21‘inci yüzyılın ilk çeyreğine baktıkdığında Alzheimer hastalığının tedavi ve önlenmesinde ne kadar büyük aşama kaydedildiği oldukça dikkat çekici. Demansın en çok rastlanan şekli olan Alzheimer vakaları tüm dünyada giderek artıyor. Dünya Sağlık Örgütü 35 milyon kişide demans yani bunama olduğunu, bu sayının 2030 yılında ikiye katlanacağını tahmin ediyor.
İnsan ömrü uzadıkça bunamayı durduracak aşı ya da ilaç bulunması gerekliliği de artıyor.
Geçmişte Alzheimer, hastanın ölümünden sonra yapılan otopsi sonucu teşhis ediliyordu.
Alzheimer araştırmacısı Ronald Petersen yeni metodlarla Alzheimer’ın hasta yaşarken de teşhis edildiğini söylüyor: ”Biyolojik göstergeler, görüntüleme, omurilik sıvısı ve kan testlerini kullanarak Alzheimer hastalığını teşhis edebiliyoruz.”
Arizona eyaletinin Phoenix kentindeki Banner Alzheimer Enstitüsü’nden alınan bu görüntüler hastalığın seyrini belgeliyor.
Yaşlanan bir hastanın beyninde amiloid proteininden oluşan plaklar koyu renkli lekeler halinde görünüyor. Tau adı verilen proteinse düğümler şeklinde görüntüleniyor. Bunun sonucunda beyin hücrelerinin ölmesiyle öğrenme becerisi ve hafıza kaybı oluşuyor.
Alzheimer araştırmaları üzerine yapılan ulusal zirvede umut vaadeden iki klinik deneme büyük ilgi çekti. Araştırmaların birinde Alzheimer belirtileri gösteren hastalara burundan insülin veriliyor. İlaç, beyindeki nöronlara gidiyor. Araştırmadan sorumlu Doktor Suzanne Craft, ”Katılımcıların neredeyse dörtte üçünün hafızası dört aylık tedavi süresi boyunca yüzde 50 oranında iyileşme gösterdi.”
Bir başka araştırmaysa erken aşamada başlanan tedavinin hastalığı önleyebileceğini gösteriyor. New York Times gazetesinden Pam Belluck ve bir fotoğrafçı iki yıl önce gittikleri Kolombiya’da Alzheimer’ın ilk evrelerinde olan büyük bir aileyi ziyaret etti. Hastaların üçte biri hastalığın 30 ve 40‘lı yaşlarda ortaya çıkmasına neden olan genetik mutasyona sahip. Belluck, sağlıklı yaşlı neslin genç Alzheimerlılara baktığını söylüyor: ”Bu yatalak hastaların doyurulması, hatta altlarına bez bağlanması gerekiyor. Hastalar genelde sinirli oluyorlar.”
Amerikalı ve Kolombiyalı doktorlardan oluşan bir ekip Kolombiya’da 3 bin kişiyi kapsayacak 5 yıllık klinik deneylere başlıyor. Amerikan ekibinin başkanı Doktor Eric Reiman denedikleri aşının beyindeki amiloid proteinini temizlediğini söylüyor: ”Alzheimer beyne zarar vermeden önce müdahale edersek bu tedavi yöntemlerinin etkili olması için en iyi şansı yakalamış oluruz.”
Pam Belluck, Kolombiyalı hastaların bir an önce yardım almak için heyecanlı olduğunu ve gelecek nesillere yardım edebilmek için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını söylüyor.
İnsan ömrü uzadıkça bunamayı durduracak aşı ya da ilaç bulunması gerekliliği de artıyor.
Geçmişte Alzheimer, hastanın ölümünden sonra yapılan otopsi sonucu teşhis ediliyordu.
Alzheimer araştırmacısı Ronald Petersen yeni metodlarla Alzheimer’ın hasta yaşarken de teşhis edildiğini söylüyor: ”Biyolojik göstergeler, görüntüleme, omurilik sıvısı ve kan testlerini kullanarak Alzheimer hastalığını teşhis edebiliyoruz.”
Arizona eyaletinin Phoenix kentindeki Banner Alzheimer Enstitüsü’nden alınan bu görüntüler hastalığın seyrini belgeliyor.
Yaşlanan bir hastanın beyninde amiloid proteininden oluşan plaklar koyu renkli lekeler halinde görünüyor. Tau adı verilen proteinse düğümler şeklinde görüntüleniyor. Bunun sonucunda beyin hücrelerinin ölmesiyle öğrenme becerisi ve hafıza kaybı oluşuyor.
Alzheimer araştırmaları üzerine yapılan ulusal zirvede umut vaadeden iki klinik deneme büyük ilgi çekti. Araştırmaların birinde Alzheimer belirtileri gösteren hastalara burundan insülin veriliyor. İlaç, beyindeki nöronlara gidiyor. Araştırmadan sorumlu Doktor Suzanne Craft, ”Katılımcıların neredeyse dörtte üçünün hafızası dört aylık tedavi süresi boyunca yüzde 50 oranında iyileşme gösterdi.”
Bir başka araştırmaysa erken aşamada başlanan tedavinin hastalığı önleyebileceğini gösteriyor. New York Times gazetesinden Pam Belluck ve bir fotoğrafçı iki yıl önce gittikleri Kolombiya’da Alzheimer’ın ilk evrelerinde olan büyük bir aileyi ziyaret etti. Hastaların üçte biri hastalığın 30 ve 40‘lı yaşlarda ortaya çıkmasına neden olan genetik mutasyona sahip. Belluck, sağlıklı yaşlı neslin genç Alzheimerlılara baktığını söylüyor: ”Bu yatalak hastaların doyurulması, hatta altlarına bez bağlanması gerekiyor. Hastalar genelde sinirli oluyorlar.”
Amerikalı ve Kolombiyalı doktorlardan oluşan bir ekip Kolombiya’da 3 bin kişiyi kapsayacak 5 yıllık klinik deneylere başlıyor. Amerikan ekibinin başkanı Doktor Eric Reiman denedikleri aşının beyindeki amiloid proteinini temizlediğini söylüyor: ”Alzheimer beyne zarar vermeden önce müdahale edersek bu tedavi yöntemlerinin etkili olması için en iyi şansı yakalamış oluruz.”
Pam Belluck, Kolombiyalı hastaların bir an önce yardım almak için heyecanlı olduğunu ve gelecek nesillere yardım edebilmek için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını söylüyor.
