, döllenmemiş yumurtaların içini boşaltan kuş üreticilerinden alıyor: ”Devekuşu yumurtası çok sert, porselen gibi.”
Kannapel kaz, sülün ve papağan yumurtalarını da kullanıyor: ”Bu benim desen dosyam.”
Kannapel işe üzerinde desenin basılı olduğu kağıdı yumurta kabuğuna yapıştırarak başlıyor: ”Yumurta kabuğunun yüzeyini sabitlemek için kağıt kullanıyorum. Yumurta kabuğunu kağıdın üzerinden oyacaksanız desenin kağıtta olması işinizi kolaylaştırır.”
Yumurta kabuklarının sert ve yumuşak noktaları var. Kullanılan kağıt, kırıntı oluşmasını engelliyor.
Kannapel geometrik şekiller, hayvan figürleri ve portrelerden oluşan 300 farklı desenle çalışıyor.
Desen ne olursa olsun kabuğu oymaya en zor noktadan başlamak gerekiyor. Böylece kabuk kırılırsa saatlerce verilen emek boşa gitmemiş oluyor.
Tina Kannapel, ”İster kedi-köpek resmi çizin, ister insanları, çizmesi ve resmetmesi en zor kısım, gözlerdir. Eğer gözleri iyi çizmeyi başaramazsanız bütün desen berbat olur,” diyor.
Kannapel çalışırken üç kedisi kendisine eşlik ediyor. Kedilerden ikisi biraz ürkek ama Jackson, kamerayı çok seviyor: ”Kediler, oyduğum yumurta kabuklarının arasında geziniyor. Hiç rahatsız olmuyorlar.”
Oyma işlemi tamamlandıktan sonra yumurta kabuğu kağıdı temizlemek için önce ılık suda sonra da klorun içinde yıkanıyor.
Tina Kannapel, ”Klor, yumurta kabuklarının içindeki organik maddeleri eritiyor. Kabuklar tamamen sterilize edildikten sonra artık köpük oluşmuyor,” diyor.
Washington yakınlarındaki tarihi Occoquan kasabasında bir sanat galerisi Kannapel’in bazı eserlerini sergiliyor.
Bu turna, boyanmış gibi görünse de hiç boya kullanılmamış. Renkler, yumurta oyulurken oluşmuş.
Tina Kannapel, ”Bu 3 katmandan oluşuyor. Dışı o kadar koyu bir yeşil ki, siyah gibi görünüyor. Onun altındaki katman mavi. En alttakiyse çok ince beyaz renkte bir tabaka. Bu üç tabakanın arasını oydum,” şeklinde konuşuyor.
Kannapel’in yumurta kabukları 30 ila 400 dolar arasında satılıyor.
Bu fiyata çatlamalara karşı sigortaysa dahil değil.
