Erişilebilirlik

Yılmaz Güney’in Vasiyet Ettiği Film Gösterilecek Salon Bulamıyor


Times dergisi tarafından dünyadaki en kötü 10 cezaevi arasında gösterilen Diyarbakır E Tipi Cezaevi,12 Eylül askeri darbesinden sonra yapılan işkencelerle ünlenmişti. Birçok kitaba, filme ve belgesele konu olan cezaevi ile ilgili son olarak “Kanlı Postal” adıyla bir film çekildi.

Muhammet Arslan’ın yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosu, o dönemde işkenceye maruz kalan mahkumlarla görüşülerek yazıldı. Diyarbakır Cezaevi’nde görev yapan “Yüzbaşı Esat”ın işkence ettiği mahkumları konu alan filmin başrollerinde Mesut Akusta, Turgay Tanülkü, Nevin Efe ve Mihriban Er rol aldı. 2012 yılında çekimlerine başlanan film ilk kez geçen yıl Diyarbakır’da gösterime girdi. Diyarbakır’daki dört salonda gösterilen film bir daha gösterilemedi.

Yönetmen Muhammed Arslan, filmin Türkiye’nin en ünlü sinemacılarından Yılmaz Güney’in vasiyeti olduğunu söyledi. Amerikanın Sesi’ne konuşan Arslan, “Yol filmini çekiyorduk, Yılmaz abinin (Güney) çekim çalışmaları vardı. Ben de Diyarbakır’daydım. O dönemde Avukat Şerafettin Kaya vardı. O yeni çıkmıştı cezaevinden, anlatmıştı bize. Dört kişi kendini yakmıştı. Cezaevinde yaşananları, direnişin başladığını anlamıştı. Ben de Yılmaz abiye anlattım, içeride direniş olduğunu söyledim. Bunun büyük direniş olduğunu ve çekmemiz gerektiğini anlattı. ‘Mutlaka çekelim’ dedi. Yılmaz abinin vasiyetiydi bize. Çok zor şartlarda çektik filmi, kendi imkanlarımla çekmeye çalıştım. Çok zor konuydu. Diyarbakır’a geldim bazı araştırmalar yaptım. Kendi imkanlarımızla bitirdik boynumuzun borcuydu bitirdik,” dedi.

Filmin sadece geçen yıl Diyarbakır’da gösterildiğini anlatan Arslan, bu yıl gösterim için Diyarbakır dahil hiçbir yerde salon bulamadıklarını ifade etti. Arslan, “Film, geçen sene Cizre’deki olaylara denk geldi. Orada ben açıklama yaptım, filmin gelirini Cizre halkına bağışlayacağıma dair. Sen misin bunu söyleyen? Afişler sinemalardan kalktı. Sadece Diyarbakır’da oynayabildi. Salon vermiyorlar. Diyarbakır’da da vermiyorlar. Önce olumlu söylediler. Karanlık eller var işin içinde herhalde engellediler bizi,” diye konuştu.

İstanbul’da kendi kiraladığı bir salonda filmi oynatan Arslan, olanlara anlam veremiyor. Filmin şu anda sadece tek salonda izlenebildiğine dikkat çeken Arslan, “Zor şartlarda bir salon buldum, 17 bin 500 lira istedi. Adam dedi ‘Ben kendimi garantiye alırım o parayı alırım senden.’ O şekilde anlaştık. Salon iş yapmıyor. Gelen filmler iş yapmadığı için böyle bir yol deniyor. Geçen sene sokağa çıkma yasağı vardı ve iyi iş yaptı. Ne oldu bilmiyorum? Enteresan bir durum, iyi iş yaptığını biliyorlar, kendileri söylüyor. Buna resmi hiçbir yasak yok. Ruhsatımız var yoksa sinemada gösterim yapamayız. Kültür Bakanlığı’ndan izin almışız. Buna rağmen engelleniyor, sorun orada. 21 yüzyılda bir film yasal değil sanki yasadışı gibi cendereye alınmış. Adana’dan İzmir’den talep var, mesaj alıyoruz. İnsanlar gidip sinemaları ikna etmeye çalışıyorlar. Bir salon iki yüz kişi, adam filmi yolluyor ‘Bir seans aç’ diyor açabilmesine rağmen açmıyor. Talep olmasına rağmen salon sahipleri açmıyor,” şeklinde konuştu.

Arslan filmin önümüzdeki haftalarda Avrupa’da gösterime gireceğini sözlerine ekledi.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG