LONDRA —
Araştırmacılar, biyoteknoloji alanındaki gelişmelerin, seri yapay gıda üretimini mümkün hale getirebileceğini umuyor. Bu yapay gıdaların tadı ve besleyiciliği doğal ürünlerle neredeyse aynı. Bir süre önce Hollandalı uzmanlar, Londra’da yapay etten üretilen ilk hamburger köftesini tanıttı.
Hamburger, özellikle Batılı ülkelerde çok yaygın bir gıda. Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi uzmanları da ilk yapay gıda tanıtımında bu ürünü tercih etti. Köftelik kıyma, organik koşullarda yetiştirilmiş iki danadan alınan kök hücrelerden türetildi. Özel solüsyona konan kök hücreler, çoğaltılarak kas dokusuna dönüştürüldü.
Yapay etin ilk tadına bakan gönüllülerden biri Avusturyalı beslenme uzmanı Hanni Rützler: “Çok yoğun bir tat aldım. Ete çok yakın. Daha kuru, ama kıvamı mükemmel.”
Tadının farklı hissedilmesinin en büyük nedeni yapay ette yağ olmaması. Ama ürün, her şeyiyle doğal etten farksız.
Küresel et üretiminin zirve yaptığına işaret eden uzmanlar, 40 yıl sonra artan talebin karşılanamayacağına işaret ediyor. Bu yüzden çevre dostu bir alternatif bulmak zorunluluk haline geldi.
Yapay et, beş yıl süren ve 300 bin dolara malolan araştırmalar sonucu elde edildi.
Uzmanlar tadı geliştirmek amacıyla çalışmalarını sürdüreceklerini söylüyor.
Kamuoyunun konuya bakışıysa biraz farklı:
“Deney tüpünde et üretmek yanlış. Hem doğru da değil. Bu araştırma yapılmamalı. Gerçekten çok iğrenç.”
“Bana sorarsanız harika. Zaten insanlar et yememeli.”
Uzmanlar yapay etin hem dünyadaki gıda ihtiyacını karşılamasını, hem de geleneksel büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yol açtığı çevresel tahribatı azaltmasını umuyor.
Hamburger, özellikle Batılı ülkelerde çok yaygın bir gıda. Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi uzmanları da ilk yapay gıda tanıtımında bu ürünü tercih etti. Köftelik kıyma, organik koşullarda yetiştirilmiş iki danadan alınan kök hücrelerden türetildi. Özel solüsyona konan kök hücreler, çoğaltılarak kas dokusuna dönüştürüldü.
Yapay etin ilk tadına bakan gönüllülerden biri Avusturyalı beslenme uzmanı Hanni Rützler: “Çok yoğun bir tat aldım. Ete çok yakın. Daha kuru, ama kıvamı mükemmel.”
Tadının farklı hissedilmesinin en büyük nedeni yapay ette yağ olmaması. Ama ürün, her şeyiyle doğal etten farksız.
Küresel et üretiminin zirve yaptığına işaret eden uzmanlar, 40 yıl sonra artan talebin karşılanamayacağına işaret ediyor. Bu yüzden çevre dostu bir alternatif bulmak zorunluluk haline geldi.
Yapay et, beş yıl süren ve 300 bin dolara malolan araştırmalar sonucu elde edildi.
Uzmanlar tadı geliştirmek amacıyla çalışmalarını sürdüreceklerini söylüyor.
Kamuoyunun konuya bakışıysa biraz farklı:
“Deney tüpünde et üretmek yanlış. Hem doğru da değil. Bu araştırma yapılmamalı. Gerçekten çok iğrenç.”
“Bana sorarsanız harika. Zaten insanlar et yememeli.”
Uzmanlar yapay etin hem dünyadaki gıda ihtiyacını karşılamasını, hem de geleneksel büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yol açtığı çevresel tahribatı azaltmasını umuyor.
