Dışişleri Bakanı John Kerry, ekonomi ve ulusal güvenliğe doğrudan etkisi olduğu için Amerika’nın Ortadoğu’yla yakından ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Ancak Obama Yönetimi, Ortadoğu tehdidini çok mu abartıyor? Amerika’nın Sesi Dışişleri Bakanlığı muhabiri Scott Stearns, bu sorunun yanıtını aradı.
İsrail-Filistin barış görüşmelerinin çıkmaza girmesinin üzerinden geçen altı ay içinde Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te şiddet eylemleri arttı. Gazze’de çatışmalar 50 gün sürdü.
Dışişleri Bakanı John Kerry, iki devletli çözüme ilişkin görüşmeleri yeniden başlatma fırsatı aramak için Filistinli ve İsrailli liderlerle ayrı ayrı görüşmelere devam ediyor. Bakan Kerry, Amerikan halkının Ortadoğu’dan soyutlanamayacağını vurguluyor ve şöyle davem ediyor: “Ortadoğu’yla çok yakından ilgilenmeliyiz. Bu bölgenin ulusal güvenliğimiz ve ekonomik çıkarlarımız üzerinde doğrudan etkisi var.”
Ancak Cato Enstitüsü uzmanı Justin Logan, Washington’un Ortadoğu’nun önemini abarttığı görüşünde. Logan, “Ortadoğu’nun stratejik etkisiyle karşılaştırdığımızda Amerika’nın bölgeye verdiği önem, aşırı kaçıyor,” diyor.
Kerry’ye göre iki okyanus arasında olmak, Amerika’yı tehlikeden korumaz: “Ortadoğu’nun önemli olmasının bir numaralı nedeni, işte bu. Bir başka nedense dostlarımızın bizim için önemli olması. İsrail’e gururla bağlıyız. Birçok Arap devletiyle yıllardır çok yakın işbirliği içindeyiz.”
Justin Logan’a göre yıllardır süren askeri destek, Amerika’nın İsrail’e yönelik risklerle ilgili görüşünü değiştirmeliydi: “İsrail, Ortadoğu’daki rakiplerine kıyasla çok daha üstün askeri güce sahip. Terörle karşı karşıya olan İsrail’in Filistin’le çok uzun süredir devam eden sorunları var. Ancak bunların hiçbiri, İsrail’in bir Yahudi devleti olarak devamlılığını tehdit etmez. Bu tehdidi biz abartıyoruz.”
Ortadoğu’nun petrol ihracatı dahil küresel gayrisafi milli hasılanın yalnızca yüzde 6’sına sahip olduğunu belirten Logan, hiçbir ülkenin tek başına petrol arzını tekeline alamayacağı görüşünde: “İran’ın Suudi Arabistan’ı ilhak etmesi sözkonusu değil. Enerji güvenliğiyle ilgili sorunlar aslında bizi o kadar çok ilgilendirmiyor. Sorun olabilir ancak yakın gelecekte bizi etkilemesi sözkonusu değil.”
Bakan Kerry, enerji bağımsızlığını ilan etmeye adım adım yaklaşsa da Amerika’nın Ortadoğu’ya sırtını dönemeyeceğini söylüyor ve şöyle konuşuyor: “Körfez petrolünün akışını tehdit edebilecek herhangi bir gelişme, hem Amerikan ekonomisi, hem de küresel ekonomi üzerinde çok ciddi sonuçlar doğurabilir.”
John Kerry, Amerika’nın Ortadoğu’ya aynı zamanda çok zengin manevi ve ahlaki geleneklerle de bağlı olduğunu vurguluyor. Kerry’ye göre bu geleneklere bağlı kalınarak oluşturulan ve Amerika’nın en temel değerlerinden biri olan insan hakları, günümüzde saldırıya uğruyor: “Elbette sırtımızı dönebilir, birşey duymuyor ya da görmüyor gibi davranabiliriz. Ancak o bölgede çekilen acılara yüz çevirirsek Amerika, Amerika olmaktan çıkar. Biz, bu değiliz, genetik yapımızda böyle davranmak yok.”
Kerry, uluslararası güvenliğin yapı taşlarının en büyük risk altında olduğu bölgenin Ortadoğu olduğuna inanıyor. Bakan, örneğin Mısır’daki şiddet eylemlerinin tüm bölgeyi tam bir karmaşaya sürükleyebileceği uyarısında bulunuyor.
